22 Kasım 2024
  • İstanbul8°C
  • Diyarbakır6°C
  • Ankara12°C
  • İzmir16°C
  • Berlin1°C

MURAT YETKİN: ABD ERDOĞAN'A ADETA GELME DİYOR

Hürriyet yazarı Murat Yetkin bugünkü yazısında ABD'nin Zafer Çağlayan ve Erdoğan'ın korumaları hakkında alınan kararların Erdoğan'a yönelik "ABD'ye gelme" diyen bir mesaj olarak yorumladı.

Murat Yetkin: ABD Erdoğan'a adeta gelme diyor

09 Eylül 2017 Cumartesi 13:35

Hürriyet gazetesi yazarı Murat Yetkin, bugünkü köşesinde "Erdoğan ABD’ye (bu şartlar altında) gidecek mi?" başlıklı bir yazı kaleme alarak Zafer Çağlayan'ın tutuklanma kararının onaylanması ve Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın korumaları hakkında alınan kararları Erdoğan'a yönelik bir mesaj olarak yayınladı.

Yetkin'in yazısındaki ilgili kısım ise şöyle: 

"Çağlayan ve diğer Türk yetkililerin de 22 Mart 2016’dan bu yana ABD’de tutuklu bulunan Zarrab’ın ABD’nin İran’a ambargosunu delmesine yardımcı olmakla suçlanıyor. Oysa dün Erdoğan’ın da izah ettiği üzere, Türkiye’nin İran’a yönelik bir ambargo kararı o gün de yoktu, bugün de yok. Hatta Türkiye’nin İran’dan petrol alımı ABD tarafından kapsam dışı sayılıyordu. Yine de bu durum ABD yargı makamlarının bugün AK Parti’nin eski bir bakanı hakkında, Türkiye’yi küçültücü bir şekilde tutuklama kararı almasına engel olamıyor. Bu durumda 17 Aralık 2013’teki soruşturmasında Zarrab’dan –değerli bir saat dâhil- rüşvet almakla suçlanan ve 25 Aralık soruşturması açılmadan bir kaç saat önce dönemin başbakanı Erdoğan tarafından görevden alınmış olan ekonomi eski bakanı Çağlayan ABD topraklarına ayak basar basmaz tutuklanma tehlikesiyle karşı karşıya. Tabii bir de Erdoğan’ın bu yıl Mayıs ayında ABD Başkanı Donald Trump ile Washington’da görüşmesini takiben kendisini protesto eden göstericilerin koruma polisleri tarafından dövülerek dağıtılması olayı var. Amerikalılar abartmış, son anda seyahate gitmeyen bir görevli hakkında da adı listede olduğu için tutuklama kararı vermişler ama bu durumu pek değiştirmiyor. Hakkında tutuklama kararı verilen koruma polislerinin Erdoğan’ın 16 ya da 17 Eylül’de başlaması beklenen ABD seyahatine katılması pek mümkün görünmüyor; ülkeye ayak bastıkları an tutuklanabilirler. Bir de tabii ortada heyula gibi duran ve hiçbir yere ilerlemeyen Fethullah Gülen’in iadesi davası var. Gülen, Bakanlar Kurulu tarafından Türk vatandaşlığından çıkarılırsa iade talebi artık geçersiz mi kalacak? O da belli değil."

Yazısının devamında ABD'nin Erdoğan'a adeta gelme dediğini vurgulayan Yetkin yazısının devamında ise şu ifadeleri kullanıyor:

"ABD’nin gerek siyaset, gerek yargı makamları Erdoğan’a vücut diliyle adeta” gelme” diyor. Erdoğan ise dün –tabii tutuklama kararı öncesinde- bütün bunları görüştüklerinde Trump ile konuşacağını söyledi. Trump ile henüz alınmış bir randevu yok, ama Türkiye’nin randevu talebine resmen ret yanıtı da verilmiş değil, en azından bu yönde yapılmış bir açıklama yok. Zaten konunun en kırılgan noktası da burası; yani Trump ile görüşme olup olmayacağı. Yoksa Birlemiş Milletler Genel Kurulları, ABD ev sahipliği yapmasına karşın, ABD toprağında yapılmış sayılmıyor. O nedenle geçmişte Erdoğan’a göre çok daha ağır koşullar altında bulunan, -örneğin İran lideri Mahmud Ahmedinecat gibi- ABD yasalarına göre tutuklanabilecek bazı liderler BM çalışmaları için New York’a gelip -sıkı abluka altında tutulmalarına rağmen- başlarına bir şey gelmeden dönebildiler. Üstelik BM sadece ABD’nin değil, bütün üye ülkelerin, o arada Türkiye’nin de eşit oy hakkına sahip olduğu en büyük uluslararası kuruluş. Bu nedenle Erdoğan’a dolaylı olarak “gelme” mesajı veriliyor olsa da Erdoğan’ın sırf bu yüzden gitmek isteyeceği söylenebilir. Ancak siyaset kulislerine yansıdığı kadarıyla Erdoğan eğer Trump’tan bir randevu alamazsa, işte o zaman gidişini erteleyebilir; yerine Başbakan Binali Yıldırım’ı göndermeyi düşünebilir."

Yazının tamamını okumak için tıklayınız.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.