22 Kasım 2024
  • İstanbul12°C
  • Diyarbakır12°C
  • Ankara15°C
  • İzmir19°C
  • Berlin1°C

PKK İLE YENİDEN GÖRÜŞME KOŞULLARI

Adalet Bakanı Ergin'in görüşmeye ihtiyaç halinde yeniden başlanma ihtimalinden söz etmesi, dosta düşmana bir manifesto sayılmalı.

PKK ile yeniden görüşme koşulları

18 Şubat 2012 Cumartesi 08:42

İstihbarat ve yargı arasında baş gösteren soruşturma gerilimi, Meclis’in 12 küsur saat süren tartışmalı bir oturum sonucu dün sabaha karşı Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Yasası’ndaki 26’ncı maddede değişiklik yapmayı kabul etmesiyle yeni bir aşamaya geçti.

Yapılan değişiklik, ilk önerildiği haliyle MİT mensupları ve başbakanın özel olarak görevlendireceği kişilerin eylemlerinin soruşturulmasını başbakan iznine tabi kılıyordu.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun buna itirazı, üstelik 1990’lardaki faili meçhul cinayetler iması ile ‘Devlet içinde çeteleşme’ olunca tartışmanın yönü değişti. Yasa değişiklik taslağındaki Başbakan’ın kamu görevlilerine vereceği görevlere sorgu kalkanı, yetkilendirmenin ‘operasyon dışında’ koşuluna tabi kılındı.

Anlamı şu: Başbakanın “Git şunu yap” dediğinde suç gören savcı, kâğıt üzerinde de olsa bundan böyle o görevliyi o eylemden dolayı sorgulayabilecek. Ama “Git konuş” denilen görevlere ilişkin sorgu başbakanın iznine tabi olmayı sürdürecek?

Yani sürmekte olan durumda, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, selefi Emre Taner ve diğer MİT görevlileri, İstanbul Savcısı Sadrettin Sarıkaya’nın açmış olduğu ve kendisinden alınan soruşturma çerçevesinde, PKK ile görüşme yürüttükleri için ancak Başbakan Tayyip Erdoğan izin verirse sorgulanabilecek.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin görüşmeler sırasında önemli şeyler söyledi. Şöyle özetlenebilir:

- Abdullah Öcalan ve PKK görüşmeler boyunca taleplerde bulunmuşlardır.

- Görüşmelerde muhatabın ‘akla hayale gelmedik’ şeyler söyleyebilir. Kabul edilmediği sürece bu talepler dile getireni bağlar. (Ergin burada PKK kaynaklarınca ‘mutabakat metni’ olarak sızdırılan dokuz maddenin, yalnızca karşı tarafın talebi olarak kaldığını ima ediyor olabilir.)

- Görüşmeyi yapan istihbaratçılar bu taleplerin kabulü yönünde bir telkinde bulunmamışlardır. (Bu sözleri de ‘yalnızca ilettiler’ diye okumak mümkün. Ergin, ‘Yetkilerini aştılar mı?’ sorusuna cevap için sorgu isteyen savcılara karşı, adeta Fidan ve elemanları adına savunma avukatlığı yapmaktadır.)

- Bu talepler üzerine hükümetin vermiş olduğu bir söz ya da taahhüt yoktur.

- Ancak PKK ile görüşmeler ‘ihtiyaç olması halinde’ bundan sonra da yapılacaktır.

Bu yasanın çıkarılmasıyla bu krizi bitmiş sayamıyoruz ne yazık ki; daha açılmış ve kapatılmamış soruşturmalar var, bu bir. İkincisi, günlerdir medyada bazı köşelerde ısrarla süren ‘Hükümet-cemaat’ ilişkileri yorumlarını izliyorsunuz. Bu konuda yazanlar ilişkinin iyi gidip gitmediği yorumlarına kanıt olarak ‘diyalogcular-operasyoncular’ olarak tezahür eden ‘istihbarat-yargı’ gerilim eksenine işaret ediyorlar.

Dolayısıyla Ergin’in görüşmeye ihtiyaç halinde yeniden başlanma ihtimalinden söz etmesi, dosta düşmana bir manifesto sayılmalı. Tabii beraberinde bir de soru getiriyor: Hangi koşullarda yeniden başlanabilir?

Hatırlamakta yarar var: Görüşmelere 2008’de Ergenekon davasının açılıp karargâh saklılarının derdine düşen askerin itirazının kalkması ile başlanmış, yine aynı süreçte, 2009’da Kürt Açılımı gündeme gelmişti. 2010 referandumu sürecinde ateşkes dönemi yaşanmış, görüşmeler 2011’deki genel seçimler sırasında da kesilmişti. Oyların yarısını tek başına alan Erdoğan’ın, Ergin’in ifadesiyle ‘akla hayale gelmeyecek’ taleplere boyun eğmesi düşünülemezdi.

Bunun üzerine PKK, Silvan saldırısına (14 Temmuz) kalkışınca ipler kopma aşamasına geldi. Belki son şans mahiyetindeki 27 Temmuz’da avukatlarıyla İmralı görüşünde Öcalan’dan yine tehdit çıkınca, o da son oldu. Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’in havlu atarcasına istifasıyla işler bambaşka bir mecrada akmaya başladı. Görüşme bantları sızdı, Kandil’den Murat Karayılan’ın sürekli tehditleri başladı, buna karşın PKK’nın kitleyle bağı olan KCK operasyonları hızlandı ve gerisini biliyorsunuz; son önemli gelişme Genelkurmay’ın elinde bulunan ve herkesi ve kurumu dinleyebilme kapasitesindeki Türkiye’nin en önemli elektronik istihbarat tesisinin MİT’e devri oldu.

PKK ile yeniden görüşmenin PKK’nın eylem yapma kapasitesiyle birlikte gururunun da kırıldığı koşullarda olması hükümetin tercihidir ve Irak ile Suriye’deki gelişmeler en azından şu anda bu tercihe yardımcı olacak niteliktedir. Ama dediğimiz gibi, dosya kapanmış değil, daha yeni açılmış gözle bakmakta yarar var.

Murat Yetkin - Radikal

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.