MHP'NİN TEŞKİLAT OLUŞTURAMADIĞI İL...

Atatürk’ün Türk Kurtuluş Savaşı yılllarında bazı Kürt liderlere ve Kürt kanaat önderlerine gönderdiği mesajlara temas ettiğimiz yazıda, hükümetin öncülük ettiği son ‘açılım’ çalışmalarının başarılı olması durumunda, bunun ülkemiz açısından ne anlama geleceğine yönelik düşüncelerimizi bugünkü yazımızda sizlerle paylaşacağımızı ifade etmiştik.

Fakat MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin hükümete ve Milli Güvenlik Kurulu’na (MGK) yönelik sert eleştirileri ‘açılım” konusunda koordinasyon görevi yürüten İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay’ın yaptığı görüşmelerin de önüne geçince öncelik biraz değişti.

Sadece bir hafta önce partisine ait bir toplantıda Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül yuhalanmak istendiğinde “Sayın Gül devletimizin başıdır, devletin başını yuhlamak bize yakışık kalmaz” diyerek partililerine uyarılarda bulunan Sayın Bahçeli’nin son günlerdeki üslubunun, kendi tabanından bile daha sert hale nasıl geldiğini sorgulamakta yarar var. Bu nedenle yazımıza o noktadan başlayalım.

MHP lideri Sayın Bahçeli’nin son günlerdeki tüm konuşma ve açıklamalarını incelemek üzere partinin web sayfasında gezinti yapma ihtiyacı ortaya çıkınca, bir ayrıntı dikkatimi çekti.

Aşağıdaki resimde ve partinin web sayfasına ait linkte görüldüğü gibi partinin Diyarbakır İl Başkanlığı boş. MHP’nin Diyarbakır İl Teşkilatı da yok.

Son genel seçimde MHP, anamuhalefet partisi CHP`yi geride bırakarak Diyarbakır`da 11 bin 431 oyla dördüncü parti olmuştu.

22 Temmuz 2007 seçimlerinde 4 yıldır sürdürdüğü Diyarbakır İl Başkanlığı`ndan istifa ederek milletvekili adayı olan son başkan Abdullah Arzakçı’dan sonra göreve kimse gelmemiş. Arzakçı, parti binasının kapatılma gerekçesinin il ve merkez ilçe yönetiminin kurulamamasından kaynaklandığını söylemiş.

MHP gibi Meclis’te grubu bulunan büyük bir partinin Diyarbakır gibi Türkiye’nin önde gelen illerinden birinde parti teşkilatını oluşturmakta güçlük çekmesi ve bu ihtiyacı önceleyip 2 yıldır bir il başkanı atayamamasını anlamak hakikaten oldukça zor.

MGK’nın üniter devlet yapısının korunması hassasiyetine rağmen, son açılım tartışmalarına Türkiye bölünmesin diye karşı çıktığını ifade eden bir partinin giderek kopacağı endişesi yaşadığı bir ilde kendi teşkilatını bile oluşturamamış olmasının nedenlerini dilerim parti yetkilileri izah ederler.

Diyarbakır’da parti teşkilatı olmayan MHP’nin bu şartlarda G. Doğu’nun nabzını sağlıklı tuttuğu ve son açılım tartışmalarının bölgedeki insanımız tarafından nasıl algılandığını sağduyu ile tartabildiği söylenebilir mi?

Dikkat edilirse açılım konusunda başlangıçta en karşıt lider Sayın Baykal’dı. MHP liderinin son günlerdeki sert çıkışları CHP muhalefetini de gölgede bıraktı. Basına yansıdığına göre, Doğu ve Güneydoğu'daki CHP teşkilatları, demokratik açılım konusunda genel başkanları Deniz Baykal gibi düşünmediklerini, Kürt meselesinin çözümüne yönelik adımların desteklenmesi gerektiğini ifade etmişler. Genel başkanlarının tavrını sert bulan CHP'liler, "Çözüm için reformlara destek veririz. İnsanların artık gülmeye ihtiyacı var" demişler.

Tam da bu süreçte MHP’nin Diyarbakır teşkilatı aktif olsaydı, Sayın Bahçeli G. Doğu’da kangren haline gelen birtakım sorunlara yönelik ‘daha içeriden’ bilgi alma imkanı da bulabilirdi.

Bahçeli neden sertleşti?

Parti teşkilatı üzerinde oyun oynatmak istemeyen ve ülkücü gençlerin provakosyonlara alet olmaması için özen gösterdiği bilinen Sayın Bahçeli’nin son günlerdeki sert üslubunu anlamak hakikaten güç.

Ergenekon soruşturması kapsamında gündeme gelen ve ülkede kaos çıkarmakla suçlanan Vatansever Kuvvetler Birliği Hareketi, 2007 yılında MHP Diyarbakır İl Başkanlığının bulunduğu dairenin üst katını kiralamış, burada Güneydoğu temsilciliğini açmıştı. İddialara göre, Vatanseverlerin burada büro açması MHP yönetimini rahatsız etmiş ve sorumlu olarak parti teşkilatı gösterilmişti. Yaşanan olaydan sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, il teşkilatından kapsamlı bir rapor istemişti.

Bilemiyoruz, MHP Diyarbakır il teşkilatının kapatılma gerekçesi belki de bu tür hassasiyetler ve endişeler nedeni ile de olabilir. Fakat ne olursa olsun, MHP gibi milliyetçilik söylemi üzerinden siyaset yapan bir partinin sağlıklı bir politika geliştirebilmesi açısından ülkenin G. Doğu’suna daha ciddi kulak vermesinde ve iletişim kanallarını açık tutmasında da yarar var.

Sayın Bahçeli keşke Cumburbaşkanı Sayın Gül’ün görüşme davetini reddetmeseydi. Üniter devlet yapısının korunması konusunda bir takım endişeleri veya olması muhtemel olaylara ilişkin duyumları vardıysa keşke birinci elden devletin bir numaralı ismiyle paylaşsaydı.

Bir sonraki yazımızda, açılım tartışmaları konusunda sıklıkla zikredilen en saçma, en basiretsiz, bu ülke gerçeklerine yabancı olmaya yönelik en aykırı soruya temas edeceğim.

Panik yok. Hiçbir durum bugünkü halimizden daha kötü olmaz.

Müsterih olunuz.

Prof. Dr. Osman ÖZSOY – Haber7