23 Kasım 2024
  • İstanbul17°C
  • Diyarbakır10°C
  • Ankara11°C
  • İzmir19°C
  • Berlin2°C

MB: İÇERDE TOPARLANMA BAŞLADI

Merkez Bankası 2010 Temmuz Ayı Enflasyon Raporu'nu açıklandı: İçerde toparlanma var, dış talep hala zayıf.

MB: İçerde toparlanma başladı

28 Temmuz 2010 Çarşamba 11:16

Merkez Bankası, Temmuz ayı enflasyon raporunda, enflasyonun yüzde 70 olasılıkla, 2010 yılı sonunda orta noktası yüzde 7,5 olmak üzere yüzde 6,5 ile 8,5 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini açıkladı.

Nisan ayı raporunda 2010 yılı enflasyonunun orta noktası yüzde 8,4 olmak üzere yüzde 7,2 ile yüzde 9,6 aralığında olmasının beklendiği belirtilmişti.

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, 2010 Temmuz Enflasyon Raporunu açıkladığı basın toplantısında, küresel ve yerel makroekonomik gelişmeleri değerlendirdi.

Durmuş Yılmaz, küresel iktisadi faaliyetteki toparlanma eğiliminin yılın ikinci çeyreğinde de sürdüğüne, ancak gelişmiş ülkelerde büyüme bakımından gözlemlenen ılımlı toparlanmanın henüz emek piyasalarına yansımadığına dikkati çekti. Yılmaz, bu durumun, söz konusu ekonomilerdeki toparlanma sürecinin sürdürülebilirliği açısından risk oluşturmaya devam ettiğini dile getirdi.

Yılmaz, ''Küresel iktisadi faaliyette gözlemlenen toparlanmaya rağmen, geride bıraktığımız dönemde yaşanan gelişmeler, küresel ekonomiye ilişkin kırılganlıkların sürdüğünü teyid etmiştir'' dedi.

Söz konusu dönemde Avrupa ülkelerinin risk göstergelerindeki yüksek artışa da işaret eden Yılmaz, Türkiye gibi birçok gelişmekte olan ülkenin risk primi göstergelerindeki artışın sınırlı kaldığını söyledi.

Yılmaz, ''Avrupa'da yaşanan kamu mali görünümü kaynaklı gelişmeler, küresel iktisadi faaliyetteki toparlanmaya dair aşağı yönlü risklerin ortadan kalkmadığını bir defa daha göstermiştir'' dedi.Bu durumun, başta gelişmiş ekonomiler olmak üzere birçok ülkede merkez bankalarının aşağı yönlü risklere vurgu yapan bir para politikası duruşu benimsemelerine yol açtığını kaydeden Yılmaz, gelişmelere paralel, para politikalarında normalleşme sürecinin ötelenebileceği yönündeki beklentilerin güçlendiğini söyledi.

''HİZMET GRUBU ENFLASYONU, TARİHİNİN EN DÜŞÜK SEVİYESİNDE''

Yılın ikinci çeyreğine ilişkin enflasyon gelişmelerini de değerlendiren Yılmaz, enflasyonda gözlemlenen olumlu görünümde gıda fiyatlarının seyrinin önemli rol oynadığını kaydetti. Gıda fiyatlarının, ikinci çeyrekte keskin bir düşüş gösterdiğini hatırlatan Yılmaz, bu düşüşün temel belirleyicisinin de işlenmemiş gıda fiyatlarındaki kayda değer azalma olduğunu söyledi.

Yılmaz, Nisan ayı sonunda kırmızı et ithalatı yapılmasına yönelik düzenlemenin yürürlüğe koyulmasının, işlenmemiş gıda fiyatlarının öngörülenden daha güçlü yavaşlamasında etki yarattığına işaret etti.

Yılın ikinci çeyreğinde enflasyondaki olumlu görünümün sadece gıda fiyatlarıyla sınırlı kalmadığını, hizmet ve temel mal fiyatlarının artış hızında da belirgin bir yavaşlama gözlendiğini kaydeden Yılmaz, şöyle konuştu:

''Mevsimsel etkilerden arındırılmış veriler, hizmet fiyatlarının, endeks tarihinde ilk kez çeyreklik bazda düşüş kaydettiğini göstermektedir. Hizmet fiyatlarındaki bu gelişmede temel olarak haberleşme hizmetlerindeki yüksek oranlı düşüşler belirleyici olurken, haberleşme hizmetleri dışında kalan hizmet kalemlerinin artış hızında da yavaşlama gözlenmiştir. Özellikle, kira yıllık enflasyonundaki istikrarlı azalış eğiliminin devam etmesiyle bu grubun enflasyonunun da endeks tarihindeki en düşük seviyeye gerilemiş olması bir diğer çarpıcı gelişmedir.''

Yılmaz, gıda, enerji, alkollü içecekler ve tütün ile altını dışlayan ''temel mal grubu fiyatları''nın ise gerek avrodaki değer kaybının, gerekse emtia fiyatlarındaki gevşemenin etkisiyle bu dönemde ılımlı bir görünüm sergilediğini belirtti.

Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, söz konusu gelişmelere paralel olarak 2009'un son çeyreğinden itibaren artış eğilimi sergileyen orta vadeli enflasyon beklentilerinin, 2010'un ikinci çeyreğinde gerileme kaydettiğine dikkati çekti.

PARA POLİTİKASI UYGULAMASI

Başkan Yılmaz, para politikası uygulamaları hakkında bilgi verirken de, yılın ikinci çeyreğinde enflasyonun yeniden düşüşe geçmesi ve küresel ekonomiye ilişkin aşağı yönlü risklerin belirginleşmesi, politika faizlerinde artırım sürecine geçilmesinde acele edilmemesi yönündeki Bankanın duruşunu doğruladığını söyledi.

Yılmaz, ''Gelişmeler doğrultusunda, politika faiz oranlarının bir süre daha mevcut düzeylerde tutulması ve uzun süre düşük düzeylerde seyretmesi gerekebileceği yönündeki duruşumuzu teyid etmiş bulunmaktayız'' dedi.

Parasal sıkılaştırma sürecinin ötelenebileceğine ve politika faiz artırımlarının daha sınırlı miktarlarda olabileceğine dair beklentilerin güç kazanmasının piyasa faizlerine de yansıdığını ifade eden Yılmaz, gösterge tahvilin getirisinin, yılın ikinci çeyreğinde, risk algılamalarında gözlenen bozulmaya karşın düşüş eğiliminde olduğunu ve tarihsel olarak en düşük seviyelerde seyretmeye devam ettiğini kaydetti.

Yılmaz ikinci çeyrekte, piyasa faizlerindeki düşüşün enflasyon beklentilerine kıyasla daha belirgin olmasının, orta vadeli reel faizlerin bugüne kadarki en düşük seviyelerine inmesini sağladığını söyledi.

''İÇ TALEP TOPARLANIYOR, DIŞ TALEP ZAYIF''

Yurt içi talebe ilişkin yakın dönem göstergeleri özel tüketim talebindeki toparlanmanın sürdüğüne ve özel tüketim talebinin yılın ikinci çeyreğinde kriz öncesi düzeyini aşacağına işaret ettiğini belirten Yılmaz, yatırımların ise yılın ilk yarısında gözlenen toparlanmaya rağmen kriz öncesi döneme kıyasla oldukça düşük seviyelerde seyrettiğine dikkati çekti.

Yılmaz, ''Bu gelişmeler, yılın ikinci çeyreğinde toplam nihai yurt içi talebin toparlanmaya devam ettiğini göstermektedir'' dedi. Dış talebin ise Nisan Enflasyon Raporunda çizdikleri görünüme göre daha zayıf bir seyir izlediğini kaydeden Yılmaz, Türkiye'nin ihracat yaptığı ülkelerin büyümesi kadar büyümelerin kompozisyonunun da önem taşıdığını vurguladı.

Yılmaz, bu noktada avro bölgesi büyüme tahmininde belirgin bir bozulma olmadığını ancak söz konusu büyümenin kompozisyonundaki değişimin Türkiye açısından bir önceki Enflasyon Raporu dönemine kıyasla daha zayıf bir dış talep görünümüne işaret ettiğini anlattı.

Dış talepteki zayıf seyrin sanayi istihdamındaki toparlanmayı sınırlamış olmakla beraber, geçen dönemde iş gücü piyasasındaki istikrarlı iyileşmenin devam ettiğini, inşaat ve hizmet sektörlerindeki istikrarlı artışların desteğiyle son bir yıl içinde tarım dışı istihdamda belirgin bir artış gözlendiğini kaydetti.

Yılmaz, ''Öncü göstergeler tarım dışı istihdamdaki toparlanmanın yavaşlayarak da olsa süreceğine işaret etmektedir. Bununla birlikte, işsizlik oranlarının uzun bir süre kriz öncesine kıyasla yüksek seviyelerde seyretmesini beklemekteyiz'' dedi.

''2011'DEN İTİBAREN MALİ KURAL'A GEÇİLECEĞİNİ VARSAYDIK''

Başkan Yılmaz, tahminlerini oluştururken dış talep koşullarının bir önceki Rapor dönemine kıyasla daha zayıf bir görünüm izlediği, iç talebin ise öngörüldüğü şekilde toparlanma eğilimini sürdürdüğü, kaynak kullanımının halen düşük seviyelerde kaldığı ve dolayısıyla toplam talep koşullarının enflasyona düşüş yönünde yaptığı katkının sınırlı miktarda arttığı bir çerçeveyi esas aldıklarını söyledi.

Yılmaz, tahminlerin belirlenmesinde Orta Vadeli Program projeksiyonları doğrultusunda, 2010 yılında kamu harcamalarının iktisadi faaliyeti destekleyici etkisinin bir önceki yıla kıyasla azalmakla birlikte devam edeceği ve 2011 yılından itibaren mali kural uygulamasına geçileceğini varsaydıklarını belirterek, tahmin ufku boyunca vergi ayarlamalarının enflasyon hedefleri ve otomatik fiyatlama mekanizmalarıyla uyumlu olacağı bir görünümü temel aldıklarını anlattı.

AŞAĞI YÖNLÜ GÜNCELLEMENİN NEDENLERİ

Yılmaz, 2010 yılına ilişkin enflasyon tahminlerini aşağı yönlü güncellemelerine neden olan bazı gelişmelerin ortaya çıktığını ifade ederek, gıda, petrol, temel mal ve hizmet fiyatlarındaki gelişmelerin etkilerini şöyle aktardı:

''- Gıda fiyatları: Geçen süre zarfında işlenmemiş gıda fiyatlarının beklenenden olumlu bir seyir izlemesinin gıda grubunda yıllık fiyat artış oranı varsayımımızı güncellememize neden oldu. Bu çerçevede, gıda enflasyonu varsayımımızı 2010 yılı sonu için yüzde 9'dan yüzde 7,5 seviyesine çekerken, 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin varsayımlarımızı yüzde 7 olarak koruduk. Söz konusu değişikliğin 2010 yıl sonu enflasyon tahminimiz üzerindeki aşağı yönlü etkisi yaklaşık 0,4 puan oldu.

- Petrol fiyatları: Küresel büyüme görünümüne ilişkin aşağı yönlü risklerin ağırlık kazanmasıyla, yılın ikinci çeyreğinde petrol fiyatları, Nisan Enflasyon Raporu varsayımlarımızın altında seyretti. Bu gelişmenin yansıması olarak ham petrol fiyatı varsayımımız 2010 ve 2011 yılları için aşağı çekilirken, 2012 yılına ilişkin varsayımımız 90 dolar olarak korundu. Bu güncellemelerin 2010 yıl sonu enflasyon tahmini üzerindeki etkisi ise yaklaşık 0,2 puan azaltıcı yönde oldu.

- Temel mal ve hizmet fiyatları: Yılın ikinci çeyreğinde, enflasyonun ana eğilimini yansıttığını düşündüğümüz temel mal ve hizmet fiyatlarının artış hızında öngörülerimizin de ötesinde bir yavaşlama oldu. Bu gelişmenin de yıl sonu enflasyon tahminimiz üzerindeki düşürücü etkisi 0,2 puan oldu.''

Yılmaz, dış talep görünümündeki aşağı yönlü güncelleme nedeniyle toplam talep koşullarının enflasyona düşüş yönünde yaptığı katkının bir önceki rapor dönemine göre sınırlı da olsa arttığı bir çerçeveyi esas aldıklarını belirterek, orta vadeli tahminleri için başlangıç noktası olan çıktı açığı tahminlerini ikinci çeyrek itibarıyla sınırlı bir miktarda aşağı yönlü güncellediklerini söyledi. Yılmaz, bu değişikliğin de 2010 yıl sonu enflasyon tahminini 0,1 puan aşağı çektiğini belirterek, ''Özetle, gıda ve petrol fiyatları varsayımlarındaki aşağı yönlü güncellemeler ile temel enflasyon göstergelerinde yakın dönemde gözlenen yavaşlamaya bağlı olarak, 2010 yıl sonu enflasyon tahminimizin orta noktası, bir önceki rapor dönemine kıyasla 0,9 puan aşağı çekilmiştir'' dedi.

Yılmaz, tahminleri oluştururken, para politikası duruşuna ilişkin olarak, ''çıkış stratejisinde öngörülen tedbirlerin yılın kalan döneminde büyük ölçüde tamamlandığı, politika faizlerinin bir süre daha mevcut düzeylerde tutularak 2011 yılı içinde sınırlı bir artış gösterdikten sonra üç yıllık tahmin ufku boyunca tek haneli düzeylerde kaldığı'' varsayımını temel aldıklarını belirtti.

Bu çerçevede Yılmaz, enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2010 yılı sonunda orta noktası yüzde 7,5 olmak üzere yüzde 6,5 ile 8,5 aralığında, 2011 yılı sonunda ise orta noktası yüzde 5,3 olmak üzere yüzde 3,6 ile 7,0 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini, enflasyonun 2012 yılı sonunda ise yüzde 5 düzeyine düşeceğini öngördüklerini bildirdi.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.