İŞKENCECİLERİ BİZLERE SORUN!
Diyarbakır Cezaevi’ndeki 12 Eylül işkencecilerinin isimlerini isteyen Başsavcı Kavak’a, bakanlıklardan önce işkence mağdurları yanıt verdi.
16 Nisan 2011 Cumartesi 11:23
İşkencecileri bizlere sorun Diyarbakır Cezaevi’ndeki 12 Eylül işkencecilerinin isimlerini isteyen Başsavcı Kavak’a, bakanlıklardan önce işkence mağdurları yanıt verdi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak Diyarbakır Cezaevi’ndeki işkencelere yönelik yeni soruşturma başlattı. Kavak, 12 Eylül dönemindeki işkencecilerinin isimlerini Milli Savunma ile Adalet bakanlıklarına sordu. O korkunç günleri yaşayanlar ise kurdukları “Diyarbakır zindanları” isimli sitede, Kavak’ın resmi olarak istediği isimleri ilan etti.
Listede Türkiye’de kontrgerillanın kurucusu olarak gösterilen dönemin 7. Kolordu Komutanı Kemal Yamak’tan “cezaevinde işkence yoktur” raporu veren doktora kadar çok sayıda isim bulunuyor.
İlk sıra cuntacıların
“Diyarbakır zindanları” isimli internet sitesinde yer alan “İşkenceciler” başlıklı bölümde ilk sırayı dönemin cunta liderleri Kenan Evren, Nurettin Ersin, Tahsin Şahinkaya, Nejat Tümer ve Sedat Celasun alıyor. Bu isimlerin tüm cezaevlerindeki işkencelerden birinci derecede sorumlu olduğu savunulan sitede, Diyarbakır Cezaevi’ne ilişkin şu isimlere ilişkin şu ifadeler yer alıyor:
Orgeneral Kemal Yamak: Darbeden hemen önce Diyarbakır Cezaevi’nin de bağlı bulunduğu 7. Kolordu’nun komutanlığına atandı.
» Lütfü Bayar (Cezaevi Müdürü)
» Birol Şen (Cezaevi Müdürü)
İşkencenin zeminini oluşturdu
» Mevlüt Başçavuş (Havacı, Cezaevi İç Güvenlik Amiri) : “Diyarbakır Cezaevi’nde işkence uygulamalarını başlatan ilk isim. Bir elinde uzunca bir zincir, diğer elinde ise bir sopa bulunurdu. Baskın yaptığı koğuşlarda ‘Ben Ortadoğu’nun en gaddar çavuşuyum’ der, elindeki zinciri gösterip, ‘bu benim tesbihim’ sopayı gösterip ‘bu da benim kösteğimdir’ derdi. Mevlüt Başçavuş 5 No’lu zindanda sistematik işkencenin zeminini oluşturdu. 24 Ocak 1981 günü cezaevini Yüzbaşı Esat Oktay Yıldıran’a teslim etti.”
İşkence uzmanıydı
» Yüzbaşı Esat Oktay Yıldıran: Cezaevine geldiği ilk günün şafağında 35. koğuş olarak bilinen hücre bölümlerinde kendisini şöyle tanıtmıştı: “Beni dinle, ben Esat Oktay Yıldıran, buraya direkt Genelkurmay Başkanı’nın emriyle geldim, seninle burada 4 yıl kalacağım. Ben Kıbrıs’ ta Rum çocuğunu kesmiş, babasının karşısında kanını içmiş adamım.”
Esat Oktay işkence konusunda uzman bir adamdı ve yöntemleri çok şaşırtıcıydı. Örneğin size tahliye olduğunuza dair müjde verirdi, siz büyük bir sevinçle koridora çıkardınız ve o arada sizi öldürtürdü. Size turp verilmesini isterdi ama turp sopa demekti. Sizi sıcak suyu olan banyoya yollardı. Ama kendinizi boklu suyun içinde bulurdunuz.
Doktorun lakabı Mengel
» Üstteğmen Ali Osman Aydın: Esat Oktay Yıldıran’ın yardımcısı ve suç ortağıydı.
»Abdurrahman Kahraman: Bu yüzbaşı zulüm düzenin tam yıkılacağı sıralarda zindana iç güvenlik amiri olarak geldi. Koğuşları dolaşırken yüzüne insancıl bir maske takınmıştı, bu haliyle pek çok tutukluyu bile kandırabilmişti.
Orhan Özcanlı (Cezaevi doktoru) :Lakabı Mengel.
Taraf
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.