HİZBULLAH'TAN TÜRKİYE'YE GAZZE ÖVGÜSÜ
Hizbullah lideri Şeyh Hasan Nasrallah, özgürlük filosundaki 9 Türk'ün İsrail'in saldırısıyla ölmesini, "İsrail'in vahşi yüzünü gösteren bir durum" olarak nitelendirdi.
05 Haziran 2010 Cumartesi 11:52
Hizbullah lideri Şeyh Hasan Nasrallah, özgürlük filosuyla Gazze'ye yardım götürmek için yola çıkan gönüllülerden 9 Türk'ün İsrail'in saldırısıyla ölmesini, "İsrail'in vahşi yüzünü gösteren bir durum" olarak nitelendirdi.
Kısa süre önce yayına başlayan TRT El Turkiyye kanalının Genel Yayın Müdürü Sefer Turan'a özel bir röportaj veren Nasrallah, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere yaptığı askeri saldırı başta olmak üzere çeşitli konulardaki düşüncelerini açıkladı.
Nasrallah, İsrail'in saldırısıyla ilgili olarak şunları söyledi: "Türkiye'yi hem yönetim hem hükümet hem de halk olarak saygıyla ve takdirle selamlamak istiyorum. Özellikle de özgürlük filosuna katılan kadın-erkek direnen, mücadele gösteren herkesi, özellikle de şehit olanları selamlıyorum. Şehitlerin çok değerli ailelerine taziyelerimi bildirmek istiyorum. Şehadetleri mübarek olsun, demek istiyorum. Bu şehitler, Filistin şehitleridir, Kudüs şehitleridir, bu şehitlik makamı mümin ve Müslüman insanların gıptayla gözünü diktiği bir makamdır. Özellikle de peygamber katilleri siyonistler tarafından şehit edildikleri düşünülürse... Biz Lübnan'da -ki Arap ve İslam dünyası da böyle düşünüyor- Türkiye'nin tavrını ve ödedikleri bedeli takdirle karşılıyoruz. Ve gelecekte de bu tavrını sürdürmesini bekliyoruz."
Hizbullah lideri Nasrallah, Akdeniz'deki uluslararası sularda gerçekleşen olayın, İsrail'in vahşi yüzünü gösteren yeni bir manzarayı yansıttığını ve bölgede 60 yıldan fazla bir süredir İsrail'in bu tavrına alışkın olduklarını söyledi.
İşgal altındaki Filistin topraklarında "kendisine İsrail denilen yapı" kurulmadan önce Filistin'de katliamlar işlendiğini belirten Nasrallah, "Tüm fertleri katledilen aileler, yıkılan bölgeler vardı. Katliamlar, toplu insan kıyımları ve terör eylemleri, hırsızlık, eşkiyalık sonucu Filistin toprakları işgal edildi ve üzerinde İsrail denilen devlet kuruldu. O zamandan beri, 1948'den bu yana bölgemiz ve halklarımız İsrail katliamlarını ve saldırılarını yaşıyor" dedi.
"İsrail korsanlığı"
Nasrallah, Akdeniz'de yaşananların İsrail korsanlığı olduğunu ve açık suç olduğunu belirterek, "İsrail'in insana ve insan haklarına yönelik açık saldırısıdır. İsrail'in uluslararası toplum ve uluslararası teamül denen şeye saldırısıdır. İsrail, tüm bunları planlayarak, kararlı bir şekilde yapmakta ve yaptıklarıyla da övünmektedir. Ancak maalesef İsrail, devlet terörünü böyle yüksek dozda gerçekleştiren dünyada gerekli olan cezayı görmemektedir" dedi.
İsrail'in saldırgan doğasını çok iyi bildiklerini belirten Nasrallah, katliamlarını, işlediği insanlık suçlarını bildiklerini, kimi zaman sebepsiz yere mahalleleri ve binaları yerle bir ettiklerine şahit olduklarını belirterek sözlerine şöyle devam etti:
"İsrail, 'katletmek suretiyle ötekini korkutabilirsin, eğer ötekini korkutmayı başarırsan geri adım atarlar ve sana boyun eğerler' şeklinde bir düşünceye sahiptir. İsrail, özgürlük filosuna da bu çerçevede saldırmıştır. Eğer bu filoyu organize edenlere karşı şiddete ve suça başvururlarsa gelecekte de benzer filolar göndermeyi düşünenleri korkutabileceklerini düşündüler.
Sadece gemiyi limana çekmeleri ve organizatörlere karşı herhangi bir şiddete başvurmamaları insanların tekrar gelmelerini engellemeyecekti. Gemilerin limana çekilip yolcuların salıverilmesi durumunda caydırıcı olmayacağını düşündüler. Düşünüyorlar ki 'şiddete başvurmak, kan dökmek yoluyla tüm yardım kuruluşlarını benzer filolar düzenlemekten vazgeçirebiliriz böylece İsrail yönetimine zorluk çıkaran bu tür eylemlerden nihai olarak kurtulabiliriz'. Dolayısıyla ben hiç şaşırmadım."
"Tam anlamıyla bir cinayet"
Nasrallah, İsraillilerin 60 yıldır on binlerce Filistinli ve on binlerce Lübnanlı, Arap, Mısırlı ve Suriyeliyi öldürdüğünü ancak insanların direnişten ve diğer haklarından vazgeçmediğini belirterek şunları söyledi: "Ben özgürlük filosuna yapılan saldırının, tasarlandığı hiçbir hedefini gerçekleştirememiş tam anlamıyla bir cinayet olduğunu düşünüyorum. Bilakis olanlar ve gelişmelerin sonuçları, Türkiye'nin son derece başarılı tavrı ve birçok diğer hükümet ve devletin desteği, yakın gelecekte benzer filoların düzenlenmesinin yolunu açacaktır ve bizim de çağrımız bu yöndedir.
Şu anda şehitlerin kanlarına gösterilecek vefa, özgürlük filosunda katledilen Türk şehitlerin anılarına gösterilecek vefa, Gazze Şeridi'ne uygulanan ambargonun kaldırılması için daha fazla özgürlük filosu hazırlamayı gerektirir. Sanıyorum ki halklarımız, kadınıyla erkeğiyle ümmetimizin cesur evlatları, onurlu dünya halkları bu cüreti gösterecek cesarette ve iradededir. Bu pak kanlar İsraillilerin sandığı gibi bir engel değil, daha fazla filo gönderilmesi için bir dinamit olacaktır."
Nasrallah, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırmasıyla ilgili gelişen olayları değerlendirirken Türkiye'nin tavrının gerçekten özel bir tavır olduğunu belirtti.
Nasrallah, "Türkiye konuyla en fazla ilgilenen ülkedir. Ben Türklerin özgürlük gemisindeki varlığının bu filoya ek değer kattığını düşünüyorum. Türkiye gerçek bir bölgesel güçtür, İsrail bu yüzden Türkiye'den çekinmektedir ve Türkiye ile ilişkilerin kesilmemesi için hesaplar yapmaktadır. Eğer Türkiye'nin bu gemilerdeki güçlü varlığı olmasaydı filodaki aktivistler bu kadar hızlı serbest kalamazdı. Maalesef birçok ülke, kendi vatandaşlarını yüz üstü bırakmaktadır. Ancak Türkiye'nin bu konudaki tavrı son derece mükemmel olmuştur -ki biz çok kez bu tavrı önemsediğimizi söylüyoruz-" dedi.
"Arap hükümetlerinin tavrı zayıf"
Arap hükümetlerinin tavrının son derece zayıf olduğunu belirten Nasrallah, şunları söyledi: "Ancak bizi ilgilendiren halkların tavrıdır. Arap ve İslam halklarının tavırları, dünya halklarının ve onurlu insanların tavırları oldukça önemlidir. Bu insanlar İsrail'in saldırısına küresel düzeyde tepki göstermiştir. Bu tavır oldukça önemlidir."
"İsrail'in gerçek yüzünün özellikle de son yıllarda yakın aralıklarla işlediği büyük katliamlar nedeniyle dünya halkları ve ülkeleri nezdinde belirginleştiğini" söyleyen Nasrallah, İsrail'in başarısızlığı ve tedirginliğinin, içerideki zaaf ve güçsüzlüğü artıracağını söyledi.
Nasrallah, "Şüphesiz İsrail bugün kaybettiklerinin hesabını yapmaktadır. Ben İsrail basınını da takip ediyorum. İsrail'deki birçok farklı ve önemli ses, son gelişmeyi yazarken kaybettiklerini sıralamakta ve bir kazanımdan bahsedememektedir. Bu cinayeti işlediği için İsrail'in medyatik, siyasi, diplomatik ve hatta psikolojik büyük kayıpları olmuştur. En önemlisi de İsrail'in kendisini Türkiye ile ilişkilerde zor bir duruma koymasıdır" dedi.
"İsrail, Türkiye'yi kaybetme çizgisine geldi"
"Özgürlük Gemisi"nde olanların İsrail'i Türkiye'yi kaybetme çizgisine çektiğini belirten Nasrallah, "İsrail her şeyi kaybedecek aşamaya gelmiştir. İsrail bugün için uluslararası toplum için bir yük haline gelmiştir. İsrail artık bir yüktür, ne kadar fazla suç, o kadar fazla uluslararası mevki kaybı ve destek kaybıdır. Bu da İsrail'i düşüş ve sona götürmektedir" diye konuştu.
Nasrallah, "İsrail, Türkiye'yi kaybederse esas kaybeden İsrail mi olacaktır?" sorusuna ise, "Elbette, Türkiye hem Arap dünyasını kazanacaktır hem İslam dünyasını kazanacaktır. Hem Arap hem de İslam dünyasında önemli bir yere sahip olacaktır. Yine dünya halklarının saygısını kazanacaktır. Çünkü Türkiye, hakkı savunmakta ve vatandaşlarını yüzüstü bırakmamaktadır, ister şehit olsun, ister yaralı olsun, isterse de İsrail tarafından alıkonulmuş olsun" diye cevap verdi.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.