KCK'DEN KDP'YE CEVAP: AÇIKLAMALAR TAM BİR PROVOKASYON!
KCK Dış İlişkiler Komitesi, KDP'nin dış ilişki sözcülerinden Hemin Hewramani’nin beyanatlarına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
27 Aralık 2014 Cumartesi 14:35
KCK Dış İlişkiler Komitesi, KDP'nin Dış İlişki Sözcülerinden Hemin Hewramani’nin, KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a yönelik saygısızca söylemlerde bulunmasının tam bir provokasyon niteliğinde olduğunu belirtti.
KCK Dış İlişkiler Komitesi, KDP'nin dış ilişki sözcülerinden Hemin Hewramani’nin beyanatlarına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
Dış İlişkiler Komitesinin ANF'de yayınlanan açıklaması şöye:
“KDP'nin dış ilişki sözcülerinden Hemin Hewramani’nin, Kürtlerin en fazla birlik olması gereken bu dönemde KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a yönelik saygısızca söylemlerde bulunması tam bir provokasyon niteliğindedir. Herkesin kendi siyasal düşüncelerini ve siyasi projelerini sunma hakkı vardır. Hemin Hewramani, kendi siyasal düşüncelerini söyleme yerine, sanki hasımlarına yönelik açıklama yapıyormuş gibi Eşbaşkanımız Cemil Bayık ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a yönelik siyasi ahlakla bağdaşmayan bir üslupla değerlendirmelerde bulunmuştur. Hareketimizin yönetimi farklı görüş ve eleştirileri olsa da her zaman KDP ya da başka siyasi partilerin yetkililerine karşı üslubuna dikkat etmiş, örgütler arası gerilim yaratacak açıklamalar yapmaktan kaçınmıştır. Ancak KDP yetkililerinin doğrudan KCK ve HDP Eşbaşkanlarını hedef alması aynı hassasiyet ve dikkatin KDP yetkililerinde olmadığını ortaya koymaktadır. Bu tür söylemlerde bulunanların Kürt örgütleri arası iyi ilişki, ulusal kongre ve birlik gibi konularından söz etmesi ne kadar samimi karşılanır”
‘BU SÖYLEMLER İYİ NİYETLİ DEĞİL’
“Sayın Hemin Hewramani’nin Eşbaşkanımızı hedeflemesi yetmiyormuş gibi, Türkiye'deki istihbarat örgütlerinin ve özel savaş basınının dilini kullanarak PKK yönetimi içinde ayrılıklar var açıklaması yapması iyi niyetli olmadığını ortaya koymaktadır” denilen açıklamada devamla şunlara yer verildi: “PKK ile nasıl iyi ilişkiler içinde oluruz düşüncesiyle hareket edilmesi gerekirken, böyle yapmalarının hiçbir Kürt partisine yarar sağlamayacağı açıktır. Özellikle Türk istihbarat örgütlerinin, bir kısım basının ve bazı devlet yetkililerinin PKK'nin Kuzey Kürdistan'daki Kürtlerin tümünü temsil etmediği yönündeki özel savaş söylemlerinin bizzat KDP’li bir yetkili tarafından Türk Hükümetine de söylendiğinin belirtilmesi tam bir işgüzarlıktan ibarettir. Hewramani’nin böyle bir ifadede bulunması, hangi siyasal ahlakla bağdaştırılabilir?
Sayın Hewramani de, Kürdistan'da birazcık siyasi bilinci olan herkes de Kürt Halk Önderi’nin ve PKK'nin tüm Kürdistan için hangi kazanımları yarattığını ve PKK'nin varlığının hangi kazanımları koruduğunu çok iyi bilmektedir. PKK'nin bugün Kürdistan'ın tüm parçalarında halkımız tarafından sevgiyle karşılanması, PKK'nin varlığının tüm parçalardaki halkımızın özgür ve demokratik yaşamının güvencelerinden biri olduğunun görülmesi nedeniyledir. Özgürlük Hareketimiz sadece Kuzey Kürdistan'da değil, Güney Kürdistan başta olmak üzere tüm Kürdistan parçalarındaki halkımızın özgür ve demokratik yaşamının yanındadır ve savunucusudur. Herhangi bir saldırı olduğunda Güney Kürdistan halkımızın kazanımlarını korumada en büyük fedakarlığı gösterme kararlılığındadır. Bu tutumunu da IŞİD’in Güney Kürdistan’a yaptığı her saldırı karşısında göstermiştir.”
‘ÖZERKLİK KÜRDİSTAN’IN BİRLİĞİNİ GÜÇLENDİRİR’
Hewramani’nin bir televizyona yaptığı konuşmalarına atıfta bulunulan açıklamada,
“Hareketimizin farklı inanç ve etnik topluluklara özerklik tanıması anlayışına öfke duymaktadır. Şengal’daki halkımızın demokratik özerkliğini savunduğumuz doğrudur. Bunu da ideolojik ve siyasi paradigmamız gereği savunduğumuz bilinmelidir. Kuzey Kürdistan'da da başta Dersim olmak üzere birçok bölgenin kendi kendini yönetmesini savunmamız da bunun ifadesidir.
Kürt Özgürlük Hareketi, Kürtlerin de çok çektiği tekçi, farklı kültür ve halkların özgünlüğünü tanımayan ulus-devletçi zihniyete karşıdır. Demokratik ulus, demokrasiye duyarlı devlet anlayışı içinde farklı kimlik ve kültürlerin özgünlüğünün özerkliğini ve özgürlüğünü savunmaktadır. Kürtleri de özgürlüğüne kavuşturacak, Ortadoğu'nun da tüm sorunlarını çözecek zihniyet ve proje budur. PKK'nin Ortadoğu'da halkların, mezheplerin ve inançların özgürlük ve barış içinde yaşayacağı bu paradigması ve projesini demagojik laflarla saptırmak mümkün değildir.
Bu çerçevede Şengal’in ya da Dersim’in özerkliğini savunmamız, Kürtlerin ve Kürdistan’ın birliğini zayıflatmaz; aksine güçlendirir. Güney Kürdistan'da özgünlüğü olan kimliklerin ve bölgelerin federasyon içinde özerkliğini yaşamaları, sadece Güney Kürdistan federasyonunu güçlendirir. Bölgede Kürtler üzerinde zulüm düzeni kuran devletlerde var olan her yere, her topluma tam hakim olayım biçimindeki milliyetçi otoriter anlayışlar Kürtlerin birliğini güçlendirmez, aksine zayıflatır. Dolayısıyla Şengal’in özerkliği Kürtlerin ve Kürdistan’ın birliği ve güçlenmesi için savunulmaktadır.
Şengal polemiğine girmek istemiyoruz. Hangi yanlış politikalar sonucu Şengal’in bugünkü sorunları yaşadığını da tüm Kürt kamuoyu bilmektedir. Hemin Hewramani’nin Şengal’in yaşadığı trajediden sonra Musul’da ve Şengal’de milletvekilliklerini KDP'nin kazandığından söz etmesi anlamlı olmadığı gibi, sorumluluklarını yerine getirmeyenleri hatırlatmaktadır”
‘HERKES SORUMLULUK ALTINA GİRMİŞTİR’
“Êzîdî halkımızın çektiği acılardan sonra Êzîdî halkımız ve Şengal için tüm parçalardaki halkımız ve Kürt siyasi güçleri ahlaki ve politik sorumluluk altına girmiştir” denilen açıklamada, “Bu sorumluluğu sadece Kürt siyasi örgütleri değil, tüm insanlık da duymalıdır. Ne PKK, ne YNK, KDP, Goran, ne PYD, PJAK ve diğer Kürt örgütleri Şengal’in ve Êzîdîlerin savunulmasına duyarsız kalabilir. Şengalli Êzîdîlerin özgürlüğünü ve özerkliğini elde etmesi için tüm Kürt siyasi güçlerinin ahlaki ve politik sorumlulukları vardır. PKK de, PYD de, KDP, YNK, Goran, PJAK ya da başka partiler de bu nedenle Şengal’de bulunmakta ve Meşru Savunma Güçlerini bu alanlara göndermektedirler. Şengal’in Şengalilerin yönetiminde olması ve öz savunmasını Şengallilerin yapması tüm Kürt örgütlerinin amacı olmalıdır. Böyle yaklaşılırsa Güney Kürdistan federasyonunun daha fazla güçleneceğine inanmaktayız.
Şengal’de Barzani’nin başarılarından rahatsızlık duyulduğundan söz edilmektedir. Bu tür değerlendirmeler de gerçekliği ifade etmemektedir. KDP’li yetkililer de bilmektedir ki iki aydır Şengal’de ortak bir askeri harekat geliştirilmesi önerisi Hareketimiz tarafından yapılmıştır. Ancak KDP bu önerimizi reddetmemiş, ama pratikleşmesi için de bir adım atmamıştır. Bunun sonucu koordineli değil de, ayrı ayrı gelişen bir harekat ortaya çıkmıştır. KCK hala da ayrı ayrı hareket etmeyi değil de ortak komutanlık altında Şengal’in özgürleştirilmesini savunmaktadır.
Irak, Kürtlerin haklarını tanımadığında, ya da 140. Maddeye uymadığında bizatihi Güney Kürdistanlı siyasi güçler ve Güney Kürdistan yönetimi haklı olarak bu koşularda Irak içinde kalmamız zorlaşır, Kürtlerin hakları tam tanınsın demektedirler. Eşbaşkanımız da, Hareketimiz de Irak’ın birliğinin ancak demokratik zihniyetle ve başta Kürtler olmak üzere tüm etnik, mezhebi ve dinsel toplulukların temel ulusal ve demokratik haklarının tanınmasıyla olacağını vurgulamaktadır. Ulusların, halkların, farklı etnik ve dinsel toplulukların haklarının tanınmamasının ayrılmaya yol açması kaçınılmaz olacağı gibi, demokratik zihniyet, politika, uygulama olduğunda devletlerin sınırlarının anlamsızlaştığı da bilinmektedir”
‘ULUSAL KONGRE’NİN POLEMİK KONUSU YAPILMASINI DOĞRU BULMUYORUZ’
“Hareketimiz, biri kadın olmak üzere Eşbaşkanlığı savunmuş, delegelerin sayısı konusunda ise bir tartışma yürütülmüştür. Delegeler konusunda Sayın Hewramani’nin verdiği sayılar doğru değildir; aksine Güney Kürdistan delegesiyle Kuzey Kürdistan delegelerinin eşite yakın olmasını isteyen kendileri olmuştur. Kaldıki tüm bu konular tartışma aşamasındaydı. Herhangi bir karara varılmamıştı. Tıkanma, hazırlık komitesi ve gerekli kurumların zamanında toplanıp kongre zamanını tespit edememesinden kaynaklanmıştır. Bilindiği gibi önceden bir tarih tespit edilmiş, ancak Güney Kürdistan'da seçimler olunca Ulusal Kongre çalışmaları tavsatılmış ve bilinmez bir tarihe ertelenmiştir. Biz Ulusal Kongre gibi konuların bu biçimde polemik yapılmasını doğru bulmuyoruz. Pratik adımların atılması ve gerçekleşmesi için her siyasi gücün sorumlu ve makul davranmasını bekliyoruz.
Kürt halkının ulusal birlik ve ortak mücadeleyi öngördüğü bir dönemde tüm Kürt partilerinin sorumlu açıklamalarda bulunması beklenir. Siyasi güçler tabii ki düşüncelerini belirtirler. Kuşkusuz Şengal’in statüsünün ne olacağına Şengalliler karar verecektir. Şu anda Şengal’den acil durum Kürt güçlerinin ortaklaşarak IŞİD’i Şengal’den atmaları ve özgürleştirmeleridir. Yine Kobanê’de oluşan mücadele birliğinin daha sistemli hale getirilmesidir. Tüm açıklamalar bu tür ortaklaşmalara ve ortak tutumlara hizmet ederse anlamlı ve değerli olur”
‘KDP’Yİ SORUMLU YAKLAŞMAYA ÇAĞIRIYORUZ’
“Özellikle örgütlerin liderleri ve yönetimleri konusunda konuşulurken sorumlu mevkide olan kişilerin daha dikkatli olması gerekir. KDP yetkililerinin Eşbaşkanlığa gelişinden sonra Cemil Bayık arkadaşımıza yönelik Türkiye'deki bir kısım basının ve siyasi güçlerin yaptığı gibi aleyhte propaganda yürütmeleri ve basını bu doğrultuda kullanmaları hiç yakışık olmadığı gibi tehlikelidir. Bu açıdan KDP sorumlularını bu tutumlarından vazgeçmeye ve sorumlu yaklaşmaya çağırıyoruz.
Hareketimizin tüm sorumlu mevkileri, başka siyasi partilerin yönetim ve kadrolarına karşı hassas ve dikkatli yaklaşım gösterirken, KDP'nin bir kısım yetkililerinin bunu yapmaması kötü bir gelenek başlatır ki, bunun da hiçbir siyasi harekete fayda sağlamayacağı açıktır.
KCK’nin Dış İlişkiler Komitesi olarak herkesin açıklama yaparken duyarlı olmasını, sorunları tartışarak çözme yöntemini tercih etmesini beklediğimizi bu vesileyle vurgulamak istiyoruz.”
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.