Son günlerde duyduğum, okuduğum pekçok söze gerçekten de inanamıyorum; yanlış aktarılmıştır, böyle söylenmemiştir, böyle yapılmamıştır diyorum önce; sonra bakıyorum ki doğruymuş. İnanamıyorum, çünkü inanamadığım sözleri söyleyenler, bu kadar da olmaz artık dediğim şeyleri yapanlar üç-dört yaşındaki küçük çocuklar değil, cezai ehliyete sahip olmayan zihinsel özürlü kişiler de değil, cahil cühela hiç değil; bu ülkenin bakanları, başbakanları, emniyet müdürleri, yüksek yargı mensupları, asker-sivil üst kademe bürokratları...Ve de -yok aslında birbirlerinden farkları- mevcut iktidarın muhalifi bile değil can düşmanı olan, iktidardan düşmüş, tüyleri epeyce yolunmuş da olsa eski statükonun yenilgiyi kabullenemeyen kodamanları, siyasileri, muhalefet liderleri.
İnanamıyorum, çünkü ortalama zekâdaki bir insanın içinden geçirse bile açık açık söyleyemeyeceği, böyle konuşursam ben kötü duruma düşerim diye düşünüp kendini frenleyeceği sözler fütursuzca sarf ediliyor. Bir hukuk devletinde, demokratik bir toplumda yapanı söyleyeni bulunduğu mevkiden anında uzaklaştıracak, kamu oyu baskısıyla toplum içine çıkamayacak hale sokacak beyanlarda bulunuluyor.
Devamı
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.