06 Mayıs 2024
  • İstanbul10°C
  • Diyarbakır10°C
  • Ankara7°C
  • İzmir12°C
  • Berlin10°C

İSMAİL BEŞİKÇİ YAZDI: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VE ABD

Bilgisayarın başındaki görevli iletiyi bize gösterdi. İletide ikimizin adı vardı. “Bu iki kişi uçağa bindirilmesin…” deniyordu. Gerekçe yazmıyordu...

İsmail Beşikçi yazdı: İfade Özgürlüğü ve ABD

12 Mayıs 2014 Pazartesi 10:41

20 Nisan 2014 günü, 07:25 uçağına binmek için, İBV Başkanı İbrahim Gürbüz ile, İstanbul’da Atatürk Hava Limanı’na vardık. Biletlere, daha önceden bizi davet eden Kurdish-American Society tarafından alınmıştı. Biniş kartı almak için kuyruğa girdik.

Washington’da Amarican Üniversitesi Mustafa Barzani Graduate Peace Fellowship’de, Newyork’da Newyork The River Side Church’de konferanslar olacaktı.

Bir görevli kuyrukta bekleyenlerin pasaportlarını topladı. Bizim pasaportları da aldı. Uzun bir kuyruktu. Biz ortalarda bir yerdeydik. Görevli, bir süre sonra, İbrahim’le beni kuyruktan çıkararak bir bilgisayarın başına götürdü.

Kuyruktan çıkarılmamızı, ilkönce pozitif ayrımcılık olarak algıladım. “Bu kişiler, özellikle birisi, yaşlı başlı adamlar, ayakta bekleyip yorulmasınlar…” Durumun çok farklı olduğunu daha sonra anladım.

Bilgisayarın başındaki görevli güvenlikten söz ediyordu. ABD sınır güvenliğinden gelen bir ileti olduğunu anlatıyordu. O iletide, bizim uçağa bindirilmememizin istendiği vurgulanıyordu. İletiyi bize de gösterdi. İletide ikimizin adı vardı. “Bu iki kişi uçağa bindirilmesin…” deniyordu. Gerekçe yazmıyordu.

Güvenlikdeki görevli de, gerekçenin ne olduğunu bilmediğini söyledi. “Şimdi güvenlikle ilgili birimleri arayıp gerekçenin ne olduğunu soracağım” dedi.

Görevli on beş dakika kadar sonra, bize, “ilgili birimler de gerekçeyle ilgili bir şey söylemiyorlar, bu konuda konuşmuyorlar” dedi. Bilgisayarın başında iletiyi biz de gördük, ama iletinin bir örneğinin, bize verilemeyeceği söylendi.

Gerekçe ne olabilir? Uçağa bindirilmemenin nedeni ne olabilir? Bu konuyla ilgili olarak kısa bir değerlendirme yapmak gerekir kanısındayım.

1990’larda, yazılardan ve kitaplardan dolayı soruşturmalar, soruşturmalar sonunda davalar açılıyordu. Davalar, 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası gereğince, 8. Madde dolayısıyla, Devlet Güvenlik Mahkemelerinde açılıyordu. Aynı yazıdan veya kitaptan dolayı, TCK 159. maddesi gereğince, devlete, hükümete, orduya, parlamentoya vs. hakaret iddiasıyla, ağır ceza mahkemelerinde de dava açılıyordu. Aynı yazıdan veya kitap için, 5816 sayılı Atatürk’ü ve Eserlerini Koruma Kanunu gereğince, asliye ceza mahkemelerinde de dava açılıyordu. Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar olarak belirtilen bu kanun da etkili bir şekilde kullanılıyordu.

Yazı veya kitap yayımlandığında, ilgili gazete, dergi veya kitap hakkında çok kısa bir zamanda toplatma kararları da veriliyordu. Bu süreç 1990’larda, Yurt Kitap-Yayın’ı maddi bakımdan çok zor durumda bırakıyordu. Gözaltılar, tutuklamalar, cezaevi süreci yanında bir de, toplatmalar, dağıtım satış yasakları Yurt Kitap-Yayın’ı sarsıyordu.

Devamı için...

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.