REKTÖR SEDAT LAÇİNER: TÜRKMEN KARTINI DEVREYE SOKMALIYIZ!
Yeni Şafak gazetesinden Murat Aksoy Çanakkale 18 Mayıs Üniversitesi Rektörü Sedat Laçiner ile gündemi konuştu.
06 Ağustos 2012 Pazartesi 15:18
Bu Söyleşi-Yorum'da Çanakkale 18 Mayıs Üniversitesi Rektörü Sedat Laçiner ile konuştuk.
Gözlerimizi Suriye'deki, Şemdinli'deki gelişmelere dikmişken Hakkari'de dün 8 şehit haberi geldi. Neler oluyor?
PKK Türkiye gerçeklerinden iyiden iyiye koptu. Bu nedenle PKK eylemlerini sadece Türkiye'deki gelişmeler ile okumak imkânsızdır. Buradaki saldırıları okurken Suriye ve İran'la birlikte değerlendirmek gerekiyor. Örgütün uzun süredir Şemdinli, Hakkâri, Şırnak ve çevre bölgelerde bir halk kalkışması çabası da var. Biliyorsunuz bu bölge Türkiye-Irak-İran sınırlarında üçgen benzeri bir alan.
Şemdinli...
Evet. Örgüt bu bölgede 'kurtarılmış bir bölge' oluşturma gayretinde. Hedefleri Hakkâri ve çevresinde Barzani'nin Kuzey Irak'ı gibi, Suriye'deki Haseke bölgesi gibi kendi idaresinde bir Kürt otonom bölgesi oluşturabilmek.
Böyle bir şey mümkün olabilir mi?
Böyle bir hedefe ulaşmak için silah-cephane eksikleri var. Ancak bunu örgüt, TSK'nın hantal yapılanması ve Türkiye'nin terörle mücadele açıklarından yararlanarak kapatıyor. Özellikle gecikmiş operasyonlar örgüte büyük avantajlar sağladı. Kendisini ortada kalmış hisseden insanlar örgütün insafına ve etkisine kalıyor. Örgütün buradaki asıl eksiği halkın aktif katılımı. Bunu bir türlü sağlayamadılar. Bunun için bazen güvenlik güçlerinin kılığında halka zarar veriyorlar, bazen de halkı tampon yapıp iki ateş arasında bırakarak güvenlik güçlerinin halka saldırmasını temin etmeye çalışıyorlar. Şurası kesin ki PKK söz konusu bölgeye birkaç yıldır yoğunlaşmış durumda ve tüm gücüyle buraya saldırıyor.
PKK'NIN HEDEFİ AYRI DEVLET KURMAK
PKK'nın Şemdinli'de strateji değiştirdiği söyleniyor. Böyle bir şey var mı, varsa nasıl bir değişim?
PKK'nın tek bir hedefi var, o da ayrı bir devlet kurmaktır. Buna gücü yetmediği için İran, Suriye, İsrail, ABD, Rusya ve daha birçok bölge aktöründen destek arıyor. Uyuşturucu başta olmak üzere her türlü şebekenin içine giriyor. Çünkü gücüyle orantısız hedefleri var. Konjonktür kendisine bir devlet armağan eder diye umuyor, teklif edilen her yardımı belli taşeronluklar karşılığında kabul ediyor. Bu nedenle PKK hedefi için her aracı kabul eden, ilkesiz bir örgüt olarak bölgesel dengelerin en oynak aktörüdür.
TÜRKİYE'YLE SORUNU OLAN PKK'YI KULLANIYOR
Ortadoğu'da hangi ülkenin PKK'ya ihtiyacı var?
Ortadoğu'da neredeyse her ülkenin PKK'ya ihtiyacı var. Kimin Türkiye ile sorunu varsa, onun PKK'ya ihtiyacı var. Hatta ülkemizde bile bazı şer odakların PKK'ya ihtiyacı var.
Şemdinli saldırısının Suriye'de yaşananlarla bir ilişkisi var mı?
Suriye'de yaşananlarla Şemdinli'nin doğrudan ilişkisi var. İran ve Suriye yaşananlar nedeniyle Türkiye'yi suçluyor ve Türkiye'ye en olumsuz anlamıyla bir Kürt Baharı yaşatmak istiyorlar. Beşşar Esed Türkiye'yi ancak Kürt sorunu ile durdurabileceğini düşünüyor. Barzani ve Talabani de Irak'ın işgali sırasında aynı mantıkla PKK'ya destek vermişti, en azından göz yummuştu. Neo-conlar ve İsrail de aynı şekilde davranmıştı. PKK, Türkiye'nin yumuşak karnıdır. Türkiye'yi durdurmak isteyen oraya çalışıyor.
Hangi ülkeler?
Bu kez Suriye'ye ilaveten İran da devrede. İran hem Suriye düşmesin diye, hem de sıra kendisine gelmesin diye PKK'dan yararlanıyor. PKK'lıların önemli bir kısmı Türkiye-İran sınırının İran kısmında konuşlanmaya başladı. Gelen haberlere göre bazı İran karakolları bile terör örgütünün elinde deniyor. Aynı şekilde Kuzey Irak'ta da İran Kürtleri idare edebileceği kanaatinde. PYD meselesinde de İran-Suriye ile kol kola gidiyor. Şemdinli, Hakkâri çevresinde PKK hâkim olabilirse bu İran'ın işine gelir, Türkiye Irak ve Suriye'de etkisiz hale gelmiş olur. Hatta İran'a karşı olası etkisi de kırılmış olur. Bu anlattıklarım İran'da herkesin değil ama sahada etkili olan güçlü bir grubun görüşü ve uygulamasıdır.
PYD İÇİNDE SURİYE AJANLARI DA VAR
Suriye'de PYD'nin yaptığı nedir?
PYD'yi Şam ve Tahran Türkiye'yi durdurmak için kullandı. Onların bir kısmı doğrudan Suriye istihbaratının adamı. Çoğunluk ise 'dereyi geçene kadar ayıya dayı diyelim' mantığıyla hareket eden kişiler. Herkesin ayrı bir devlet olma veya Kuzey Irak'la birleşme düşüncesi var. Ancak ortada büyük bir fırsatçılık olduğu da açık. Eğer Suriye muhalefeti dağınık yapısını sürdürürse, Halep gibi yerleri almakta gecikilirse bu tür bölgesel idarelerin sayısı artacaktır.
Suriye Kürtlerinin Şam çökmüşken ve yerine güçlü bir idare kurulmamışken kendi bölgelerini yönetme istekleri garip değil. Ancak izledikleri tarz çok yanlış. PKK bayraklarını Türkiye sınırına dikerek, Türkiye'yi tahrik edecek her türlü hareketle bu işe başlarsanız asıl kendinize zarar verirsiniz. Tıpkı Irak'ta olduğu gibi Suriye'de iç savaşın ne zaman sona ereceği belli değil. Bu durumda ben Suriye Kürdü olsam en çok Türkiye ile iyi geçinirdim ve özerklik için Türkiye'nin desteğini arardım. Bunun yolu ise sağa sola bayrak asmaktan değil, Türkiye'nin endişelerini gidermekten geçer.
Türkiye Kürt sorununda hangi aşamada?
10 yıl geriden geliyoruz. Hep 10 yıl önce yapmamız gerekenleri 10 yıl sonra yapıyoruz. 10 yıl önce sonuç alacağınız reformları bahşeder gibi parça parça verince hiçbir etkisi olmuyor, hatta bazen olumsuz etkisi bile olabiliyor. Haklar konusuna 'Kürt hakları' diye de bakmamak gerekir. Türkiye kökeni ne olursa olsun tüm vatandaşlarına temel haklarını pazarlıksız ve bunları teröre rehin bırakmadan vermelidir.
Terörle mücadelede ise değişim çok az. Hükümet ile Ordu arasındaki yakınlaşmanın bir katkısı oldu, ancak o kadar. Ordu ile terörist kovalarsanız varılacak nokta buradır. Yapılması gereken pek çok operasyon son 5 yılda çeşitli nedenlerle yapılamadı veya geç yapıldı. Örneğin KCK (yani PKK) operasyonları en az 1 yıl gecikmeli yapıldı, sonrasında da kırık dökük ilerledi. Bu da sahada örgütü daha etkili hale getirdi. Silahları susturamayınca yapılan bazı ekonomik yatırımlar da yeterince sonuç vermiyor, hatta ters tepiyor. Ben bu konuda yeterince konuştuğumu düşünüyorum.
Türkiye Kürt sorununun çözümünde bu aşamada neler yapmalı?
Yapması gerekenlere geçmeden önce, yapmaması gerekenleri tespit etmeli. Ayrıca korkularıyla değil hedefleriyle hareket etmeli. O hedefleri de sahadaki gerçeklerle uyumlu bir şekilde belirlemeli. Elinde silah olan adamla silahsız pazarlık yapılamayacağını bilmeli... Söylenecek daha çok şey var ama dediğim gibi bu hususta çok konuştum...
BÖLGEDE TUTUNACAK TEK DAL TÜRKİYE
Bölgedeki gelişmeler içeride Kürt sorununu nasıl etkiler?
Çevremizde yangınlar var. Devletler yıkılıyor, etnik-mezhepçi milliyetçilikler kışkırtılıyor. Kürt sorunu bundan mutlaka etkileniyor. Duygular bir kez coşunca insanlar mantıklı hareket etmeyebiliyor. Bazıları Ortadoğu'da yaşananları Kürtler için büyük bir fırsat olarak görebilir. Bense bundan sonraki günlerde Suriye veya Irak'ta Kürt olmak istemezdim. Kürtler tüm fay hatlarının çakıştığı bölgenin tam üzerinde oturuyorlar. Başlarına büyük felaketlerin gelmesinden korkarım. Türkiye'den ayrılmak isteyen ayrılıkçı bir Kürt bile olsaydım Türkiye ile aramı iyi tutardım. Çünkü bölgede tutunulabilecek tek dal Türkiye.
Türkiye bölgeye (Kürtlere) hami olabilir mi?
Türkiye bölgenin bir özetidir, bölgenin annesi babası gibidir. Türkiye bu bölgenin iyi olmasına mahkûm belki de tek devlettir. Kürtlerle ilişkisi ise hamilik ilişkisinin çok ötesinde akrabalık ilişkisidir, aynı ailenin parçası olma ilişkisidir.
Esed Türk-Kürt çatışması çıkarmak istiyor
Suriye'deki gelişmelerde Barzani nerede duruyor?
Barzani bir Kürtçüdür, Kürt milliyetçisidir. Pan-Kürt hayalleri vardır. İrredentisttir, yani yayılmacı bir siyasi anlayışı vardır. Türkiye, İran, Irak ve Suriye'deki Kürtler birleşip tek bir devlet haline gelmeden hedefine ulaşmış sayılmaz. Ancak aynı zamanda pragmatisttir. Yaşadıkları nerede durması gerektiğini ona öğretmiştir. Hedefleri doğrultusunda her aktörle işbirliği yapar. İsrail'le ve ABD ile arası iyidir. Suriye'deki rolü ise en azından şimdilik 'Kürtler arasında arabuluculuk' şeklinde tanımlanabilir. PKK'yı rakip görmesine rağmen Suriye'de Kürtlerin çatışmasını istemiyor. Esed'in oynadığı rolün o da farkında. Esed Kürtler ile Türkiye'yi çatıştırıp Türkiye'yi oyuna getirmek istiyor. Barzani bu hesabı görüyor aslında. O da Türkiye ile Esed arasındaki çekişmeden yararlanıp Suriye'de Kürtlere bir ev yapmaya çalışıyor. Elbette bu evin en sonunda kendisine bağlı olacağını hesap ediyor. Barzani Irak'ta da Araplar arasındaki çekişmeden yararlanmıştı, İran-Türkiye ve Irak çekişmesini istismar etmişti. Suriye'de de benzeri bir taktik izliyor.
Davutoğlu Barzani'ye ne söylemiştir, söylenenler Barzani'yi değiştirir mi?
Bu konuda sadece tahminde bulunabilirim. Her halde Türkiye Barzani'ye Suriye'de PKK ve benzeri oluşumlar etkili olursa, ayrı bir devlete gidilirse Türkiye'nin tepkisinin sert olacağını, hatta askeri müdahalenin dahi mümkün olabileceğini söylemiştir. Aynı bağlamda Suriye'deki gelişmelerin Irak Kürtlerini de zarara uğratabileceğini ifade etmiştir. Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun Barzani'den sonra Kerkük'ü ziyareti de güçlü bir mesajdır. Türkiye Irak ve Suriye'de bugüne kadar Türkmen kartını devreye sok(a)madı. Bundan sonra bu kart etkin bir şekilde kullanılabilir ve bundan Kürtler zarar görebilir. Kerkük ziyareti dış politikada önemli bir kilometre taşıdır.
TÜRKMEN KARTINI DEVREYE SOKMALIYIZ
Nasıl bir değişim?
Görünen o ki Suriye, Irak (belki İran, kimbilir) gibi bazı ülkelerde Türkmenler Türk Dış Politikası'nda daha önemli bir yer tutacak.
PKK ile Barzani arasında bir çatışma mümkün mü?
Bölgedeki tüm aktörler arasında çatışma mümkün. Fakat Barzani şu ortamda Kürtlerle çatışmak istemez. Kendisini 'Kürtlerin Atatürkü' olarak gören biri Barzani. Eğer Kürt kanı dökerse girdiği yolda zorlanabilir. Ancak İran, İsrail ve ABD meselelerin o kadar içinde ki bir bakmışsınız Barzani ile PKK değil, Irak'taki Kürtler bile birbirine girmiş. Ancak Suriye'de Barzani PKK ile çatışmak istemez. Bırakınız PKK ile çatışmayı, Suriye Kürtlerinin hiçbirinin birbiriyle çatışmasını istemiyor, bunu engellemeye çalışıyor. Barzani'nin asıl hedefi PKK ve diğer Kürtçü unsurları kendi içinde asimile etmektir. Bunun için Türkiye, Irak ve İran'ı olabildiğince kızdırmaması, Kürtçü grupları ise savaştırmadan birlikte tutması gerekiyor.
MALİKİ'NİN POLİTİKALARI IRAK'I BÖLEBİLİR
Suriye-Irak-İran-Türkiye denkleminde yaşananlar Irak'ı bölebilir mi?
Elbette. Şu anda Bağdat'taki yönetim de buna hizmet ediyor. Aslına bakarsanız bir ülke öncelikle kendisi böler. Ortak kimlik bir arada tutamıyorsa orada bölünme olur. Irak'ta Şii kimliği ön plana çıktı. İran da bunu destekliyor. Kürtler kendi yoluna gitti. Sünniler ise eskiden farklı olarak Irak ortak kimliğinin lokomotifi olamayacak kadar zayıfladılar.
Nasıl olacak bu, PKK-Barzani nasıl birarada olacak?
PKK Barzani liderliğinin içinde eriyecek. Tabii ki bu kağıt üzerindeki hedef. Ancak 10 yılı aşkın bir süredir ABD ve Barzani bu hedef doğrultusunda çalışıyor. Bir noktaya kadar Barzanileşme Türkiye'nin de işine geliyor.
Murat Aksoy - Yeni Şafak
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.