25 Kasım 2024
  • İstanbul3°C
  • Diyarbakır5°C
  • Ankara-2°C
  • İzmir5°C
  • Berlin11°C

MAHKEME: 'LOZAN'I TANIMIYORUZ!'

Mahkemelerde Kürtçe savunma yaparak, Kürt dilini hukuki platformlarda savunan Mehdi Tanrıkulu, İHD İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı yaptı.

Mahkeme: 'Lozan'ı tanımıyoruz!'

03 Ekim 2010 Pazar 16:48

Mahkeme’den Tanrıkulu’na: "Lozan Antlaşması'nı tanımıyoruz!"

Mahkemelerde Kürtçe savunma yaparak, savunma ve resmi başvurularını Kürtçe dilekçelerle yazarak Kürt dilini hukuki platformlarda savunan Mehdi Tanrıkulu, İHD İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı yaptı.

Uzun yıllardır mahkemelerde Kürtçe savunma yaparak, savunmaları, başvurularını Kürtçe dilekçelerle dile getirerek, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a Kürtçe mektuplar yazarak Kürt dilini hukuki platformlarda savunan Mehdi Tanrıkulu, Türkiye’de Kürt dilinin yasaklanmasına ve uygulanan çifte standarda dikkat çekmek ve mahkemeler ile diğer resmi makamlara verdiği Kürtçe dilekçeden dolayı hakkında halen devam eden davalar ve verilen cezalara ilişkin, İHD İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı yaptı.

20757

Tanrıkulu, yaptığı açıklamada; tek isteğininin kendi anadilinde savunma yapmak olduğunu belirterek, bunun için mahkemelerde yeminli tercüman bulundurulması ve Kürtçe savunmalarının engellenmemesini istedi. Tanrıkulu Kürt dilini meşru ve yasal bir zemine kavuşturmak için mücadele ettiğini belirttiği açıklamasında, şu görüşlere yer verdi:

“Türkiye'de Kürt sorununun demokratik çözümüne yönelik çabaların dillendirildiği bu yönlü devlet yetkililerinin; ‘üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü!..’ söylemini dillendirdikleri bir dönemde, mahkemelerde ana diileri ile savunmalarını yapmak isteyen Kürtlere, sertifikalı yeminli Kürtçe tercüman bulundurmayarak engel olan ırkçı mantığı kınıyorum.

28.09.2010 tarihinde çıktığım Beşiktaş 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından daha önceki ilk celsede alınmış, Kürtçe tercüman çağırma kararını, ilginçtir ki; son oturumda kendi kararının tersini- Kürtçe tercümanı red kararı- almış olması, hukuk adına bir talihsizliktir. Gözlerimizin içine baka baka yapılan bir hukuksuzluk olması bakımından, hiçbir biçimiyle kabul edilmeyecek kınanacak bir durum olduğunu düşünmekteyim. Zira Türkiye Cumhuriyeti'nin altına imza attığı ve Türkiye açısından önemli olan Lozan Antlaşması'nda bu konuda çok açık belirlemesi bulunmasına karşın; Kürt toplumunun mahkemelerde kendi ana dillerini kullanamamaları, Türkiye hükümetlerinin şimdiye kadar suç işledikleri ile açıklanabilecek ve bu konuda suç duyurusu yapılabilecek bir durumdur. Çünkü bugüne kadar Türkiye'de Kürt Halkına bu hakları kullandırılmamıştır.

Lozan Antlaşması'nın 39. maddesi ve T.C. Anayasasının 90. maddelerini hatırlatan avukatım Mustafa Eraslan'a, Hakim üye Ömer Diken'in: “Biz Lozan Antlaşması'nı tanımıyoruz!” demesi bir hukuk skandalı niteliğindedir. Lozan Antlaşması'nın öneminden habersiz bir mahkeme üyesinin Kürtlerin davalarında doğru bir hukuk uygulaması düşünülmeyeceği itibariyle mahkeme heyeti üyesi Ömer Diken'in, hukuksuzluk yapacak ortamdan ayrılması yani; hakimlik görevinden uzaklaştırılması bir zorunluluk haline gelmiştir. Bütün mahkemelerin yeminli Kürtçe tercüman bulundurmaları konusunda yaşanan hukuksuzlukların incelenmesi için Adalet Bakanlığı'nı göreve çağırıyorum.”

Tanrıkulu açıklamasında, yeminli tercüman mahkemece kabul edilmeyene kadar savunma vermeyeceğini konuşmayacağını söyledi. Ayrıca son mahkemesinde de, bu isteği yerine getirilmediği için konuşmadığını da belirtti. Tanrıkulu, son olarak bütün Kürtleri mahkemelerde Kürtçe savunma yapmaya çağırdı.

Tanrıkulu’nun ardından söz alan İHD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Efe de, Mehdi Tanrıkulu'nun ağır bedeller ödediğini, militarizme karşı durduğunu ve bunun Tanrıkulu'nun direnişçi kişiliğiyle yakından ilgili olduğunu, belirtti.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.