05 Mayıs 2024
  • İstanbul13°C
  • Diyarbakır15°C
  • Ankara11°C
  • İzmir14°C
  • Berlin15°C

IMF RAPORU: TÜRKİYE KRİZİ İYİ YÖNETTİ

IMF'nin Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nda, Türkiye tarafında krizin iyi yönetildiği kaydedildi.

IMF raporu: Türkiye krizi iyi yönetti

22 Nisan 2010 Perşembe 11:22

IMF raporunda global aktivitedeki iyileşmenin altı çizirken hala zorlukların olduğu belirtildi. Açıklamalarda Türkiye tarafında krizin iyi yönetildiği vurgulandı.

IMF, yayınladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nda Türkiye için 2010 yılı büyüme beklentisini yüzde 5.2'ye çıkardı. Yapılan açıklamalarda ekonomik aktivitelerde iyiye gidiş olduğu ama risklerin hala sonlanmadığı belirtildi.

Toparlanma iyi ama eşit değil

Garanti IMF raporu için pekçok gelişmiş ülke için olumlu bir resim çizildiğini belirtti. Toparlanma yükselen Asya’da daha hızlı; bazı yükselen Avrupa ve BDT ülkelerinde ise daha sınırlı kalındığına değinildi.

ABD’de toparlanmanın Avrupa ve Japonya’ya göre daha çabuk olmasının nedenleri ise şöyle sıralandı: ABD’de mali destek daha fazla, finansal olmayan kurumsal sektör, banka kredilerine daha az bağımlı ve bu şirketlerin bilançoları daha sağlam, hızlı yapılanma verimliliği artırdı, FED daha önce ve daha fazla faiz indirimi yaptı.

 Zorluklar bitmedi

Toparlanmaya rağmen özellikle gelişmiş ülkelerde finansal koşullar, kriz öncesine göre daha zor olmaya devam ediyor. Sermaye piyasalarına sınırlı erişimi olan sektörlerin borçlanma koşullarının sıkı olmaya devam edeceği tahmin ediliyor. Önümüzdeki dönemle ilgili olarak riskin Yunanistan’ın likidite ve borç ödemesiyle ilgili piyasa endişelerinin bulaşıcı bir krize dönme ihtimali olduğu belirtiliyor.

Gelişmiş ülkelerdeki kamu maliyesi ile ilgili politikaların diğer ülkeleri etkileme ihtimalinin olduğuna vurgu yapılıyor. Bu ülkelerdeki yüksek kamu açıkları ve orta-vadeli kamu maliyesi politika stratejilerinin eksikliğinin, diğer gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki borçlanma maliyetlerini etkileyebileceği belirtiliyor.

Kimler güçlü çıkıyor

Reel ve finansal aktivite ile birlikte gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere finansal akımlar hızlandı. Bunun sebepleri, gelişmekte olan ülkelerde büyümenin yüksek olması, gelişmiş ülkelere göre getiri farkları ve risk alım iştahındaki artış. Bankaların bilançolarını kısmaya devam etmeleri nedeniyle bu akımlar daha çok bankacılık sektörü dışında yoğunlaştı. Özellikle yükselen Asya ülkelerinde özel sektör kredi büyümesi hızlanırken; yükselen Avrupa’da daralmaya devam ediyor.

Bazı gelişmekte olan ülkelerde parasal sıkılaşmayla birlikte, daha fazla sermaye akımı olabileceği ve bunun da yerel para biriminin daha fazla değerlenmesine ve rekabet gücünün azalmasına yol açabileceği belirtildi. Para biriminde olabilecek aşırı değerlenmeler için ülkeler kamu maliyesini sıkılaştırma, rezerv biriktirme ve sermaye akımları üzerinde daha sıkı kontrol gibi yolları düşünebileceği vurgulanıyor.

Güçlü bir şekilde toparlanan ülkeler: Brezilya, Çin, Hindistan ve Endonezya

İki nedenle 2010 yılında global ekonomideki toparlanma beklentilerden daha güçlü olacak:

1) Finansal piyasaların beklentilerden daha iyi bir durumda olması (finans sektörü zarar tahmini bir önceki rapordaki 2.8 trilyon dolardan 2.3 trilyona revize ediliyor).

2) Stokların yerine konması

Stokların yerine konması toparlanma müjdecisi değil

Stokların yerine konması gelişmiş ülkeler için sağlıklı bir toparlanmanın müjdecisi olmazken; yükselen piyasa ülkeleri için durumun daha olumlu olduğu sonucu çıkıyor. Toparlanmanın daha çabuk başladığı ülkelerde büyüme güçlü olurken; büyümenin hızlı bir şekilde düştüğü ülkelerde ise toparlanma, uzun süreli şoklar nedeniyle çok güçlü olmayabilir. Brezilya, Çin, Hindistan ve Endonezya güçlü bir şekilde toparlanan ülkeler olarak sıralanıyor.

Enflasyon hala risk

Kriz döneminde büyüme oranlarındaki hızlı düşüşe karşın enflasyondaki düşüşün sınırlı kalmasının düşündürücü olduğu belirtiliyor. 2001 ile karşılaştırıldığında çekirdek enflasyon ve işsizlik oranı arasındaki ilişkinin son yıllarda zayıflamış olduğu görülüyor.

Brezilya, Meksika, Türkiye ve Hindistan tam kapasite kullanımına yaklaştıkları ve yüksek enflasyon riski ile karşı karşıya olmaları nedeniyle faiz artışlarının beklendiği ülkeler arasında gösteriliyor. Yüksek enflasyon riskinin tarihsel olarak fiyat istikrarının olmadığı ve hızlı büyüyen; ancak sınırlı fazla kapasitesi olan ülkeler için geçerli olduğu belirtiliyor.

Global talep önemli

Kriz öncesi fazla dış açık veren ülkeler kamu maliyesini konsolide ederek ve finansal sektörleri tekrar yapılandırarak potansiyel büyümeye ve talebe zararı sınırlandırmalı ve açıkların tekrar artmasını engellemeli. Yüksek fazla veren ülkeler ise açık veren ülkelerin ithalatlarını azaltmaları nedeniyle yeni talep kaynakları yaratmalılar. Bu kapsamda Çin, rapor genelinde kurda esnekliğe geçilmesi gerektiği konusunda teşvik ediliyor.

Türkiye güçlü çıkıyor

Türkiye ekonomisi için büyüme tahmini 2010 için yüzde 3.7’den yüzde 5.2’ye yükseltilirken, 2011 için yüzde 4’ten yüzde 3.4’e düşürüldü. Türkiye için 2010 yıl ortalaması enflasyonu yüzde 6.8’den yüzde 9.7’ye yükseltildi. Yılsonu enflasyon tahminleri ise, 2010 için %8.4, 2011 için de yüzde 6.1. IMF, Türkiye’de güvenin hızla toparlandığını ve bununla birlikte sermaye girişinin canlanması ve dünya ticaretindeki toparlanmayla güçlü bir toparlanma görünümü çizdiğini vurguluyor. Türkiye, Avrupa’da mali konsolidasyona ilk başlayan ülkelerden biri olduğu ve borç ödemek için yüksek finansman ihtiyacına karşılık, Türkiye kriz döneminde bu süreci iyi yönettiği belirtiliyor.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.