22 Kasım 2024
  • İstanbul17°C
  • Diyarbakır10°C
  • Ankara13°C
  • İzmir19°C
  • Berlin3°C

LEYLA ZANA’DAN SAĞDUYU ÇAĞRISI

Cezaevinden çıktıktan sonra ilk defa basın toplantısı düzenleyen Zana, Türk ailelere seslenerek, Tercihimizi yaşamaktan ve yaşatmaktan yana kullanmalıyız” dedi.

Leyla Zana’dan sağduyu çağrısı

26 Ekim 2009 Pazartesi 15:22

Cezaevinden çıktıktan sonra ilk defa basın toplantısı düzenleyen Leyla Zana, Türk ailelere seslenerek, “Bugün ‘dur’ dediğimiz şey hem imha, hem inkar, hem de isyan olmalıdır. Tercihimizi yaşamaktan ve yaşatmaktan yana kullanmalıyız” dedi.

Diyarbakır’da, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde bugün bir basın toplantısı düzenleyen DEP eski milletvekili Leyla Zana, “açılım sürecinde frene basıldığı” yönündeki açıklamaları değerlendirdi. İçinden zor dönemin sabır ve sağduyu ile aşılabileceğine işaret eden Zana, şöyle konuştu:

“Hep birlikte görüyoruz ki, meydana gelen gelişmeler umudun yanında kaygı ve endişe de yaratmaktadır. Benim de bir tarafım çok umutlu, bir tarafımsa endişe ve kaygı taşıyor. Umutluyum çünkü yaşanan onca acıya rağmen, bu coğrafyada yaşayan halklar birbirlerini düşman olarak görmediklerini ispatladılar. Endişeliyim, kaygılıyım çünkü; bu acıların yüreklerde hala çok taze olduğunu biliyorum. Herkesin acısını hissediyorum ve paylaşıyorum. Ve ancak bu yolla birbirimizi anlayabileceğimize inanıyorum.”

Çatışmalar nedeniyle acı çeken Türk ailelere seslenen Zana, şöyle konuştu:

6575“Bugün ‘dur’ dediğimiz şey hem imha, hem inkar, hem de isyan olmalıdır. Tercihimizi yaşamaktan ve yaşatmaktan yana kullanmalıyız. Bu nedenle hepimiz, demokratik ve adil bir yöntemi sorunun çözümü olarak benimsemeliyiz. Bu ortak çıkarlarımızın gereğidir. Bu ülkede yaşayan halkların ortak çıkarı; farklı kimlikleri tanıyan, sayan ve koruyan bir anlayıştan geçmektedir. Bu anlayış bu ülkenin birliğinin ve bütünlüğünün garantisidir. Hepimizin yüreği yangın yerine dönüştü. Evi yakılan, köyleri yakılan, işkence gören, faili meçhul cinayetlere kurban giden, milyarlarca doları heba olan, aç kalan, açıkta kalan, sürgün edilen, haksızlığa ve hukuksuzluğa uğrayan yalnızca siz değil, yalnızca biz değil; hepimiz olduk. Şimdi bütün siyasi taraflara seslenmek istiyorum; belki hiç olmadığı kadar barışa yakınız. Bu aşamada en çok ihtiyacımız olan şey cesaret, mantık ve sağduyudur.”

- ‘Gerilim noktası olmak istemedim’

Açıklamanın ardından Zana, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin “Barış gruplarını karşılama gösterilerine iktidar ve muhalefetin tepkileri oldu. Nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna Zana, “Her halkın kendisini ifade etme biçimi farklıdır. Sosyal ve kültürel olarak bu halkın farklı olduğu zaten on yıllarca hep dile getirildi ve hep bunun için bu mücadele sürdürüldü. Bunu çok abartarak, biçime takılarak, özü gözden kaçırmamıza neden olmamalı. Önemli olan özdür. Herkes belli bir noktaya gelmiş, ortak paydalarda bulunmuştur. Biçime çok takılmak anlamsız” diyerek yanıtladı.

Zana, sürecin tıkanmasından DTP’nin sorumlu tutulmasını da eleştirerek, “Sürecin çok iyi koordine edilmediğini ben de tespit ettim. Çok iyi koordine edilmiş olsaydı, sanırım bu aksaklıklar olmazdı. Sorun sadece DTP ve AK Parti’nin sorunu değil, Türkiye‘de yaşayan her bireyin sorunudur” dedi.

Leyla Zana, Genelkurmay Başkanlığı’nın tavrının sorulması üzerine deBiz de değiştik, DTP de değişti, PKK de değişti, Genelkurmay da değişti, herkes değişti. Dünya değişiyor, hayatın akışının karşısında kim direnebilir ki? Hayat da değişiyor. Onun için güzel, anlamlı bir süreçtir herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmelidir. Bazen küçük bir kıvılcım büyük şeylere neden olabilir, o nedenle gerilimin hiç kimseye yarar getirmeyeceğine inanıyorum. Bu süreçte bir tek insanın bile tırnağı kanamamalıdır.”

- CHP ve MHP’ye eleştiri

“Avrupa’daki barış grubunun gelip gelmeyeceği” yönündeki sorusuna da Zana, şu şekilde yanıt verdi:

Geleceklerine inanıyorum. Teknik açıdan bir engel var mı yok mu bilmiyorum. Ancak bu sorun çözülecek ve bu arkadaşlar gelecek. Sadece 20-30 kişi değil, diasporada yaşayan herkes ülkesine geri dönmeli. Hepimiz dünyalıyız, ama hiç kimsenin ülkesi bir kimsenin ülkesi olmuyor. Nasıl ki insanın evi yeri ise, ülkesi de yeridir.”

Zana CHP ve MHP’nin “açılım” karşısındaki tutumunu eleştirerek, “Özellikle CHP ve MHP’nin yeterince sürece anlam yüklediklerini düşünmüyorum. Bir diyalog kopukluğu var. Ya da sürece anlam yüklemede bir eksiklik var. Süreci yeterince tahlil ederlerse, bu sürecin bütün toplumun yararına olduğu görülecektir. Sayın Bahçeli de makul bir insan, sayın Baykal da uzun yıllardır Türkiye’nin demokratikleşmesi için çabaları var, ama biraz daha duyarlı, seçim kaygılarından uzak bir duruş ve üslup tuttururlarsa, sürecin önü açılır.”

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.