MONŞER GELDİ BABO!
Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun Mardin'e götürdüğü 200'e yakın büyükelçi, poşu bağlayıp vatandaşlarla sohbet etti.
10 Ocak 2010 Pazar 19:57
Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun Mardin'e götürdüğü 200'e yakın büyükelçi, poşu bağlayıp vatandaşlarla sohbet etti. Kahvede kağıt oynayan 'monşer'ler sokakta pide alıp yemekten de geri kalmadı
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından zaman zaman halktan kopuk yaşamakla ‘monşer’ diye eleştirilen büyükelçiler Mardin’de halkın arasına girdi. Türkiye’nin yeni Washington Büyükelçisi olan Namık Tan, müsteşar yardımcıları Hakkı Akil ve Selim Yenel’in de aralarında bulunduğu büyükelçiler kafalarına poşu geçirip Mardin sokaklarını arşınladı. Kimi pazardan meyve-sebze aldı kimi kahvede pişpirik oynadılar.
Dünyanın dört bir yanına dağılmış 200’den fazla Türk büyükelçiyi önce Ankara’da toplayıp, bir hafta boyunda Türkiye’nin dış politika stratejisi üzerinde değerlendirmeler yapan, Dışişleri Bakanı Davutoğlu, “Ankara’daki söyleminiz halkta karşılığını bulmuyorsa, örneğin Anadolu’ya ulaşmıyorsa işe yaramaz” telkininin ilk deneyimini Mardin’de yaptı. dışişleri Bakanı, eşi Sare Davutoğlu, çocukları Mehmet ve Hacer’le birlikte, Türk büyükelçilerini aileleriyle Mardin’e götürdü.
Uçakta, ‘Bu monşer usulü’ olmuş esprisine yol açan ve somon tartar, tavuk göğsü, patlıcan salatası ile acılı peynirli ezme domatesten oluşan kahvaltıyı yaptıktan sonra Mardin’e inen büyükelçilerin ilk durağı Mardin Müzesi oldu. Büyükelçiler daha sonra Mardin sokaklarında dolaşmaya çıktı.
Tel-Aviv’deki büyükelçilik görevinin ardından Ankara’ya müsteşar yardımcısı olarak dönen ancak Washington Büyükelçiliği koltuğunun boşalmasının ardından buraya atanan Büyükelçi Namık Tan, sokakta vatandaşlarla sohbet ederken, bir ara sokağı süpüren bir çocuğun elinden fırçayı alıp sokağı temizledi. ‘Süpürgeci Namık Tan’ takılmalarına hiç alınmayan Tan, Latifiye Cami avlusundaki külliyede Emin Turhan adlı vatandaşla konuşurken, sohbete Müsteşar Yardımcısı Hakkı Akil de katıldı. Tan, vatandaşa hiç yurtdışına çıkıp çıkmadığını sorarken, ‘hayır’ yanıtını alınca, “Suriye’ye bile mi gitmedin” diye sordu bu kez. Vatandaş Turhan’ın bu soruya yanıtı ise “Orası bizdendir, tabii ki gittim” şeklinde oldu. Vatandaş Turhan, altı çocuğu olduğunu anlatırken, Akil’in “Hanım kaç tane” esprisini yapması çay ocağındakileri kahkahalara boğdu. Akil’in bu sorusuna vatandaştan, yanıtı geldi.
Namık Tan’ın bir kahveden diğer kahvey“Ben şehirliyim, elbette bir tane karım var. O senin söylediğin çok eşlilik şehirde olmaz” e girmesi “Ben de Mardin doğumluyum” diyerek halkla kaynaşmasına imrenen Müsteşar Yardımcısı Akil, ‘fark yaratmak’ için 50 lira verip bir poşu alarak taktı. Ahıra da giren Akil, burada gazetecilerle hatıra fotoğrafı çektirdi. Tan’la birlikte meyve pazarına da giden Akil, burada Tan’ın mandalina satan esnafa para vermesini sağlamak için “Parasını verip, alalım” esprisi yaptı. Tan da bunun üzerine dört mandalinaya 100 lira verdi.
Ardından gençlerin kâğıt oynadığı bir kahveye girip, pişpirik masasına oturan Tan ile Akil’in yanına gazetecilerin ısrarı üzerine Müsteşar yardımcısı Selim Yenel de oturdu. Kâğıtlar dağıtılırken “Oleeeey, geliyooor” diye bağıran Tan, oyunu diğer büyükelçilerden cartlak kebabı kazanarak bitirdi. Tan, neredeyse her kahveyi ziyaret edince “Siyasete mi giriyor” yorumlarına da konuoldu.
Sokakta satılan pideden satın alıp yiyen büyükelçiler. Suriye manzarasına karşı mırra içerken“Bunun adı kamu diplomasisi, biz bu işi beceriyoruz” espirisi yaptı.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.