KCK: TÜRKİYE’YE KARŞI SİLAHSIZLANMA, ÖCALAN’IN SERBEST KALMASINA BAĞLI
KCK Eşbaşkanları Cemil Bayık ve Bese Hozat süreçle ilgili önemli açıklamalar yaptı.
10 Mart 2015 Salı 03:12
KCK Eşbaşkanları Cemil Bayık ve Bese Hozat 28 Şubat açıklamasının ardından verdikleri ilk söyleşide süreçle ilgili açıklamalar yaptı.
Banu Güven'in yaptığı söyleşide KCK Eşbaşkanları dikkat çeken önemli açıklamalarda bulundu.
Açıklamalardan öne çıkanlar:
1- PKK Kongre’ye gidebilir, ama Abdullah Öcalan’ın bizzat katılmadığı bir kongreden “Türkiye’ye karşı silahlı mücadele sona ermiştir” kararı çıkmaz. Başka deyişle, Öcalan serbest kalmadan, silah bırakma konusu karara bağlanamaz. Cemil Bayık,”Öcalan kongreye telekonferansla katılsa ya da mesaj gönderse, bu Türkiye’ye karşı silahlı mücadelenin bırakılması kararı almanız için yeterli olur mu?” sorusuna da kesin bir dille “Hayır. Biz istediğimiz zaman kongre yaparız, ama bu kararı Önderlik bizzat gerillayla buluşmadan almayız” diyor. Bese Hozat “Gerçekçi bakıldığında, çözüm sürecinin dışarıda sürdürülmesinin koşulları hazırlanmamıştır. Süreci baş müzakereci olarak Önderliğimiz İmralı’dan yürütecek. Ama çok doğal olarak, bir Kongre toplayacaksak, Önderliğimizin bu kongreye hitap etmesi gerekir” diye açıklıyor.
2 – Örgütten temsilcilerin Öcalan ile görüştürülmesi önümüzdeki süreçte en çetin tartışma konularından biri olabilir. Oslo görüşmelerinde MİT yetkilisinin “Orası kolay. Murat Karasu görüştürülür” demesinin üzerinden neredeyse 4 yıl geçti. Kandil hala bekliyor ve Öcalan’la doğrudan temasın gerçekleşmesinin çözüm sürecin ilerlemesi, bir kongrenin toplanması için bir önkoşul niteliğinde olduğunu söylüyor. Bayık “Hükümet bu sorunu çözmek istiyorsa, adımlar atmak zorundadır ve bunların başında gelen de bizim Önderlik’le görüşme mekanizmalarımızın sağlanmasıdır” diye konuşuyor.
3- Arınç’ın, “Hükümet 28 Şubat’ta açıklanan metnin yüzde 60’ını değiştirdi” iddiası doğru değil. Bayık, “Mesela öndeki bazı maddeleri öne, bazılarını arkaya aldılar. Bir de bazı kelimeleri değiştirip, çıkarıp, kendilerine biraz daha uygun kelimeler koydular” diye durumu açıklıyor ve metnin özünün değişmediğini söylüyor.
4 – Öcalan açıklamanın 28 Şubat’ta yapılmasını isteyerek, darbelere karşı bir tavır sergilemek istedi. KCK Eşbaşkanı Bayık “Neden bu tarih seçildi?” sorusunu böyle yanıtlıyor.
5 - Kandil, Türkiye’nin batısına demokratikleşme olmadan Kürt meselesinin çözümünü mümkün görmediğini özellikle duyurmak istiyor. Bese Hozat, “Şu mümkün müdür? Türkiye genelinde baskıcı, antidemokratik bir rejim varken, Kürt meselesi çözülebilir mi? Ya da tam tersi. Mümkün değildir. Kürt sorunun siyasi temelde çözülmesi, Türkiye’yi demokratikleştirecektir” diyor. Yani Batı’ya, antidemokratik bir rejimi asla kabul etmeyecekleri teminatını veriyor.
6- Kandil, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun HDP ile AK Parti’nin seçim işbirliği yaptığı açıklaması ve Kürt hareketinin Erdoğan’la başkanlık rejimi konusunda anlaştığı iddialarını akıl dışı olarak nitelendiriyor. Bese Hozat, “Bu iddia neye dayanıyor? HDP meclis dışında kalır da, AKP 400 milletvekiliyle meclise girerse, Kürt sorununu mu çözecek? AKP’nin 12 yıllık iktidarı sürecinde siyaseti ortadadır. Dokuz ateşkes yaptık ve hiçbir adım görmedik” diyor. KCK Yürütme Kurulu Eş Başkanları “Nasıl hükümet varılan mutabakatı ‘Bu bir silah bırakma çağrısıdır’ diyerek, farklı bir algı yaratarak bir seçim propagandasına dönüştürmeye çalışıyorsa, CHP de “HDP meclise giremeyecek” diyerek hakikatten uzak bir siyaset ortaya koyuyor. CHP de böyle bir seçim propagandası sürdürüyor. Onlar da tersinden bir seçim propagandası yapıyor. Aralarında bir zihniyet farkı yok” diyor.
7- Kandil, 6-7 Ekim olayları bahanesiyle gündeme getirilen İç Güvenlik Paketi’nin otoriter bir başkanlık sistemini öncelediğini söylüyor. Bayık durumu, “Erdoğan, 6 – 7 Ekim olaylarını sürekli işleyerek büyük tehlike olduğu mesajını verdi. ’Dört yüz milletvekiliyle anayasayı değiştirerek, başkanlık sistemini geliştirerek, bu tehlikeyi ancak ben önleyebilirim’ dedi. Bunu toplumun önüne koydu ve ardından İç Güvenlik Paketi’ni meclise getirdi. Bunlar birbiriyle ilintili, birbirini tamamlayan öğeler” diye açıklıyor.
8- Birleşik Haziran Hareketi’nin seçimde herhangi bir partiyle ittifaka girmeyeceği açıklamasını Cemil Bayık yerinde buluyor. Bayık’a göre, herhangi bir partiyi desteklemesi, hareketin çatırdamasına neden olurdu. Bayık, “BHH’den başka açıklama beklenemezdi. CHPile yapsa zarar görürdü, HDP ile ittifak yapsaydı, yine zarar görürdü. BHH açısından en doğru yol böyle bir açıklama yapmasıydı” diyor.
9- Haziran’daki genel seçim Kandil’in de büyük heyecanla izleyeceği bir seçim olacak. Hozat’a ve Bayık’a göre bu cumhuriyet tarihindeki en kritik seçim. Bayık, “Türkiye yeşil faşizm yönünde mi, yoksa demokrasi yönünde mi ilerleyecek? Halk buna karar verecek” diyor. Bu seçimin AKP ile HDP’nin temsil ettiği değerler arasında geçeceğini söylüyor. Cüneyt Arcayürek gibi bir kalemin HDP’nin barajı geçmesi gerektiği yönündeki yazısı da Bayık’ın da gözünden kaçmamış. KCK Eşbaşkanı, CHP – MHP ittifakının Erdoğan’ı ilk turda cumhurbaşkanı yaptığını, bu işbirliğinin AKP’ye yaradığını Arcayürek’in de gördüğünü söylüyor.
10- Kandil Selahattin Demirtaş’a güçlü ifadelerle sahip çıkıyor. Bayık da Hozat da, Demirtaş’ı heyetten çıkaranın İmralı değil, hükümet olduğunu söylüyor. Bese Hozat, “Ak Parti’nin HDP’yi ciddi bir rakip olarak gördüğünü, Selahattin Demirtaş’ı da cumhurbaşkanlığı seçiminde yakaladığı başarı nedeniyle itibarsızlaştırmaya çalıştığını” söylüyor.
11- Kürt hareketi AK Parti ile çözüm sürecini AK Parti’ye rağmen zorlayacağını söylüyor. Cemil Bayık hükümetin sürecin nihayete ermesini geciktirmeye çalışabileceğini söylüyor ve ekliyor: “İnisiyatif artık Öcalan ve demokratik güçlerin elindedir çözümü zorlamaya devam edeceğiz.”
12- Kandil Oslo görüşmelerini sızdıranların “MİT içindeki Fethullah Gülen güçleri” olarak tanımlıyor, MİT’in de bunu kabul ettiğini, ancak o dönemde hükümetin asıl sorumluları bilmesine rağmen olayı PKK’nin üzerine yıkmaya çalıştığını söylüyor. Bayık “Biz bu tür görüşmeleri yayınlamayı ahlaka aykırı görürüz” diyor.
13- Musul’un IŞİD’den temizlenmesi hiç kolay olmayacak. Musul’a operasyon konusunda Türkiye ile İran karşı karşıya gelebilir. KCK Eşbaşkanları Musul’un Sünniler’in ağırlıkta olduğu ve IŞİD’in de taban bulduğu bir şehir olduğuna dikkat çekiyor. Irak Hükümeti mezhepçi yaklaşımı terketmezse, IŞİD’in Musul’da daha da güçleneceğini söylüyor. Bayık’a göre, Türkiye Musul’daki dengenin Sünniler aleyhine bozulmasını istemiyor. İran Özel Kuvvetleri’nden bir komutanın Şii milisleri komuta ettiği haberlerinin yankılandığı bir dönemde Cemil Bayık,” Türkiye kesinlikle Şii milislerin ve İran güçlerinin Musul’a girmesini istemiyor. Musul üzerindeki kavga, Türkiye İran kavgasına dönüşebilir” diyor.
14- Bese Hozat, “Irak parçalanır mı?” sorusuna “Çoktan parçalandı zaten” diyerek cevap veriyor ve IŞİD’in Irak’ta kalıcı olabileceğini söylüyor. Hozat, IŞİD’in Irak’taki varlığının Suriye’dekinden farklı olduğunu, Irak’ta eski BAAS’çılar ve Sünniler’in desteğiyle var olduğunu hatırlatıyor.
15- Bayık, Öcalan’ın bir taraftan çözüm sürecini yürütürken bir taraftan da Kürt Ulusal Kongresi’nin hızla toplanmasına yönelik çabalarınım ardında, Barzani’yi (ve Irak Kürdistanı’ndaki diğer Kürt aktörleri) siyasi bir birlik çizgisine çekmek gayreti olduğunu söylüyor.
Banu Güven - imc tv
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.