KÜRT YAZARLARDAN KATLİAMA TEPKİ
Kürt Yazarlar Derneği Şırnak’ın Uludere ilçesinde meydana gelen ve 35 sivilin hayatını kaybettiği olayla ilgili yazılı bir açıklama yaptı.
02 Ocak 2012 Pazartesi 17:22
Kürt Yazarlar Derneği tarafından Uludere’deki olayla ilgili yapılan açıklama şöyle:
"Bir ülke paylaşılırken Kürtlerin payına dağlarda kendileri gibi kaçak olan mazot ve sigara gibi şeyler düştü. Geçimlerini sağlamak için bunca hayat mücadelesi verirken ‘orda ne işleri vardı’ demek en hafif deyimiyle kendini bilmezliktir. Ve bu insanların akıl ve ruh sağlığıyla oynamaktan başka bir şey değildir.
Uludere’deki vahşet Kürtlerin cumhuriyet tarihiyle beraber değişmeyen kaderlerinin tekerrürüdür. Hangi 13 yaşındaki çocuğun hayali olabilir ki onca dağları ve karı aşarak zifiri karanlıkta üşüyerek yürümek, yaşam mücadelesi vermek.
Yaş 13 olunca fark etmiyor Uğur ya da Şervan olması. Hepsinin ortak kaderidir ‘yanlış istihbarata’ kurban gitmek.
Hükümet ve bazı saygın bakanları aslında bu ülkenin nereye gideceğini bize çoktan muştaladılar. ’Bilimsel terörizmi’ ilk olarak da onlardan duyduk. Şairin, ressamın, yazarın da aslında ‘terörist’ olabileceğini de yeni yeni öğrendik. ‘Arka bahçelerin’ hesabını kitabını iyi yapanlar nedense iyi istihbarat konusunda pek isteksiz davrandılar ve ‘yanlışlıkla’ çocukları vurdurdular.
Sözüm ona ileri demokrasiyle yönetilen hiçbir ülkede ‘yanlışlıkla’ öldürülen 35 (otuz beş) vatandaşın katlinden sonra hiçbir yetkili koltuğunda rahat oturmamalıdır. Kurbanların ailelerine bir özür borçları olduğu kadar bir an önce istifa edip mahkeme önünde yargılanmaları hukuk devletini geçtik, kanun devletinde uygulanması gereken asgari yaptırımlardır.
Her katliamdan her felaketten sonra dillendirilen ‘Türkiye bir eşiğe, bir yol ayrımına gelmiştir’ cümleleri bayatladı. Korkumuz o ki Türkiye’yi yönetenlerin kendilerine o ‘yolu’ tercih etmiş olmasıdır ve bizi de o yoldaki uçurumlara yuvarlama isteğidir. Unutulmasın ki her ne kadar bu ‘yolun kurbanları’ şimdilik Kürt halkıysa da insanların uçuruma baka baka zamanla uçuruma benzediklerini hatırlatmak lazım…
Orgeneral Muğlalı’nın katliamına denk düşen bu vahşeti bir zaman diliminden sonra başka bir şekilde yaşamamak için sorumlulardan bir an önce hesap sormak her yurttaşın, yazarın ve aydının başat talebi olmalıdır.
Yoksa bütün bu demokrasi paketleri, açılım şaşalarına gerek kalmaksızın, aslında o kışlalardan indirilen Muğlalı isimlerinin suretini ruhlarında hissedenlerin ülkesinde yaşamak zorunda kalacağız.
Eğer barıştan, kardeşlikten ve özgürlüklerden bahsedeceksek önce ‘bahçemize’ bir bakmakta fayda göreceğiz.
Bu bahçe ya binlerce renga renk çiçeği ve kokusuyla hepimize ev sahipliği yapacak ya da kuru kuru ‘arka bahçe’ edebiyatıyla bomba yağdırmaya devam edeceğiz.
Sonuçta bu da bir tercih meselesi ve biz de tercihlerimize göre yaşayacağız."
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.