22 Kasım 2024
  • İstanbul17°C
  • Diyarbakır11°C
  • Ankara16°C
  • İzmir19°C
  • Berlin2°C

NOBEL ADAYI TÜRKİYE VE ERMENİSTAN MI?

ABD'de yayımlanan The Christian Science Monitor gazetesi, bir sonraki Nobel Barış Ödülü'nü Türkiye ve Ermenistan liderleri mi kazanacak? diye sordu...

Nobel adayı Türkiye ve Ermenistan mı?

14 Ekim 2009 Çarşamba 14:14

The Chrıstıan Sscıence Monıtor (Başyazı) - Bir sonraki Nobel Barış Ödülü'nü hasım olan Türkiye ve Ermenistan'ın liderleri mi kazanacak?

Komşu olan ancak komşuya yakışır şekilde davranmayan iki ülkenin, yüzyıllık derin bir düşmanlığın üstesinden gelme konusunda anlaşmaya varmaları her gün olan bir şey değil; özellikle devletler dünyanın en stratejik -ve en hassas- kavşak noktalarından birinde bulunuyorlarsa.

Her iki ülkeden -biri Hristiyan diğeri Müslüman olan- diplomatlar, ilişkileri normalleştirmek ve sınırı açmak üzere Zürih'te 10 Ekimde tarihî bir anlaşma imzaladı. Anlaşma, Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılma döneminde yaklaşık 1,5 milyon Ermeni'nin öldürülmesiyle ilgili ihtilaflı konuyu derinlemesine inceleyecek tarihî bir komisyon hakkında bir hüküm de içeriyor.

Eski Sovyet devletlerinin en küçüğü olan yoksul Ermenistan, Hazar Denizi ve Karadeniz arasındaki çok tehlikeli Kafkas bölgesinin güney ucunu kucaklıyor. Kuzeyde Gürcistan, batıda Türkiye ile ortak sınırı bulunuyor.

Türkiye ve Ermenistan Parlamentoları anlaşmayı onaylarsa daha fazla petrol ve doğal gaz akışı ve bölgesel istikrar sağlanabilir.

Ancak bu iki ülkeyi tüm yıllar boyunca ayıran tarihî anlaşmazlık göz önünde bulundurulursa anlaşmaların onaylanması şüpheli. Ermeniler, Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda atalarının öldürülmesini soykırım olarak tanımlıyor. Türkiye, bunun savaşın trajik bir sonucu olduğunu söylüyor.

Bir diğer anlaşmazlık ise Azerbaycan yakınındaki ayrılıkçı bir Ermeni yerleşim bölgesi olan Dağlık Karabağ konusundaki "çözülemeyen ihtilaf".

Bu engeller, Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın açıkça uzlaşma yolunda ilerlemek istediklerini daha kayda değer kılıyor. Gül, geçen sene Ermenistan'da Türk-Ermeni takımları arasındaki futbol maçını izlediğinde iki lider benzeri görülmemiş bir jest başlattı. Sarkisyan da bu hafta Türkiye'de oynanacak maça davet edildi.

Ancak iki taraftan aydınlar ve üst düzey kanaat önderlerinin yürüttüğü sessiz görüşmeler, kamu diplomasisinden önce geldi. Kapalı ve fakir ekonomilerinden kurtulmak isteyen Ermeniler, Türkiye ile normal ilişkiler kurmak istiyorlar. Türkler de "sıfır problem" politikasıyla ve ticari çıkarlarla hareket ediyorlar.

Eğer, Gül ve Sarkisyan başarılı olurlarsa bu, Kafkaslar'daki diğer "zorlu" olarak tabir edilen ihtilafları ve belki de bölünmüş ada Kıbrıs üzerindeki Türk-Yunan anlaşmazlığını çözmeye doğru götürebilir. Gerçek bir uzlaşma, Ankara'nın güvenlik problemlerini çözdüğünü göstererek, Türkiye'nin duraksayan AB üyelik çabalarını canlandırabilir. Ayrıca, Ermenistan ile daha fazla ticaret yapılmasını sağlayarak ve belki de bu ülkeyi bölgenin enerji ağı hâline getirerek bölgede refahı artırabilir.

Tarihî belgeler ve arşivlerin "tarafsızca" incelenmesi için bir komisyon kurulmasıyla ilgili hüküm, Ermeni soykırımıyla ilgili şiddetli anlaşmazlığa yardımcı olmayabilir. Ancak konunun daha açık olarak tartışılması için –iki ülkede de gerekli olan- ortam yaratabilir. Aynı zamanda Dağlık Karabağ konusundaki uluslararası ara buluculuk da devam ediyor.

Türkiye ve Ermenistan'daki milliyetçi güçler, anlaşmayı yolundan saptırmaya ve onaylanmasını önlemeye çalışacaklar. Bu siyasi gruplarla baş etmek ve belki de bir sonraki Nobel ödülünü almak için Gül ve Sarkisyan açısından usta bir liderlik gerektirecek.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.