KURTULMUŞ: İSTİHBARATI ABD VERSE NE OLUR, İSRAİL VERSE NE OLUR...

Has Parti Genel Başkanı Kurtulmuş, yeniden tartışmaya açılan Uludere konusu ile ilgili olarak, Türkiye’de yakın zaman içerisinde ilk defa Türkiye’ye ait uçakların sivil vatandaşları vurduğunu hatırlattı ve Uludere olayının hala aydınlatılamadığının altını çizdi.

“Türkiye’de ilk defa göz göre göre sivil vatandaşlarımız devlete ait uçaklar tarafından vuruldu. Hala Uludere’de ne olduğunu bilmiyoruz. Soruşturma ne oldu? Biz HAS Parti olarak hemen olayın ardından bir komisyon kurduk ve bölgeye gönderdik. TBMM komisyonu Has parti komisyonundan bir ay sonra bölgeye ulaştı. Has Parti olarak komisyonumuz bölgede incelemeler yapıp ayrıntılı bir rapor yayınladı. TBMM de bir rapor yayınladı ancak gördük ki, Has Parti’nin raporu ile TBMM Raporu arasında fersah fersah fark vardır. Biz 6 maddelik bir de eylem planı ortaya koyduk. Milli savunma bakanı istifa etsin dedik. Bu emri veren subayların tamamı açığa alınsın dedik, bir komisyon kurulsun ve olaylar araştırılsın dedik.

Maalesef Uludere’de hakikatler ortaya çıkmadığı gibi, şu anda ne durumdayız bunu da bilmiyoruz. Bir Amerikan gazetesi, 'Türkiye'deki istihbaratı Amerikan kaynakları verdi' deyince tekrar ortalık hareketlendi. Bu Amerikan seçimlerine dönük medya yanıltması mıdır, değil midir, o bizi ilgilendirmez. Şu soruyu sormak gerekir; bu istihbaratı Amerika verse ne olur, İsrail verse ne olur, bizim yerli kaynaklarımızdan bu istihbaratı alsak ne olur? Sonuç değişiyor mu?

“Önce demokratikleşme, sonra Başkanlık sistemi”

Has Parti Genel Başkanı Kurtulmuş, Başkanlık sistemi tartışmaları hakkında ise Demokratikleşmeyi ön şart olarak koydu. Sistem değişmeden başkanlık tartışmalarının yapılmasını doğru bulmadıklarını ifade etti.

“Tamam güzel, biz de başkanlık sistemini sonuna kadar destekleyelim. Ama, bugünkü anayasa, siyasi partiler yasası değiştirilmeden, seçim ile ortaya Krallıklar çıkacaktır. Biz HAS Parti olarak diyoruz ki, önce ‘demokratikleşme, sonra başkanlık sistemi’. Bu da bugünkü anayasanın, siyasi partiler yasasının, seçim yasasının, sendikalar yasasının, meclis iç tüzüğünün değiştirilmesinden sonra konuşulabilir. Önce bunları değiştirelim, sonra başkanlık sistemini konuşalım.”