MEZOPOTAMYA KONFERANSI SONUÇ BİLDİRGESİ AÇIKLANDI
Diyarbakır'da iki gün süren "Ortadoğu'da Sınırlar, Kürdistan ve Gelecek Tahayyülleri Konferansı"nın sonuç bildirgesi açıklandı.
07 Temmuz 2014 Pazartesi 14:06
Mezopotamya Vakfı ve Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (SAMER) tarafından, 5-6 Temmuz tarihleri arasında Büyükşehir Belediyesi Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen "Ortadoğu'da Sınırlar, Kürdistan ve Gelecek Tahayyülleri Konferansı"nın sonuç bildirgesi basın açıklamasıyla açıklandı.
Sonuç bildirgesini açıklayan Mezopotamya Vakfı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mahmut Toğrul, Ortadoğu'nun dramatik bir şekilde alt üst olan statükosuyla birlikte Kürtlerin, kader tayin edici bir sürece girdiklerini söyledi.
Kürtlerin tarihi ve kritik bir kavşakta olduğunu belirten Toğrul, "Kürtlerin bugün dirayetli bir şekilde verecekleri her karar, ortak ve kararlı bir şekilde atacakları her adım, hem kendi geleceklerini hem de bölgenin geleceğini belirleyici bir şekilde etkileyecektir. Yaşanan sıcak gelişmeler, bir bütün olarak Kürtlerin demokratik ve özgür bir halk olarak yaşama iradelerini, millet olma ve oluşturma kabiliyetlerini ve kapasitelerini yeniden ve çok daha can alıcı bir şekilde teste tabi tutmaktadır" şeklinde konuştu.
KÜRTLERİN KENDİ GELECEKLERİNİ BELİRLEME HAKLARI VARDIR
Konferansın üç oturumda gerçekleştirildiğini ifade eden Toğrul, çok değerli tebliğler sunulduğunu ve bu sunumlar kapsamında verimli tartışmalar yürütüldüğünü söyledi.
Toğrul konferansta şunlara dikkat çekildiğini kaydetti:
- Bir halk olarak Kürtlerin kendi geleceğini belirleme hakkı vardır. Kürtlerin, bu hakkı federasyon, demokratik özerklik, kanton gibi öz yönetim modelleri şeklinde kullanabileceği gibi bağımsız bir devlet kurma şeklinde de kullanabilirler. Bu hakkı ayrı ayrı veya birlikte de kullanma hakkına sahiptirler.
- Kürdistan'ın parçalarının kendine has şartları ve özgünlükleri vardır. Bu özgünlüklere saygı duyulmalı ve hiçbir şekilde Kürtler arasında bir çatışma sebebi olarak görülmemelidir.
- Kürtler arasındaki ittifakın, hayati, mümkün ve gerekli olduğunu düşünüyoruz.
- Kobani'ye yapılan vahşi saldırıyı büyük bir endişe ile izliyoruz. Bütün gücümüzle Kobani'deki halkımızın yanında olduğumuzu belirtirken, Kobani'yi savunmanın Kerkük'ü savunmak, Kerkük'ü savunmanın Kobani'yi savunmak olduğunu vurgulamak istiyoruz.
- Barış sürecini destekliyor, bu sürecin eşitlerin ve özgürlerin müzakere sürecine evrilmesini arzu ediyoruz.
- Kürt siyasal, sosyal ve medya aktörlerine aralarında çatışmaya, karalamaya ve dışlamaya cevaz veren dil ve söylemlerden özenle kaçınmaları gerektiğini vurgulamak istiyoruz.
- Uluslararası toplumun, yirmi birinci yüzyılın başında Kürt halkına yapılan haksızlığın düzeltilmesi noktasında yirmi birinci yüzyılın evrensel insan hakları ve kolektif hakları çerçevesinde vicdanlı ve sorumlu davranmasını bekliyoruz.
- Kürdistan'ı Kürt halkının rızası olmaksızın egemenlik altında tutan devletlerin, geleneksel devlet politikalarından vazgeçerek, Kürtlerle demokratik bir yeniden kuruluş süreci başlatmaya çağırıyoruz.
- Kürt akademisyenlerin bir araya gelmelerinin anlamlı olduğu ve bundan sonra benzeri daha gelişkin konferans ve çalıştayların yapılmasının hem - Kürt akademisi hem de Kürt toplumu açısından verimli ve değerli olduğu inancındayız.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.