22 Kasım 2024
  • İstanbul18°C
  • Diyarbakır10°C
  • Ankara14°C
  • İzmir19°C
  • Berlin2°C

PEYGAMBERİ MALZEME YAPMAK KİMİN HADDİNE!

Tayyip Erdoğan, "Peygamber Efendimizi siyasi polemiklerin malzemesi haline getirmek kimin haddinedir?' diye konuştu.

Peygamberi malzeme yapmak kimin haddine!

05 Şubat 2010 Cuma 15:39

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Salı akşamı TBMM kürsüsünde sergilenen densizlik Türk siyasi hayatına olduğu kadar MHP'nin tarihine de kara bir leke olarak kazınmıştır ve o leke oradan hiçbir zaman çıkmayacaktır' dedi.

Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen partisinin Kadın Kolları Eğitim Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, toplumun yüzde 52'sinin kadın olduğunu, kadının siyasette, sosyal yaşamda yer almasının sinerjiyi doğurmakla kalmayacağını, AK Parti'nin konumunu da güçlendireceğini söyledi.

Anadolu'nun bin yıllar boyunca anneliğin şefkatiyle, rahmetiyle, bereketiyle yoğrulduğunu, bu toprakların annelerinin yavrularını nasıl kucaklarsa aynı şekilde yurtlarını da kucakladığını ifade eden Başbakan Erdoğan, 'Bu toprakların kadınları, beşikteki bebeklerinin üzerine kartal gibi kanatlarını açarken, vatanlarına kem gözle bakanlara da şahin gibi dimdik duruş sergilemişlerdir' diye konuştu.

'HANGİ SALAHİYETLE SÖYLEYEBİLİYORSUN?'

Anadolu'nun, Trakya'nın kadınlarının kocalarına eş, çocuklarına ana oldukları kadar savaş meydanlarında kahraman, gazi, şehit olduğunu dile getiren Erdoğan, 'Yeri geldiğinde Hayme Ana'dır, Nilüfer Hatun'dur, Nene Hatun'dur, Erzurumlu Fatma Seher'dir, Tarsuslu Fatma, Binbaşı Ayşe'dir' dedi.

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Bu topraklar, 'cennet, annelerin ayaklarının altındadır' diyen bir medeniyetin hayat suyuyla sulanmıştır. bu topraklarda annelik ezelden beri kutsaldır, ebediyen de kutsal kalacaktır. Bu toprakların hamurunda, bu toprakların mayasında, geleneğinde, kültüründe, örfünde analara dil uzatmak yoktur. Anaları hor görmek yoktur. Analardan istihza ile söz etmek yoktur. Hele hele anaları kirli siyasetin seviyesiz üslubuna malzeme edecek densizliğe bu ülke hiç şahit olmamıştır. Bu ülkenin kutsal değerleri, bu ülkenin hassasiyetleri, bu ülkenin gelenekleri, örfü, ananesi bu kadar ayaklar altına alınmamış, milliyetçilik iddiası hiç bu kadar pespaye bir seviyeye düşürülmemiştir.

Tabii buraya gelmişken, istemem ama Salı akşamı TBMM kürsüsünde sergilenen densizlik, Türk siyasi hayatına olduğu kadar MHP'nin tarihine de kara bir leke olarak kazınmıştır ve o leke oradan hiçbir zaman çıkmayacaktır. Mevcut yönetimin ve temsilcilerin bu ölçüsüz söylemleri, bu kin ve nefret kokan siyasetleri, inanıyorum ki tüm milletimiz gibi, bu harekete destek veren kardeşlerimiz tarafından da en iyi şekilde değerlendirilecektir.

Esasen o gün orada, TBMM'nin kürsüsünde maske bir kez daha düşmüştür. 'Ürkek değil erkek parti' diye yola çıkanlar, daha Meclis kapısında iken U dönüşü yapmış, bugün ise bu ülkenin kadınlarına dil uzatacak, bu milletin peygamberiyle istihza edecek, baş örtüsünü ayaklarının altında çiğneyecek kadar izansızlık abidesine dönüşmüştür. Peygamber Efendimizi siyasi polemiklerin malzemesi haline getirmek kimin haddinedir? Partimin içerisinden herhangi bir tanesi, sürçülisan ile böyle bir ifadeyi kullanmış, bunu yakalamak suretiyle buradan kalkıp şahsıma böyle bir izafede bulunmayı sen hangi hakla, hangi salahiyetle söyleyebilirsin? AK Parti'nin kuruluşunda, şahsında tabu yaratmak yoktur, tabuları yıkmak vardır. Biz onun için bu yola çıktık. Sizin kendinize ait tabularınız vardır, onları da biliriz ama bunları da dillendirmeye gerek yok.'

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'O gün Meclis'i yöneten Hanımefendi, buradaki sınırsız yanlışlara ne yazık ki fırsat vermiştir. Başbakan Yardımcımız'ın, 'Başbakan Yardımcısı' sıfatıyla değil bir 'milletvekili' sıfatıyla o mecliste iki dönem başkanlık yapmış olmanın kendisine sağladığı bu noktadaki deneyim ve tecrübeyle Hanımefendi'ye gidip, 'Yaptıklarınız yanlış, adeta CHP'nin bir militanı gibi yönetiyorsunuz, siz tarafsız olmak durumundasınız, bu şekilde giderse bu sıkıntı doğuracak' demesinden Sayın Deniz Baykal rahatsız olmuş ve tabii Hanımefendi de yürütmenin yasamaya baskısı olarak gösteriyor. Sen onu öyle gösterme. Senin ifadelerin yasamanın yürütmeye baskısıdır, bunu böyle gör' dedi.

Erdoğan, AK Parti Genel Merkezindeki partisinin Kadın Kolları Eğitim Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, TBMM Genel Kurulunda Salı akşamı yaşanan olaylara değindi.

'Eşleri, kadınları tartışmaların içine çekmek, orada Grup Başkanvekili hanım kardeşimize edebe, adaba sığmayacak şekilde saygısızca saldırmak kimin haddine?' diye soran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Burada özellikle o gün tabii ki Meclis'i yöneten Hanımefendi, buradaki sınırsız yanlışlara ne yazık ki fırsat vermiştir. Başbakan Yardımcımız, 'Başbakan Yardımcısı' sıfatıyla değil, bir 'milletvekili' sıfatıyla o Mecliste iki dönem başkanlık yapmış olmanın kendisine sağladığı bu noktadaki deneyim ve tecrübeyle Hanımefendi'ye gidip, 'yaptıklarınız yanlış, adeta CHP'nin bir militanı gibi yönetiyorsunuz, siz tarafsız olmak durumundasınız, bu şekilde giderse bu sıkıntı doğuracak' demesinden Sayın Deniz Baykal rahatsız olmuş ve tabii hanımefendi de yürütmenin yasamaya baskısı olarak gösteriyor. Sen onu öyle gösterme. Senin ifadelerin yasamanın yürütmeye baskısıdır, bunu böyle gör.

Bu ülkede yasama, yürütme, yargı, üçü de ayrı erklerdir. Hiçbirinin birbirine dahli olamaz ama yürütmenin içindeki insanların her biri birer milletvekilidir. Birer milletvekili olarak da milletvekilliğinin gereği neyse bunu orada kalkıp dile getirir ve gider gerektiğinde söyler. Neymiş, odasına baskın yapmış. Edep yahu edep. Yani gidip odasında görüşmeyip de bu tür şeyleri Genel Kurulda görüşmek mi elveriyor? Orada bunu bu şekilde dillendirdi ama ne yazık ki Hanımefendi bunu bir 'baskın' diye ifade etti. O odaya rahatlıkla milletvekilleri girer, Meclis Başkanı ile Meclis Başkanvekilleri ile de rahatlıkla görüşür ama nasıl ifade ediyor? 'Efendim orası soyunup giyinme yeridir'... Yani, görmediğimiz, bilmediğimiz yer olsa bize de yutturacaklar. Ne demek soyunup giyinme yeri? Tabii o da var ama öbür tarafta da çalışma mahalli var, görüşme mahalli var. Onun için halkıma bunu anlatıyorum, bazı gerçekleri bilsinler, doğruları bilsinler diye. Çok açık bir haksızlığı, milletin vicdanını sızlatan bir yanlışlığı savunmak nasıl bir basiretsizliktir. Bu bireysel bir hata olarak görülemez.'

'3.5 YILIN SONUNDA BIRAKIP KAÇIP GİTTİNİZ'

'Aynı şekilde Sayın Bahçeli'nin gerek bu konuşmaya -kendi milletvekiliyle alakalı söylüyorum- gerek milletvekillerinin saldırı ve hareketlerine sessiz kalması ayrıca vahim bir olaydır' diyen Başbakan Erdoğan, bu partinin iktidar dönemini de bildiklerini söyledi.

'Onları içine sindiremeyenlerle kuzu kuzu koalisyon kurdular hatırlayın' diyen Erdoğan, '3,5 senede ülkenin ekonomisini, iç politikasını, dış politikasını, sosyal yaşamını felç ettiler' ifadesini dile getirdi.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

'Her şeyden öte, bu ülkenin itibarını yerlerde süründürdüler. 2001-2002 ekonomik krizlerini benim milletime kim yaşattı? MHP'nin içinde olduğu koalisyon yaşattı. MHP yaşattı. 'Milliyetçiyim' diyerek ortalıkta dolaşanlar, ülkenin milli bankasının göz göre göre hortumlanmasına seyirci kaldılar. Merkez Bankası... Onların döneminde gecelik faizler yüzde 7 binlere çıktı. Yüzde 5 binlere çıktı. Şimdi soruyorum ben sevgili halkım, sevgili milletim, sevgili kardeşlerim, kimin cebinden çıktı bu faiz? Milletimin cebinden çıktı.

Enflasyon o dönemde yüzde 30'lara vardı. Bu enflasyon benim vatandaşımın cebindeki paranın, alım gücünün ne yapmasıydı? Kan kaybetmesiydi, erimesiydi. Kim buna vesile oldu? MHP. Onların döneminde borçlanma faizi yüzde 63'e çıktı, devletin borçlanma faizi... Şimdi neredeyiz? Ta 7'ye kadar indi. Enflasyonda 6,5'a kadar düştük. Merkez Bankası, 26,5 milyar dolarla bize devredildi, hamdolsun şimdi 70 milyar doların üzerinde, oraya çıktık. Sıkılmadan şu anda çıkıyorsunuz hangi yüzle bu iktidarın yolsuzluklar iktidarı olduğunu söylüyorsunuz. Merkez Bankanız güçlenecek, yatırımlar hiçbir dönemde olmadığı kadar artarak devam edecek. Eğitimde, ulaşımda, sağlıkta, adalette, emniyette, enerjide aklınıza ne geliyorsa her alanda artarak devam edecek. Yolsuzlukların olduğu bir iktidar olsaydı, sizin gibi olurdu. Sizin döneminiz gibi olurdu. Bu ülkede taş üzerine taş koymadınız. Millet size 5 yıl görev verdi. Siz 5 yıl dayanamadınız, 3,5 yılın sonunda bırakıp kaçıp gittiniz.'

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.