24 Kasım 2024
  • İstanbul5°C
  • Diyarbakır7°C
  • Ankara0°C
  • İzmir7°C
  • Berlin11°C

HDP’Lİ BAKANLAR: CİZRE'DE 4 YURTTAŞIMIZ HAYATINI KAYBETTİ

HDP’li bakanlar, HDP Genel Merkezi’nde düzenledikleri basın toplantısında, Cizre’de yaşanan çatışmalara ilişkin açıklamlarda bulundu.

HDP’li bakanlar: Cizre'de 4 yurttaşımız hayatını kaybetti

06 Eylül 2015 Pazar 18:36

Avrupa Birliği Bakanı Ali Haydar Konca ile Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan'ın imzasını taşıyan açıklamanın tam metni şöyle:

"Çözüm sürecinin buzdolabına kaldırıldığı beyanından bu yana, içinde bulunduğumuz şiddet sarmalı her geçen gün içinden çıkılmaz bir hal almaya devam etmektedir. Bölgeden gelen haberler içinde bulunduğumuz durumun giderek şiddetli bir kaos ortamına doğru evrildiğimizi göstermektedir. 7 Haziran seçiminin ardından, ülkemizin içine düştüğü savaş ve çatışmalı ortam gün geçtikçe derinleşmekte ve çok ciddi bir biçimde Suruç Katliamı başta olmak üzere, sivil katliamlar yaşanmaktadır. Sadece 7 Haziran'dan sonraki süreçte, sivil insanlarımızın ölümü 80'i geçmiş ve ne yazık ki her geçen dakika, bu sayı bölgedeki çatışmalı ortamdan dolayı artmaktadır. Şu ana kadar yaşanan çatışmalarda yüzlerce yurttaşımız hayatını kaybetmiş, onlarcası yaralanmıştır.

Bölgede birçok yer ateş altında olup, insanların yaşam alanlarında; şehir merkezlerinde, mahallelerde, havan topları, silah sesleri 90'ları bile aşan bir biçimde yaygınlaşmış ve buna paralel olarak insanlar her an ölümle burun buruna yaşayan bir psikolojiyle hayatlarına devam etmeye çalışmaktadır.

Cizre'de Valilik tarafından ilan edilen sokağa çıkma yasağı 3 gündür devam etmektedir. Bu süre zarfında güvenlik güçlerinin, Cizre'nin birçok mahallesine zırhlı araçlarla girip, evlerinin önünde, sokaklarda bulunan halka ateş açtığı, silah dışında, bomba seslerinin geldiği ve birçok sivil ölümün gerçekleştiği bilgisi tarafımıza iletilmiştir. Ayrıca elektriklerin ve iletişim araçlarının, GSM ve telefon şebekelerinin kesik olduğu bilinen ilçeye, durumu incelemek ve sivil bir katliamı önlemek için girmeye çalışan bölgenin seçilmiş milletvekilleri de, polis ve askerler tarafından ilçe girişinde engellenmiştir. Uygulanan bu yöntemle orada yaşanan katliam girişimleri, gözlerden uzak tutulmak istenmektedir.

Özellikle dün akşamdan bu yana güvenlik güçlerinin saldırılarının çok arttığı belirtilmekte ve ilçe merkezinin yüksek yerlerine konuşlandırılan keskin nişancıların, sokakta bulunan halkı hedef aldığı gibi çok vahim bir durumla karşı karşıya olduğumuzu vurgulamak isteriz. Bu saldırılar sonucunda, bir kişinin öldüğü ve birçok yaralının olduğu bölgeden gelen haberler arasındadır. Ölümlerin artma ihtimali devam ederken, yaralı olan sivillerin de güvenlik güçleri tarafından hastanelere kaldırılmasına engel olunduğu gibi bir tablonun varlığı tarafımıza aktarılmaktadır.

Cizre’de 4 Eylül’de ilan edilen sokağa çıkma yasağının ilanından bu yana yoğun saldırılar nedeniyle yaralanan onlarca yurttaş güvenlikleri sebebiyle hastanelere dahi gidemez olmuştur. Sokağa çıkma yasağının ilanından bugüne 4 yurttaşımız hayatını kaybetmiştir. Son olarak zırhlı araçtan açılan ateş sonucu Sait Çağdavul adlı 19 yaşındaki genç yaşamını yitirmiştir.

Cizre’de sokağa çıkma yasağı ilan edildiğinden bu yana insanlar derinlikli bir katliamdan endişe duymaktadırlar. Sokağa çıkma yasakları bölge halkı tarafından yeni ölümlerin ve katliamların habercisi olarak algılanmaktadır. Bir devlet kendi vatandaşının can ve mal güvenliğini sağlamakla yükümlüyken, emniyet tedbiri altında ilan edilen sokağa çıkma yasaklarında uygulanan şiddet, sivilleri infaz etme boyutuna ulaşmış bulunmaktadır. Ülkemizin bir gölgesi adeta kan gölüne dönmüş durumdadır. Cizre’de olayların çıktığı ilk günden beri partimizin tüm yetkili kurum ve kişileri bu olayların bitirilmesi için valilik, kaymakamlık ve diğer ilgili birimlerle temas halinde olmasına rağmen maalesef hiç bir sonuç alınamamıştır. Elektrik kesintisinin yanı sıra, suların kesik olması salgın hastalıklarını başlamasına zemin hazırlamaktadır. Bu şekilde devam ederse insanların devlete ve hükümete güveni tamamen ortadan kaybolacaktır. 

Türkiye halklarının barış iradesini açığa çıkarmak en büyük görevlerimizden biri olmalıdır. Bunu çalışmasını yürütmek sadece bizlerin değil, bütün siyasilerin ve özellikle kabinenin sorumluluğunda olan bir görevdir. Yaşanan olayların siyasi sorumluluğunun son derece ağır olduğunu kabinedeki bakanlara, bir kere daha hatırlatmak isteriz. Tüm yetkili insanları sağduyuya davet ediyoruz.

Yeniden önemle vurgulamak isteriz ki Seçim Hükümeti'nde Bakan olarak yer almamızın nedeni, tam da içinden geçtiğimiz bu çatışmalı ortamı durdurmak üzerinedir. Amacımız, tek bir canın dahi yitirilmesini engellemektir. Şiddet ve çatışma ortamını durdurmak gerekmektedir. Bu güvenlikçi yaklaşımların geçmişten bu yana defalarca denendiğini, ancak sorunları çözmediğinin bir kez daha altını çizmek isteriz. Üstelik böylesi bir savaş ortamında, seçimlerin güvenliğini de sağlamanın oldukça güç olduğunu kamuoyunun dikkatine sunarız. Bu nedenle, bir an evvel, hemen bu sokağa çıkma yasakları dâhil, bölgedeki güvenlik odaklı yaklaşımların son bulması, operasyonların bitirilmesi ve ellerin tetikten çekilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Son kertede bu güvenlikçi yaklaşımın sonuç vermeyeceğini bir kez daha göreceğiz, olan bu süreçte yaşamını yitiren yoksul halk çocuklarına olacak! Bu nedenle derhal bu yaklaşımlar son bulmalı, yeniden barış ortamına dönebilmenin ortamını yaratmaya çaba göstermeliyiz.

Önümüzdeki ilk Bakanlar Kurulu toplantısında bu konuyu gündeme getireceğimizi ve bir sonuç alıncaya kadar konuyu gündemde tutacağımızı ifade etmek isteriz.

Ali Haydar Konca (Avrupa Birliği Bakanı)
Müslüm Doğan (Kalkınma Bakanı)

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.