22 Kasım 2024
  • İstanbul17°C
  • Diyarbakır11°C
  • Ankara16°C
  • İzmir19°C
  • Berlin2°C

KÜRTLERİ STATÜSÜZ BIRAKMAK İSTİYORLAR

PYD Avrupa Temsilcisi Zuhat Kobani, Kürtlerin yaşadığı ülkelerde devletlerin Kürtlerin statüye kavuşmalarını engellemek istediğini ifade etti.

Kürtleri statüsüz bırakmak istiyorlar

13 Ağustos 2013 Salı 09:26

Rojava’da el Nusra gibi aşırı gruplar Rojava halkına yönelik katliamlar yaparken Demokratik Birlik Partisi (PYD) olanları dünya kamuoyuna duyurmak ve Avrupa ülkelerinin katliamlara karşı tavır almalarını sağlamak için diplomasi atağı başlattı. Parlamentodaki siyasi partilerin temsilcileriyle görüşmeler yapmak amacıyla İsveç’e gelen PYD Avrupa Temsilcisi Zuhat Kobani, Kürtlerin yaşadığı ülkelerde devletlerin Kürtlerin statüye kavuşmalarını engellemek istediğini ifade etti. Kobani Rojava’daki son gelişmelerle ilgili soruları yanıtladı.

Rojava’daki son durum hakkında bilgi verir misiniz?

Bu saldırılar Rojava’da Kürt Halkının statü kazanmasının uluslararası kamuoyu ve büyük ülkelerin gündemine geldiği bir döneme denk geldi. Suriye’deki son gelişmeler ülkedeki sorunların çözümünde Kürtlerin önemli bir aktör olduğunu ve Kürtler dışlanarak bu sorunun çözülemeyeceğini gösterdi. Herkes Kürt bölgesinde bir istikrar, bir düzen ve bir ordu olduğunu biliyor. Bölgede halkın güvenliğini ve asayişini sağlayan birlikler var. Diğer bölgede olan tahribat Kürtlerin yaşadıkları coğrafyada yok. Tüm bunlar uluslararası görüşmelerde Suriye sorununun çözümünde Kürtlerin ellerini güçlendirdi. Bundan rahatsız olan devletler, özellikle de Türkiye, Kürtlerin konumunu zayıflatmak için saldırıların başını çekiyor. Çünkü Türkiye’nin Suriye’ye yönelik projesi boşa çıktı. Kürtlerin güçlenmiş olarak Cenevre görüşmelerine katılması ve bir statü elde etmeleri ihtimalinin Kürdistan’ın diğer parçalarını etkileyeceğini düşünüyor. Suriye’ye yönelik bir çözüm aynı zamanda Ortadoğu’ya yönelik bir çözüm olacaktır. İşte böylesi bir çözümü engellemek için en radikal İslamcı kesimleri, el Nusra, Irak Suriye İslam Devleti gibi akımları Kürtlere saldırttılar. Türkiye kendisi doğrudan müdahale edemediği için bu güçleri kullanıyor. Amaçları Kürtlerin iradesini kırmak ve statü kazanmalarını engellemek.

Tüm bunlar olurken Türkiye’nin Salih Müslim’le görüşmesini nasıl yorumluyorsunuz?

AKP bir yandan Kürtlerin iradesini kırmaya çalışırken aynı zamanda Kürtlerin siyasi güçleri olduğunu görüyor. Türkiye eğer müdahaleyle başaramazsam diyalogla, ilişki kurarak Kürtlerin bir güç olmalarını engelleyebilirim diye düşünüyor. Son dönemlere kadar PYD ve Kürtlerle diyalog kurmayı reddetti ve Kürtlerin mücadelesini silahla bastırmayı denedi. Biz tüm bunları bildiğimiz halde Türk devletinin diyalog çağrısına olumlu yanıt verdik. Çünkü şimdiye kadar bizi inkar eden, dıştalayan zihniyet artık davetiye göndererek görüşmek istediğini söylüyor. Bu Kürtler açısından önemli bir gelişme ve başarıdır. Bu aynı zamanda Türkiye’nin imha siyasetinin başarısızlığa uğradığını da gösteriyor.

Biz onlara açıkça, el Kaide gibi grupları desteklemekten vazgeçin, dedik. Bu gruplar yarın iktidara gelirlerse Türkiye’nin başına da bela olur. Bu grupları desteklemek Türkiye’nin çıkarına değil, zararınadır. Türk devleti bu gruplara Kürtleri saldırtacağına, Kürtlerle ittifak yapmalı. Tüm bunları Türk yetkililere söyledik. El Nusra’yı desteklemediklerini söylüyorlar. Biz de onlara karşıyız diyorlar.

Durum gerçekten öyle mi?

Kesinlikle değil. Bizden iddialarımızı ispat etmemiz için belge getirmemizi istiyorlar. Türkiye inkar etmek durumunda. Aksi takdirde tüm dünyanın terörist olarak ilan ettiği el Kaide’den farkı kalmaz. Türkiye iki yüzlü davranıyor. Diplomaside farklı şeyler söylüyor ama MİT ve devletin bazı kurumları kamplar oluşturuyor, İslamcıları Kürtlere saldırtıyor. Tüm bunlara rağmen biz Türkiye’yle olan görüşmelerin devamından yanayız.

TÜRKİYE İLE ANLAŞMALARI MI VAR?

GÜNEY’deki Yerel Kürt Yönetiminin Rojava’daki gelişmelere yaklaşımını nasıl yorumluyorsunuz?

Biz bu projeyi önce onlarla, PKK ile, YNK ve KDP ile tartıştık. Hepsi iyi bir proje olduğunu ve destek verdiklerini söylediler. Yerel Kürt Yönetimi hem Rojava’yı desteklediğini söylüyor hem de sınırı kapatarak insani yardımların ulaşmasını engelliyor. Birkaç gün önce Avrupa’daki Kürtler ambulanslar yolladı. Ambulansların geçmesine izin vermiyor.

Neden engelliyor?

Bölgede güçlü bir parti var. Bundan rahatsızlar. Biz her zaman şunu diyoruz. Gelsinler çalışsınlar. Saldırılarla karşı karşıyayız. Gelip güçlerini göstersinler. Ama sınır kapılarını gücünü göstermek için kullanmak ahlaki değildir.

Türkiye’nin baskısından dolayı mı böyle yapıyor?

Bu bizi ciddi olarak düşündürüyor. Arap ülkeleri, Türkiye ve Güney Kürt yönetimi aynı anda sınırları kapatıyor. Bu insanın aklına ister istemez bu güçler arasında bir anlaşma mı var sorusunu getiriyor. Ama umarım yanılıyorumdur. Yakında ulusal kongreye gideceğiz. Biz bu sorunları orada tartışacağız. Bu sorunları ortadan kaldırmamız için ortak bir strateji üzerinde anlaşmamız gerekiyor.

TÜRKİYE’DEN ATEŞ AÇIYORLAR

KÜRTLERE saldırıya geçen el Nusra’nın arkasında yer alan güçler hangileri?

Biz bunlardan bir kısmını yakaladık ve sorguladık. Dünyanın bir çok ülkesinden insan var aralarında. Örgütün merkezi İstanbul’da. Hepsi oraya uğradıktan sonra Suriye’ye geliyor. Bu Türkiye’nin el Nusra’nın merkezi olduğunu gösteriyor. Oradan güneye gelip sınırları rahatça geçiyorlar. Türkiye bunu inkar edemez. Bu grupların finansmanını Katar ve Suudi Arabistan karşılıyor. Türkiye lojistik destek, silah ve cephane veriyor. Bundan bir kaç gün önce Celebrus’a cephane gönderdiler. Bunu halkın gözleri önünde yaptılar. El Nusra ve diğer İslamcı militanlar yaralandığında Türkiye’den ambulanslar bunları alıp götürüyor. Türkiye’yi cephe gerisi olarak kullanıyorlar. Kuzeydeki halkımız hastanelerde ne kadar İslamcının tedavi edildiğini biliyor. Türkiye bunları tedavi etmekle de yetinmiyor. Sınır bölgesindeki çatışmalarda el Nusra’yı korumak için toplarla bizlere ateş ediyor.

İRAN PYD İLE GÖRÜŞMEK ZORUNDA KALDI

İran’ın Müslim’i davet etmesinin nedenleri nelerdir?

İran önemli ve güçlü bir devlet. Suriye’deki durumla baştan beri yakından ilgileniyor. Selefilerin saldırıları İran’ı kaygılandırıyor. Tabii Türkiye’nin Müslim’le görüşmesinin de İran’ın Kürtlerle görüşmesi üzerinde etkisi oldu. 19 Temmuz’da Rojava devrimi 1. yılını doldurdu. İran da, diğer güçler ve ülkeler de Kürtler 1 yıl dayanamaz, Mahabat Cumhuriyeti bile ancak 11 ay dayanabildi diye düşünüyorlardı. Kürtlerin ulusal birliğini engellemek ve Kürtler arasında anlaşmazlık çıkarmak için her yola başvurdular. Kürtler bu oyunlara gelmedi. Ama Kürtlerin güçlendiğini ve meşruiyet kazandığını gördüler. Devrimin 1. yılını doldurmasından sonra seçimlere gitme ve bir yönetim oluşturma projemizi açıkladık. Bunun gerçekleşmesi Kürt halkının statüsünü kazanması anlamına gelir. Kürtlerin belirli plan ve stratejileri olduğunu ve bunu adım adım yaşama geçirdiklerini gördükleri için Kürtlerle görüşme yapmak zorunda kaldılar.

Türkiye ve İran’ın Kürtlerle görüşerek ne yapmayı amaçlıyor?

Hiç bir şey Kürtlerin birliklerini ve hedeflerine yakınlaşmalarını engelleyemedi. Eskiden Kürtleri birbirine düşürerek, saldırarak statü kazanmasını engellemeye çalıştılar. Ama artık bunu yapamadıklarını Kürtlerin bir biçimde kendi kendilerini örgütlediğini gördüler. Şimdi diyalog kurarak Kürtlerin statü kazanmalarını engellemeye çalışıyorlar. “Oluşumu erteleyin”, “Hassasiyet var” gibi gerekçeler sıralıyorlar.

Diyalogla amaçlanan Kürtlerin statü kazanmasını engellemek mi?

Türkiye Kürtlerin Suriye’de statü elde etmesine karşı. Türkiye Güney Kürdistan’da Kürtlerin statü kazanmalarından sonra, Rojava’daki Kürtlerin statü kazanmalarından sonra, Kuzey Kürdistan’da yaşayan 25 milyon Kürt’ü statüsüz bırakamaz. Bunun için Rojava’da Kürtlerin siyasi statü kazanmalarına karşı. Önce karalama kampanyalarıyla, sonraları İslamcı güçleri Kürtlere saldırtarak engellemeye çalışıyor. Ama bunun da boşa çıkacağını bildiği için Kürtlerle diyalog kurmak zorunda kalıyor. Türkiye’nin PYD ile görüşmesi Kürtlerin başarısı ve Türkiye’nin yenilgisidir.

İran da Kürtlerin statü elde etmesine karşı mı?

İran Kürt sorununun varlığını kabul etmiyor. Kürtlerle sorunu olmadığını söylüyor. Ama Rojava’daki gelişmelerin Doğu Kürdistan’da yaşayan Kürtleri etkileyeceğinin farkında. Halkların baharının İran’a ulaşacağını bildikleri için bunu engellemek amacıyla Kürtlerle diyaloğa giriyor. İran Suriye’nin bütünlüğünün korunması kaydıyla Kürtlerin kendi kendilerini yönetmesine karşı olmadığını söylüyor. Böyle diyorlar ama pratikte nasıl tutum takınacaklarını zaman gösterecek. PYD’nin Rojava’da dengeleri değiştirebilecek bir güç olduğunu görüyor. Amaçları Kürtlerin Esad saflarında yer almalarını sağlamak. Ama bizim tutumumuz son derece net: Biz onlara neden diktatörleri destekliyorsunuz diye soruyoruz.

Biz Suriye’nin bütünlüğünden yanayız. Şu anda oluşturduğumuz idari yönetim geçici bir dönem içindir. Suriye istikrara kavuşursa ve demokratik bir Suriye oluşursa biz oluşacak iradeye bağlı kalırız. Şimdi oluşturulan yönetim zorunluluktan kaynaklanıyor ve bu ne Türkiye ne de İran için bir tehdittir. (Murat Kuseyri - Evrensel)

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.