HOLLANDALI GAZETECİDEN ROBOSKİ KİTABI
Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink'in Roboski üzerinden, Kürt sorunu, koruculuk, kaçakçılık, faili meçhul cinayetler ve köy boşaltmalarını anlatan "Çocuklar Öldü" adlı kitabı yayınlandı.
26 Şubat 2014 Çarşamba 15:51
Gazeteci Frederike Geerdink, Kürdistan'da iki yıl yaşayarak yazdığı kitabı ve Roboski'yi anlattı.
- Böyle bir kitap çalışmasına nasıl karar verdiniz?
Katliamdan 7 gün sonra ilk kere Roboski'ye gittim, sadece haber yapmak için. İki makale yazdim. Ama ilk gidişimde sadece bir gün kaldım. Daha sonra orada birkaç saat içinde gördüklerim ve tanık olduklarımın ardından tekrar gitmek istedim Roboski'ye. Çünkü ben henüz çözememiştim. Köylüler 'Bu kaza değil' diyorlardı.
Kafamda soru işaretleri oluştu. Neden o gün, neden bu köy, neden bu sınır noktasında böyle bir olay yaşandı... ve buna benzer birçok şey eksik kalıyordu kafamda. Neden bu kadar küçük yaşta çocuklar kaçakçılık yapıyor? Koruculuk yapıyorlarsa aynı zamanda neden kaçakçılık yapıyorlar? Kürt sorunu, yoksulluk, kaçakçılık, çatışmalar, Bejuh ve Roboski'den nasıl görünüyor diye merak ettim ve bu yüzden Roboski'ye geri döndüm.
Roboski'ye ikinci gidişimde bir hafta kaldım. Daha sonra tekrar tekrar gittim. Kitap yazmak fikri yoktu önceleri, sadece gazeteci olarak gidiyordum. Orada neler yaşandığını, o akşam neler olduğunu bilmek ve anlamak istiyordum. Roboski'de tekrar tekrar gidip orada bazen haftalarca ailelerle kaldım. Ancak bir yıl sonra orada yaşanılan çıplak gerçekliği anlayabildim. Şunu öğrendim, Roboski katliamı ile Kürt sorunu içiçe. Kaçakçılık, koruculuk, fakirlik, PKK, köy boşaltmalar, faili meçhuller hepsi Roboski'de hayat buluyordu. Bunların hepsini bir ya da birden fazla makalede dile getiremezsiniz.Onun için bunları toparlayıp kitap yazmaya karar verdim ve Amed'e yerleştim.
-Katliamdan önce Roboski'ye gitmiş miydiniz?
Roboski'ye katliamdan önce hiç gitmedim maalesef. Kürdistan'ın Diyarbakır, Mardin, Van, Batman kentlerine gitmiştim. Şırnak'a ise Ocak 2012 tarihinde ilk kez gittim. Şimdi Roboski'ye kaç kez gittiğimi sorarsanız, tam emin değilim ama en az on kez gidip bazen günlerce, bazen haftalarca oradaki ailelerle yaşadım. Onların yaşamına adapte oldum, acılarını gördüm.
KAÇAKÇILARLA BİRLİKTE O TEHLİKEYİ YAŞADIM
- Kitap çalışmasına karar verdikten sonra Amed'e yerleştiniz, daha sonra da Roboski'ye gidip ailelerle yaşıyorsunuz...
Yaşanılanlara daha objektif bakmak ve gerçeği yerinde görmek-gözlemlemek istedim. Mesela bir rehber ile birlikte o kaçakçılık yoluna gittim. Alacakaranlıkta dağlardan ve sınırdan kaçakçılar katırlarla geldi. Yürümüyorlardı hepsi koşuyordu sanki. O kadar hızlı gidiyorlardı ki ben nefes bile alamıyordum. Yukarıda İnsansız Hava Araçları, karşı tepelerde pusuya yatmış askerler ve geçtiğimiz yolda 34 kişi uçaklarca bombalanarak öldürülmüştü. Çok tehlikeli bir şey. İnanılmaz bir akşamdı. Bu tehlikeleri görüp yaşadıktan sonra gerçekten bu insanlara saygı duyuyorum ve o katırlara da.
BU KATLİAM BİR KAZA DEĞİLDİ
- Roboski'de zaman zaman kaldığınız süre içerisinde en çok dikkatinizi çeken neler oldu?
Roboski'ye ilk kez gittiğimde çok şey duydum ama az şeyler gördüm. Köylüler, 'Bu bir kaza değil, kaçakçılık yapıldığını herkes biliyor. Askerler de biliyor. Bu yolları PKK'liler kullanmıyor' diyorlardı. Ama bir gazeteci olarak bunlara ilk başta inanmadım. Kendim araştırma yapmam, gözümle görmem gerekiyordu. O yüzden sık sık Roboski'ye gittim ve gerçekleri gördüm. Şimdi biliyorum orada neler olduğunu. Bu katliam bir kaza değildi. Orada kaçakçılık yeni değil, çok eskiden, on yıllardır yapılan bir iş.
Kaçakçılar ile askerler aynı yolu kullanıyor mesela. Siz Kürt gazeteciler belki bölgenin gerçekliğini iyi bilirsiniz ama bir Hollandalı gazeteci olarak sıfırdan başlamam ve her şeye kendim tanık olmam, görmem gerekiyordu.
Katliama ilişkin söyleyebileceğim şey, devlet tarafından çok iyi ve derin bir araştırma yapılması lazım. Böyle ciddi bir araştırma yapılır ve gerçekler ortaya çıkarsa ancak o zaman bireysel acılar, yaşanan matem ve tüm Türkiye halkının orada gerçekten neler olduğunu anlayabilmesi ortaya çıkar. Ama gördüğüm kadarıyla devlet bu konuda araştırma yapmayacak.
ROBOSKİ KÜRT SORUNUNUN ÖZÜDÜR
- Kitabınızdan biraz bahseder misiniz?
Kitabım 6 bölümden oluşuyor. Birinci bölüm çok kısa, sadece o akşam orada neler olduğunu anlatıyorum. Sonraki bölümlerin adı Köy, Halk, Dağlar, Toprak, Ufuk.
Kürtler ve yaşadıklarına dair araştırma yaptım köylerde, kentlerde ve Ankara'da. Dersim, Şeyh Sait, Seyit Rıza isyanlarını okudum hem resmi görüşle yazılanları, hem de karşı görüşle yazılanları. Objektif olmak için kendime bir yol çizmeye başladım. Gazetecilik yapıyorum ve gördüklerimi, tanık olduklarımı, tarihsel yönlerini yazdım.
Roboski aynı zamanda Kürt sorununun özü. Çünkü köy daha önce zorla köyleri boşaltılan insanların gelip yaşamaya başladıkları bir yer. Orada koruculuk var, kaçakçılık var, faili meçhul cinayet var, PKK var. Bunları anlattım. Mesela şunlara da değindim, Türkiye'de sık sık demokratikleşme paketleri hayata geçiriliyor. Ama bu paketlerin çoğu Kürtler için bir şey ifade etmiyor. Çoğu eksik ve yine antidemokratik uygulamaların devamını içeriyor. Yani tam gerçekçi değil. Mesela şunu sorguladım PKK neden AB terör listesinde? Bence o listede yer almaması lazım. Yine kitapta KCK davalarını anlattım. Bejuh köyünden de bir genç vardı KCK davalarından tutuklu mesela.
- Kitabınız başka dillerde yayınlanacak mı?
Kitabım geçen Cuma günü çıktı. Hollandaca olarak yayınlandı. Kitabın adı "De jongens zijn dood" Türkçe olarak "Çocuklar öldü" diye tercüme edebiliriz. Amsterdam'da bir ajans İngilizce ve Türkçe çeviri için çalışmasını sürdürüyor. Kitap daha sonra Kürtçe'ye çevrilecek. Kawa Nemir ile konuştuk, o çevirecek. (Nudem Ateş-anf)
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.