İSLAMCI MEDYADA TARAF’I KARALAMA KAMPANYASI
Taraf gazetesi yazarı Murat Kapkıner'in bugün yayınlanan 'İslamcı medyada Taraf’ı karalama kampanyası' başlıklı yazısı...
11 Eylül 2012 Salı 10:25
Konyalıların 15-20 yılda bir yenisini edindikleri yöresel vaizleri olur. Bir dönem Tahir Büyükkörükçü’ydü, bir dönem Abdullah Büyük. Sanıyorum son dönemde Tahir Büyükkörükçü’nün veliaht prensi Abdurrahman Büyükkörükçü.
Bu çocuk vaaz veriyor. “Ey cemaati Müslimlin, hepiniz emrinizdeki işçilerinize, öğrencilerinize, memurlarınıza namazı, abdesti, vesayreyi emretmelisiniz.”
Dikkat ederseniz vaize göre İslam’la müşerref olmuş olanlar hep amir konumdalar. Mesela bu vaiz, “öğrenciler, işçiler, memurlar, öğretmenlerinize, patronlarınıza, amirlerinize İslam’ı tebliğ edin demiyor”. Kendisi elit, onlarsa hırbo! Bu bir psikolojiyi ele veriyor. Elitizm ve obskürantizm. Hep amir durumunda olmak.
1. Ali İhsan Karahasanoğlu gardaş sen hiç yaşlanmıyor musun yahu? Gazetende yaklaşık 20 yıldır duran saçı sakalı simsiyah 25-30 yaşlarında yakışıklı bir çocuk resmi var. Halbuki 50 yaşındasın. Demek kimi insanlar yaşlanmıyor. Gene de benden sana vasiyet oraya saçının sakalının ağardığı, yüzünde çizgilerin belirdiği bir fotoğraf koy.
2. Kızım Elif! Başbakanın konuğu olmak nasıl bir duygu? Anımsıyorsun, konuşmaya çalışmış (kesinlikle soru sormamıştın), heyecanından ne dediğin de anlaşılmamıştı.
Demem o değil ekranda seni görünce eşime birkaç kez: “Ben bu kızı bir yerden tanıyorum ama çıkaramıyorum” dedim. Oysa ben seni Taraf’ta iki defa görmüştüm. Tam da ümmeti Muhammed’in kızına, kadınına vasiyet ettiği gibiydin: Dikkat çekici değildin.
Sana da bunları şunun için söylüyorum mümin ve mümine toplum içinde kılık kıyafet, tavır ve görünüşleri örfe göre olmalıdır: Dikkat çekmeme esprisi. Mesela mesturesin ama al üstüne yeşil yaldızlı giymişsin. O zaman mesture de olsan dikkat çekmek istiyorsun demektir. Aynı şey erkekler için de geçerlidir. Erkek de örfe göre giyinmelidir.
3. Ahmet Kekeç! Allah razı olsun, bizim zor zamanımızda yazı başı 5 liradan Akit’te haftada bir köşe vermiştin. Sonra bu ikiye çıktı. Ayda 8 yazı 40 lira. Sanıyorum bu günün parasıyla 80-100 lira gibi bir şeydi ve bu yaklaşık 1 yıl gibi sürdü. O yılın sonlarına doğru seni arayıp demiştim ki: “Ahmet! Abi ne alıyorsun diye soranlara bunu dediğimde gülüyorlar. Bir şey yapabilir misin?’’ Sen de bana bir kardeş güzelliğinle şöyle demiştin: “Şöyle yapalım abi haftada bir yazı yaz.’’ Sevinçle telefonu kapatmıştım. Telefonu kapattıktan sonra düşündüm: İyiydi, yazı başına ücretim bir misli artmıştı fakat baktım ki aylık gelirim gene 40 lira, ne günlerdi be Ahmet.
Bunları sizleri gülümsetmek için yazmadım, belden aşağı vurmak için hiç yazmadım. İster inanın ister inanmayın andığım kişilere nasuh olmak için yazdım. Yani acaba nefsleri üzerine bir anda olsa düşünürler mi diye. Psikolojilerini ele veriyor ve bu ele gelen sonuç hiç de İslam ahlakına uygun bir sonuç değil.
Son zamanlarda İslamcı medyada alenen ve resmen bir Taraf karalama kampanyası var.
Örneğin şu çocuğa bakın. Markar Esayan bir söz vermiş tutmamış. Markar’a hörelenip hörelenip duruyor. Hörelenmeye gerek yok ama eh dedik tutmadıysa sözünü haklı. Durup durup Taraf hakkında “kağıt’’ “hurufat dizilmiş kağıt’’ demesi, aşağılaması anlaşılır gibi değil. Bunların ağabeyi konumunda soyadı Dandik olan birinin Taraf hakkında “Taraf giren eve melaike girmez’’ demesi kadar anlaşılmaz ve gayri ahlakidir. Elbet suç, taharet bildiğinden emin olmadığım bu çocuğun eline kalem verenlerde, onda değil. Sonra öyle mi diye bakıyorsun, Markar Esayan sözünü tutmuş. Köşesinde bahsini etmiş. Ama mevzu o değil, onu da anlıyoruz.
Behey küstah çocuk (İslam iddiasında bulunduğun için söylüyorum). Aşağılamak için Sözcü, Milliyet, Cumhuriyet, Hürriyet ’ten nasıl oldu da sıra Taraf ’a geldi. Bunları söylemen için senin apaçık düşmanın olan bu gazetelere bir kez olsun “kağıda dökülmüş hurufat” dedin mi? Bu hasmane tutumunu ben değil adalet duygusunu yitirmemiş hiç kimse anlamıyor.(Milat. 5 Eylül Erdal Şimşek)
Bay Ali İhsan (Akit ’in 5 Eylül nüshasındaki yazının sonlarında söylediğin şahıs adımı anmasan da benim.)Taraf’ta tetikçilik yapıyormuşum. Sedat Selim Ay için kampanya başlatıyormuşum. Ama Taraf ’a iki laf edemiyormuşum. Allah aşkına Taraf ’a ne dememi istiyorsun? Şunu mu demeliyim: Sayın Başbakan ve AKP Mescid-i Haram’dır (dokunulmaz cami), eleştirmeyin, çarpılırsın mı demeliyim? Ate, Yahudi, Hıristiyan, Solcu, liberal, Kürt, Türk, Laz, İslamcı,Taraf’ta yazan, hizmet eden kim varsa benim dinime saygı duyuyorlar. Müminleri incitecek bir kelime etmiyorlar. “Mümkünse kimse kimseye dayatmasın, kavga etmeden yaşayalım” diyorlar.
Yazının başından sonunda bir “zalim, zulüm” deyip duruyorsun. Taraf bahsinde gerçekten ahlaklı bir Müslümansan, Taraf hangi zulmün içinde bulunmuştur? PKK’lı diyorsun utanmadan, müfteri olarak PKK yanlısı diyorsun. Eğer utanman varsa Taraf’ta yayınlanan yazımı okumuşsundur. Elbette yüzün kösele değilse. Zalim zulümden ne anlar ki! O sensin. Zulümün tanımını yapayım da öğren: Zulüm bir şeyi mevziinin (konumunun) gayrına (dışına) koymaktır. (Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır)
Sen (bu “sen”in içinde İslamcıyım diyen kahır bir ekseriyet de var) tam da bu tanımın içine giriyorsun, sen, Ahmet Kekeçler, Elif Çakırlar.
Diyorsun ki şehitle terörist maktulünü aynı kefeye koyuyorsun. Müslümansan, İslam’dan zerre miskal nasibin varsa bu şehidi, bu TSK’nın katledilmiş çocuklarının şehit olduğunu hangi ayet ile çıkarsamada bulundun? İslami literatüre göre böyle bir savaşta ölenlerin şehit olduğuna dair Kur’an’da mı, hadiste mi, İcma’da mı, müctehidlerin ictihadlarında mı bir işaret var?
Sen ne istiyorsun biliyor musun? Sen 28 Şubat istiyorsun. 28 Şubatta anamızı belleyen generallerden, Allah’tan kork, Taraf seni kurtardı. Diyorsunuz ki Taraf değişti, bre adam Taraf değişmedi konjonktür değişti.
Askeri diktatörya varken Taraf bu diktatörya ile uğraştı ve işlevini gerçekleştirdi. Şimdi o yok, demokrasi önünde bir yıldır bir AKP iktidarı endişesi var. 5 yıl bu gazete AK Parti iktidarını yaptığı devrimlerden dolayı alkışladı. Sayın Başbakan son bir-bir buçuk yılda bütün yaptıklarını sıfırla çarpıp hiç de demokratik olmayan manevralar yapınca Taraf bu duruma dikkat çekmek zorunda hissetti kendini. Taraf değişmedi Başbakan değişti.
Kızım Elif! Baban yaşında değerli bir insana, Ahmet Altan’a spottan “utanmaz” diyorsun. Bunu hangi İslami terbiyeden aldın! Bu Taraf’ta üç buçuk yıl yazdın. Yani düne kadar. Nasıl bir karakterin var ki bu “utanmazın” gazetesinde üç buçuk yıl yazmayı başarabildin. Tutalım ki yazabildin, ona karşı bu düşünceni hissettirmeden nasıl yazdın? Bir de birini bir şeyle suçlarken bundan sonra delil göster. Yazını okudum. Sadece utanmaz diyorsun. Kızım işte mahza utanmazlık budur. Sözcüğün bütün anlamlarıyla nankör sen değilsen, nankör kimdir?
Anlayacağınızı pek sanmasam da hepinize söylüyorum: Taraf kimdir biliyor musunuz. Taraf Necaşi’dir. Hz. Peygamber hayatından endişe ettiği mazlum, güçsüz asabını, Müslüman olmadığı halde “Selamımı söyleyin” diyerek Habeşistan Kralı Necaşi’ye gönderiyordu.
Evet beni dinlerseniz Allah’a inanın. İnanmak iyidir. Müslüman olun.
Murat Kapkıner - Taraf
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.