24 Kasım 2024
  • İstanbul5°C
  • Diyarbakır11°C
  • Ankara2°C
  • İzmir9°C
  • Berlin12°C

İŞGAL VARSA DİRENİŞ VARDIR!

Bizler bir süre sonra geri döneriz; Gazze’deki Filistin halkı ise her daim sistematik bir ölümle yüzyüzedir. Şimdi olduğu gibi. Mete Çubukcu yazdı.

İşgal varsa direniş vardır!

21 Temmuz 2014 Pazartesi 09:35

Gazze’ye her girişimde aynı şeyi düşünürüm: Dışarı çıkmayı.

Batı Şeria’nın aksine Gazze’de İsrail askerleriyle muhattap olmazsınız, kendinizi görece özgür hissedersiniz. Ama, bu aynı zamanda İsrail için de öldürme ‘özgürlüğü’dür. Çünkü kaçacak yeriniz yoktur.

Bizler bir süre sonra geri döneriz; Gazze’deki Filistin halkı ise her daim sistematik bir ölümle yüzyüzedir. Şimdi olduğu gibi.

İsrailli liderlerin rüyasını süsler Gazze!

Gazze İsrail eski başbakanlarından İzak Rabin’in “Umarım bir gün uyandığımda Gazze’yi denizin dibinde görürüm” dediği, Ehud Barak’ın ise ‘tank üstünde girmek istediği’ bir yerdir. Bügünse İsrail’in bir yenisini eklediği katliam mekanı.

İsrail devlet aklı her daim Batı Şeria’nın Ürdün’e, Gazze’nin de Mısır’a bağlanmasını isteyerek Filistinlilerden kurtulmak istemiştir. Bu düşünce nafile bir çabadır oysa. Ama şu da bir gerçektir ki Filistin halkının bir kısmı Gazze’ye sıkıştırılıp öldürülürken, Batı Şeria’da duvarların arkasına hapsedilen diğer kısmı için de yakında pazarlık bile yapacağı toprak parçası kalmaması söz konusudur.

İsrail öldürdükçe…

İsrail her ne kadar Hamas ve diğer grupların direnişini gerekçe gösterse de bu şekilde öldürdükçe Filistinlilerin direnişi daha meşru bir hal alacak. Kısaca İşgal varsa direniş vardır; direnişin de onlarca biçimi.

Ayşe Karabat’ın deyişiyle ‘betondan çadırlar’a dönüşen, büyük babaları, babaları ve kendilerinin büyüyüp öldüğü mülteci kamplarında yetişen nesillerin biriktirdiği öfkenin direnişten başka çaresi yoktur. O koşullar başka bir duygu üretemez çünkü.

Gazze’de Hamas, İslami Cihad, Halk Cephesi, Demokratik Cephe birlikte direniyor. İsrail bombaları Filistin halkını öldürüyor; Hamas ya da El Fetih taraftarı arasında fark göz etmiyor.

İsrail ayrım gözetmez!

Filistinliler her ne kadar son dönemde birleşme yönünde adım atsa da, İsrail saldırısının amaçlarından biri de bu birleşmeyi dağıtmak olsa da Filistin halkı, İsrail için aynıdır; örgütler vs. fark etmez. Kiminin cenazesine El Fetih, kimininkine Hamas bayrağı örtülür.

Her üç beş yılda aynı manzarayla karşı karşıya kalmak bir nevi dejavu yaşamak gibi. İsrail’in canı her istediğinde, tıpkı Roma arenalarında zevk için ölümleri seyredenler gibi çaresiz Filistin halkını Gazze açık hava hapishanesinde aynı muameleye maruz bırakıyor.

Filistinliler çaresiz değil

Ölümler orantısız ama Filistinliler da çaresiz değil. Özellikle, füzeleri en azından psikilojik bir etki yapıyor. Gazze’de direniş her seferinde yeni taktiklerle devam ediyor. İsrail’in sözünü ettiği tüneller 2009′da da olsa bile bu sefer İsrail askerlerini arkadan çevirebilecek ya da İsrail topraklarına sızma yapabilecek nitelik ve çoklukta.

İsrail 2009 yılında olduğundan daha uzun süre Gazze’de kalabilir. Bunun anlamı tabii ki ölümlerin orantısız oalacağıdır. Ancak İsrail ordusu kayıp verdiği oranda moralleri bozulur, kamuoyunda tartışma başlar.

Ortadoğu’daki durum İsrail’in lehine

Maalesef İsrail’in bu seferki avantajı Ortadoğu’daki mevcut durumu. Bölgedeki karmaşadan dolayı kimse gözünü Filistin’e çevirmiyor pek. Hoş eskiden de çevirmezdi. Ama, Irak’ta ve Suriye’deki IŞİD gerçeği Batılılar için öncelik taşıyor. İsrail, Filistin topraklarında da bu tür yapılarla mücadele ettiği iddiasıyla bazı ülkeleri yanına çekebiliyor.

Arap Birliği ya da İslam Teşkikatı örgütünün kıymeti kendinden menkul yapıları, geçmişte oludğu gibi bugün de Filistin için bir şey yapamaz.

Kendi işine bakan ülkeler

Gazze meselesindeki sessizlik şunu ortaya koymakta: Filistin meselesi için Araplık ya da Müslümanlık tek birleştirici unsur değildir. Meseleye böyle yaklaşan, oralardan bir şey bekleyen yanılır. Halkları tenzih edererek, bugün bölgedeki karmaşa nedeniyle ‘kendi işine bakan’ Arap ve Müslüman ülkelerin ya da rejimlerin, Filistin diye ‘gerçek’ bir dertleri olmamıştır.

Meselenin içinde Küdüs gibi kutsal bir mekan olduğunu ve Müslümanlar için anlamını unutmadan, Filistin meselesinin sadece dini bir mesele değil bir ulusal mesele, bir toprak meselesi ve bir kurtuluş, özgürlük, vicdan meselesi olduğunu söylemek gerek. Çünkü Filistinliler, Filistinli oldukları için öldürülür.

Gazze’de Filistin halkı katledilirken Filistin sorunu ‘sorunların anası’ olmaya devam edecek. Her daim gündemde tutmadıkça sadece bölge değil dünyaya da adalet gelmeyecektir. (diken.com.tr)

Mete Çubukcu

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.