İŞTE YENİ SAİD-İ NURSÎ
“Minyeli Abdullah” filmiyle sinema dünyasına adım atan yapımcı / yönetmen Mehmet Tanrısever, 20 yıl sonra çok tartışılacak bir filmle sinemaya dönüyor.
09 Temmuz 2010 Cuma 11:18
"Minyeli Abdullah"ın yönetmeninin yeni filmi de çok tartışılacak
“Minyeli Abdullah” filmiyle sinema dünyasına adım atan yapımcı / yönetmen Mehmet Tanrısever, 20 yıl sonra çok tartışılacak bir filmle sinemaya dönüyor. Tanrısever, bu kez Said-i Nursî’nin hayatını ele alan “Hür Adam”la seyirci karşısına çıkacak.
MÜRŞİT AĞA BAĞ OYNUYOR
Senaryosu Mehmet Tanrısever, Mehmet Uyar ve Ahmet Çetin’e ait olan ve Mehmet Tanrısever’in yönettiği “Hür Adam”ın çekimleri geçen hafta sessiz sedasız Isparta’da başladı. İstanbul ve Burdur’da da gerçekleştirilecek çekimlerin toplam sekiz hafta sürmesi planlanıyor. Filmde Bediüzzaman Said-i Nursî’yi dizi ve sinema oyuncusu Mürşit Ağa Bağ canlandırıyor.
12 KİLO VERDİ
Uzun süre yurtdışında başrol oyuncusu arayışını sürdüren Tanrısever, daha sonra bu rolü bir Türk oyuncunun canlandırmasına karar verdi. Rolü üstlenen Mürşit Ağa Bağ, Said-i Nursî'ye benzemek için 12 kilo verdi. Said-i Nursî'nin 40-70 yaş arasındaki dönemini anlatacak olan filmde, Mürşit Ağa Bağ makyajla yaşlandırılacak.
CAN DÜNDAR DA ÇEKECEKTİ
Tarihin tartışmalı figürlerinden biri olan Said-i Nursî'nin filmini bir süre önce Can Dündar'ın da belgesel olarak çekeceği sinema dünyasında konuşuluyordu.
SAİD-İ NURSÎ KİMDİR?
Wikipedia onu böyle tanımlıyor: Said-i Nursî, İslam âlimi ve filozofu, Risale-i Nur Külliyatı'nın yazarı ve Nur Cemaati'nin üstadı. Yaşadığı dönemin İslam uleması tarafından verilen "Bediüzzaman" -zamanın en iyisi- lakabı, zamanla çağdaş ve fikirdaşlarınca ismiyle beraber anılarak, Bediüzzaman Said-i Nursî şeklinde söylenmiştir.
Said-i Nursî, 31 Mart İsyanı sonrasında tutuklandı, yargılandı ve suçsuz bulunarak serbest bırakıldı. Milli Mücadele'ye destek verdi, Mustafa Kemal' in ricası üzerine Ankara'ya giderek kendisiyle görüştü ve bir süre Ankara'da ikamet ettikten sonra Van'a yerleşti. Şeyh Sait İsyanı sonrasında tutuklanmadı ancak takibe alındı ve Burdur, Isparta, Kastamonu, Barla vb. yerlere sürgün edildi. Sürgün döneminde bazı kitaplarından dolayı yargılandı ve yargılamalar esnasında Eskişehir, Denizli, Afyon' da hapis yattı ancak bütün yargılamalardan kendisi ve kitapları beraat etti.
23 Mart 1960'da Şanlıurfa’da vefat etti. Urfa Halil-ur Rahman Dergahı'na defnedildi. Ancak 12 Temmuz 1960'da 27 Mayıs Darbesi hükümetinin emriyle mezarı yıktırıldı ve açıklanmayan bir yere (muhtemelen Isparta Şehir Mezarlığı) nakledildi.
Takipçilerine Nurcular ya da Nurcu cemaatler denilmektedir. Nurcular, Said-i Nursî'nin Risale-i Nur eserlerini ve bunlarda anlatılan dini fikirleri duyurmayı görev bilirler.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.