22 Kasım 2024
  • İstanbul9°C
  • Diyarbakır9°C
  • Ankara9°C
  • İzmir17°C
  • Berlin2°C

NEÇİRVAN BARZANİ: ÇÖZÜM SEÇİMDEN SONRA

KDP’nin iki numarası Neçirvan Barzani: Erdoğan doğru yolda. Hazirandaki seçimlerden sonra Kürt sorunun çözümü için daha fazla adım atılacak.

Neçirvan Barzani: Çözüm seçimden sonra

21 Mart 2011 Pazartesi 14:14

NEDEN NEÇİRVAN BARZANİ
Newroz, Güneydoğu’da çok büyük kitlelerin katılımıyla kutlandı. Newroz, Kürtlerin adalet, eşitlik ve özgürlük arayışını simgeleyen bir bayram. Bu yılki Newroz’a katılımın büyüklüğü, Kürt sorununun çözümü arzulayanların çokluğunu da gösteriyor. Ama bu çözüm nasıl olacak? Herkesi memnun edecek çözüm ne? Türkiye devleti ne yapmalı, vatandaşları için hangi adımları atmalı? PKK ne yapmalı? PKK’nın üslendiği Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi, Türkiye’den Kürt meselesine ve PKK sorununa nasıl bir çözüm bekliyor? Türkiye- Kürdistan ilişkilerini PKK nasıl etkiliyor? Kürdistan’daki Kürtler PKK’ya nasıl bakıyor? Kürdistan’daki Kürtler Türkiye’yi nasıl görüyor? Çözüm, Türkiye’yi, Kürdistan’ı, PKK’yı ve bütün Kürtleri nasıl etkileyecek? Irak Kürdistan’ı ile Türkiye arasındaki ilişkiler geçmişte nasıldı ve bugün hangi seviyeye ulaştı? Bundan sonra da nasıl gelişecek? Bütün bu konuların analizini ve bu soruların cevabını, Irak Kürdistanı’nda en güçlü üç isimden biri olan Neçirvan Barzani’den öğrendik. Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin eski başbakanı ve Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) Başkan yardımcısı olan Neçirvan Barzani, Mesut Barzani ve Celal Talabani’den sonra Kürt siyasetinin üçüncü sırada gelen en etkin ismi olarak anılıyor. KDP’nin kurucusu Molla Mustafa Barzani’nin torunu ve Mesut Barzani’nin yeğeni olan Neçirvan Barzani, aynı zamanda Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin Başkanı Mesut Barzani’nin kızıyla evli. Neçirvan Barzani, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin başbakanlık koltuğunu 2009 yılındaki seçimlerden sonra Celal Talabani’nin partisi olan Kürt Yurtseverler Birliği’nden Berham Salih’e devretti.

Türkiye-Kürdistan ilişkilerinin şu andaki durumunu nasıl tarif edersiniz?

Bana göre, Kürdistan ile Türkiye en iyi günlerini yaşıyorlar. İlişkilerde en iyi dönemden geçiliyor. Düşünün, birkaç yıl önce, Türkiye’nin 200 bin askeri sınıra gelmişti. Türkiye, Kürdistan’ı askeri olarak tehdit ediyordu.

Artık tehdit etmiyor mu?

Bugün Türkiye’yle aramızdaki ticaret 7 milyar doları buldu. Kürdistan’daki müteahhitlik hizmetlerinin çoğunu da Türk firmaları üstlendi. En büyük ihaleleri Türk şirketleri aldı, en büyük alt ve üst yapı yatırımları Türkler tarafından yapılıyor. Anlayacağınız Türkiye ile ilişkilerde çok aydınlık bir ufuk var önümüzde. Ayrıca yeni sınır kapıları açmayı düşünüyoruz.

Yeni sınır kapıları nerede açılacak?

Habur bölgesinde açılacak. Mevcut kapıyı da genişleteceğiz. Şu anda bunun müzakerelerini yapıyoruz. Yeni kapılar çok yakında açılacak. Türkiye ile ilişkilerimiz hiçbir zaman bu kadar iyi olmamıştı. Daha da iyi olacak. Ekonomik ve politik ilişkiler daha da gelişecek.

Türkiye’yle ilgili sorunlarınız hiç yok mu?

Ben, sorun yok demiyorum… Daha önceki dönemle kıyasladığımızda, çok büyük bir mesafe kat ettik.

Türkiye ile Kürdistan arasındaki sorunlar neler peki bugün?

Şimdi daha çok üzerinde konuşulan sorun mevcut PKK sorunu… Bu sorun, Türkiye’nin içinde diyalog yoluyla çözülmelidir. Kesinlikle yanlış anlamayın. Ben PKK’yle diyalogdan bahsetmiyorum. Türkiye’nin içinde kim sorun yaratıyorsa, onunla diyalog kurulmalıdır diyorum. Türkiye’de otuz yıldır silahlı insanlar savaşıyorlar. Zaman içinde günahsız insanlar şehit oldular. Askeri çözüm, çözüm değildir.

Sizce, PKK’nın Kandil’deki varlığı Türkiye ile ilişkilerinizi nasıl etkiliyor?

Bizim prensibimiz şu. Biz, silahlı bir grup insanın bizim topraklarımızı kullanarak komşu ülkeye saldırmasını kabul etmiyoruz. PKK sonuna kadar burada kalacak ve sonuna kadar Türkiye’ye sorun yaratacak diye bir durumu kabul etmiyoruz.

Ama PKK militanlarının yarısı hala Kuzey Irak’ta bulunuyor. PKK, bağımsız bir birim olarak mı varlığını sürdürüyor Kuzey Irak’ta?

Bunlar küçük küçük gruplar halindeler. Belli bir yere yerleşmiş durumda değiller.

Kandil’de yerleşmiş vaziyette değiller mi?

Bu gruplar daima hareket halindeler… Sürekli gelip gidiyorlar. Biz bunu Türkiye’ye de açıkladık. Kürdistan’ın içinde silahlı insanların barınması ve Türkiye’ye saldırması bizim için kabul edilmez bir konudur. Biz PKK’ya karşı herhangi bir anlayış göstermeyeceğiz.

Irak Kürdistan Bölgesi Yönetimi’nin güvenlik güçleri var. Polisi var, ordusu var. PKK, Kürdistan’daki varlığını bu güçlerle çatışarak mı sürdürüyor?

PKK’nın bulunduğu yerler kırsal bölgeler. Biz 1990’lı yıllarda, Türk ordusuyla birlikte PKK’ya karşı en büyük askeri operasyonu yaptık. Hatta bu operasyonlar 2000 yılına kadar da devam etti. Ama gene de onları kovamadık. Bu çatışmalarda sadece biz üç bin insanımızı gazi ve şehit verdik. Bu sorunun kökünü aramak gerekiyor. Bu sorunun kökü siyasidir. Silahla, askeri yöntemle bu sorun çözülmez. Bu bir siyasi sorundur ve cesaretle Türkiye’nin içinde çözülmelidir. Bence Türkiye’nin Başbakanı Erdoğan doğru bir yolda hareket ediyor. Bizim düşüncemize göre, seçimlerden sonra sorunun çözümü için daha fazla adım atılacak.

Kürt sorunun demokratik çözümünde Erdoğan frene bastı. Seçimlerden sonra Erdoğan’ın tekrar demokratik adımlar atmaya başlayacağını neye dayanarak söylüyorsunuz?

Zamanın ve dünyanın durumu, Erdoğan’a, Kürt sorununun daha demokratik adımlarla çözülmesi gerektiğini düşündürtecektir. Ortadoğu’da yaşanan son olaylarla birlikte Kürt sorununun da çözümünün zamanı geldi. Türkiye’nin bu sorunu kökünden halletmesi için siyasi ve demokratik yoldan bir girişimde bulunması, harekete geçmesi gerekiyor. Bugüne dek atılan demokratik adımlar az değil ama, daha fazlası atılmalı. Başbakan Erdoğan’ın bugüne dek yaptığı şeyler de asla küçük şeyler değil.

Erdoğan’ın attığı en büyük adım sizce hangisi?

Son anayasa değişiklikleri, büyük adımlardır. Aslında Türkiye’de çözüm için bir irade var. Böyle bir çözüm iradesinin varlığı bizi umutlandırıyor. Ama sorun, bu çözümün ne zaman olacağı? Şimdi mi? Bir yıl sonra mı? İki yıl sonra mı? Çözümün en yakın zamanda olması gerekiyor. Bunun için de bütün tarafların başbakana yardım etmesi gerekiyor. Çünkü Kürt sorunu Ak Parti’nin sorunu değildir. Kürt sorunu Türkiye’nin sorunudur. Türkiye devletinin, kurumlarının sorunudur. Sanki bu sorun sadece Ak Parti hükümetinin sorunuymuş gibi zaman zaman Erdoğan’ı suçluyorlar.

Kürt açılımını başlatan da durduran da Erdoğan oldu. İnsanlar sizce haksız mı bir yöneticiyi eleştirmekte?

Erdoğan, açılımı başlatarak iyi bir şey yaptı. Türkiye için çok yeni bir girişimdir bu. Biz, Türkiye’nin durumunu iyi biliyoruz. Böyle bir açılımı başlatmak Türkiye’de çok büyük bir cesaret ister. Ondan önce de bazı insanlar yapmak istediler ama yapamadılar. Mesela Özal… Erdoğan, bu kapıyı tekrar açtı. Eğer şu anda bu kapı kapatılmış olsa bile geçici olarak kapatıldı. Seçimlerden sonra tekrar açılacak. Çünkü Erdoğan iktidarda kalsa da kalmasa da, artık Kürt sorununun demokratik yollardan çözülmesi kapısı açıldı.

Kürt meselesinin ve PKK sorununun çözülmesi halinde, Türkiye-Kürdistan ilişkilerinde ne yaşanmasını bekliyorsunuz?

Üstüne basarak söylüyorum, Kürt sorunu Türkiye’nin içinde yaşanan bir sorundur. Türkiye bu sorunu çözdüğü takdirde, Kürdistan bölgesinde, Irak’ta ve bütün Ortadoğu’da çok büyük bir rol oynayacak. Mesela şu anda Mısır, kendisine Türkiye’yi model alıyor. Ayrıca Türkiye, Kürt sorununu çözdüğü takdirde, Kürdistan bölgesi vasıtasıyla bütün sadece Irak’ı değil, bütün Ortadoğu’yu etkileyebilir. Çünkü Türkiye jeopolitik ve coğrafi olarak çok özel bir yere sahip dünyada.

PKK ile ilişkileriniz nasıl?

Bizim PKK ile aramızda resmi bir ilişki yok. Eğer şiddeti ve kanı azaltma konusunda bizim üzerimize düşen bir rol varsa, biz bu rolü oynamaya hazırız. İki yıldır Türkiye-Irak ve Amerika arasında üçlü bir mekanizma var. Bu konuyu sürekli konuşuyoruz. Bakın… Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin idaresi altındaki yerlerde PKK’nın bir barınağı yok.

Anlamadım…

PKK, yüksek dağların bulunduğu, yerleşim yerlerinin olmadığı sınır bölgelerindeki kırsal alanlarda bulunuyor. Mesela Kandil… Kandil, İran sınırında bir yerdir. Yüksek dağların olduğu kırsal bir bölgedir burası… Orada çok küçük köyler var. PKK burada sürekli hareket halinde.

Kürt halkı PKK hakkında ne düşünüyor?

PKK, buradaki Kürtleri çok incitti.1995, 1996 yıllarında boşu boşuna Kürdistan bölgesine karşı savaş ilan etti. 1992’de yeni kurduğumuz parlamento ve hükümet için PKK ve Abdullah Öcalan, ‘Bu parlamento ve hükümetin yok edilmesi lazım’ dedi. PKK’nın varlığı, bugün de bizi engelliyor. Türkiye sınırı boyunca yeniden yapılandırmak, kurmak istediğimiz üç yüz kadar eski köy var.

Evet…

PKK’nın varlığı, bu eski köyleri tekrar inşa etmemizi önlüyor. PKK, bu üç yüz köyün inşa edilmemesinden sorumlu. Bu yüzden Kürdistan bölgesinde PKK’ya desteğin bir zemini yok. İnsanların, PKK’ya hiçbir desteği yok.

Iraklı Kürtlerin PKK’ya desteği geçmişte de yok muydu?

Doğru… Daha önce ilişkileri iyiydi. Ama Kürdistan bölgesine karşı anlamsız bir savaş açmasından sonra PKK, Kürt halkının onayını ve desteğini tamamen kaybetti. Bugün Irak’taki bütün Kürtlerin gönlünde Türkiye’de Kürt sorunun çözülmesi var. Türkiye’deki Kürt sorunun tamamı PKK sorunu değil. İki parçalı bir sorun bu. PKK olsa da olmasa da, Türkiye’de bir Kürt milleti var ve bir sorun var.

Kürt sorunu nasıl çözülmeli sizce?

Türkiye’nin yapısına, şartlarına ve özelliklerine göre bu sorun, Türkiye’nin sınırları içinde demokratik yollardan çözülmeli. Mesela kültürel hakların tanınması… Bir halkın kendi dilini kullanma hakkı yok mudur gerçekten? Çözümün kesin olarak nasıl olacağını bilmiyorum ama bu durumu böyle muallakta tutup devam ettirmek yanlış. Ayrıca sorunun çözümü, Türkiye’deki diğer etnik grupları ve toplum kesimlerini olumsuz etkilememeli. Türkiye’deki diğer etnik gruplar da kendi kültürel haklarına sahip olmalı.

Kültürel haklardan neyi kastediyorsunuz?

Eğitim, kültür, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi… Bölgede yatırımlar yapılmalı… Bizim bildiğimiz kadarıyla bölgede 12 milyar dolarlık bir yatırım yapıldı son dönemde. Sorunun temeli demokrasi ve ekonomidir. Orada iş yaratmak lazım.

Kürdistanlı Kürtler Türkiye’yi nasıl görüyor?

Bütün Kürtler bizden, Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olmamızı istiyorlar. Halk, Türkiye ile ilişkilerin gelişmesinden çok mutlu. Çünkü kendileri için Türkiye’yi dünyaya, Batı’ya açılan bir kapı olarak algılıyorlar. Türkiye’yi en büyük ekonomik ortak olarak görüyorlar. Ayrıca Irak’ta Kürtlerin haklarını elde etmeleri için Türkiye’nin kendilerine yardımcı olmasını istiyorlar.

Türkiye’de barışın gerçekleşmesi sizi nasıl etkiler?

Biz Türkiye’yle komşuyuz. Böyle bir barışın bize etkisi ekonomik, toplumsal ve siyasi olarak çok olumlu bir etkisi olur.

Türkiye kamuoyunun bir kısmında, eğer Irak Kürdistan’ı PKK’ya yardım etmese, PKK varlığını Kandil’de sürdüremez diye bir kanaat var. PKK, Kuzey Irak’taki Kürtlerden destek görmese orada barınabilir mi?

Bu hiç doğru bir görüş değil. Biz, kesinlikle PKK’yı desteklemiyoruz. Ne lojistik, ne havaalanı, ne yol, ne hastane olarak… Hiçbir şekilde PKK’ya yol vermiyoruz ve vermeyeceğiz. Zaten bize de ihtiyaçları yok. Dolaştıkları yerin arkası İran. Bazı şeyleri oradan temin edebilirler.

Ama Türkiye’de son baskınlar hep Irak sınırından giren PKK militanları tarafından gerçekleştirildi. Bunu nasıl açıklıyorsunuz?

Karadeniz’de doğalgaz boru hattına yapılan saldırı için de mi Irak’tan gittiler? Oraya, Türkiye’nin içinden gittiler. PKK sadece bir sınırdan geçiş sorunu değildir. PKK daha derin bir sorundur.

Türkiye’nin PKK konusunda Kürdistan yönetiminden talepleri oluyor mu?

Devamlı konuştuğumuz konulardan biri bu. Türkiye, Irak ve Amerika arasında oluşturulan üçlü mekanizma sürekli toplanıyor. Bu mekanizma iki yıldır çok iyi şeyler yaptı. Bu mekanizma sonucunda biz, PKK’nın lojistik desteğinin yollarını kapattık. PKK’lıların Avrupa’dan havayolundan geliş gidişleri önledik. Bunun bilgilerini almaya başladığımızdan itibaren biz, bölgeye girmelerine izin vermedik.

Amerika bu yılın sonunda Irak’tan çekiliyor. Amerika’nın çekilmesinden sonraki dönemde, Irak’ta ne tür gelişmeler beklenmeli? Irak bir bütün halinde kalır mı?

Irak’ın güvenlik güçleri, Amerika’nın çekileceği tarihe kadar Irak’ın güvenliğini koruyabilecek bir noktaya gelecekler. Taraflar, anayasaya bağlı kaldıkları sürece Irak’ın parçalanması düşünülemez.

Kürdistan bağımsız olacak mı?

Irak bu anayasaya bağlı olduğu sürece, hayır. Kürtlerin kararı, anayasaya bağlı olarak federal ve demokratik Irak’ın içinde kalmaktır.

Peki Türkiye’de barış olursa Kuzey Irak’taki PKK kadroları Türkiye’ye döner mi sizce?

Kürdistan’da sürekli hareket halindeki PKK’lılar buranın vatandaşı değiller. Vatandaş olmadıkları için de kalmayacaklardır.

Türkiye ile ilişkilerde en kötü yıllar hangi yıllardı?

2007’de tezkerenin çıktığı günlerde ve askeri operasyonların yapıldığı dönem, bizim için en kötü dönemdi. Türk ordusu sınıra asker yığdığında en zor günleri yaşadık.

Türkiye ile Irak Kürdistan’ı Bölgesel Yönetimi arasındaki iyi ilişkileri tekrar ne bozabilir?

Biz artık, bu ilişkiyi bozabilme eşiğini geçtik. İlişkilerin bozulması tehlikesini atlattık. Irak Kürdistan’ı ile Türkiye arasındaki ilişkiler bozulamayacak kadar büyüdü artık. Üstelik ilişkiler daha da büyüyecek.

Ekonominin hangi alanında ilişkiler daha da büyüyecek?

Enerji sektöründe… Petrol, gaz, rafineri, elektrik santraları…

Eğer Türkiye’de seçimlerden sonra PKK ile ateşkes tamamıyla bozulursa, çatışmanın Kuzey Irak’a taşması ihtimali var mı?

Umarız böyle olmaz. Akıl hakim olduğu sürece böyle bir şeyin olmaması gerekir. Artık dünyada bu dönem, sorunları savaşla çözmenin dönemi değil. PKK ateşkesi uzatmazsa çok büyük bir hata yapar. Artık bu, daimi bir ateşkes olmalı. Sorunun çözümü için, PKK’nın düşünce yapısının değişmesi gerekiyor. Bu sorun silahla çözülmüyor. Her altı ayda bir ateşkes ilan etmek bir yöntem olamaz. Askeri çözümden vazgeçsin PKK. Bunu anlamaları gerekiyor.

Uzun vadeli ateşkes derken, PKK’ya silah bırakmasını mı öneriyorsunuz?

Eğer süreç siyasi olarak gelişiyorsa, PKK’nın silahı bırakması doğaldır. Askeri çözümün ve çatışmanın ne yararı var? Diyelim ki PKK bin tane saldırı gerçekleştirdi. Otuz yıldır zaten bunu yapıyorlar, ne kazandılar? Türk askeri de otuz yıldır operasyon yapıyor. Sonuç ne? Bunlardan ders almalılar. Askeri yöntem çözüm değil. Kanın durması için iki taraf için de başka bir çözüm gerekiyor. Askeri yöntem otuz yıldır denendi. Sorun çözülmedi. Bu ölen insanların, anneleri, ablaları, eşleri var… Bu sorun savaşla çözülmez. İnsanlar sürekli boş yere ölür. Ancak demokratik bir yol, Türkiye’de Kürt sorununu çözer.

Neşe Düzel - Taraf

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.