03 Mayıs 2024
  • İstanbul17°C
  • Diyarbakır21°C
  • Ankara12°C
  • İzmir21°C
  • Berlin19°C

HARAM SÜT EMMİŞ, ÜLKÜCÜLER

Yazarı Zihni Çakır, Türkiye'deki ihtilallerin tek destekçisi olduğu belli olan ABD'nin tavrını ve Bahçeli'yi yazdı.

Haram süt emmiş, Ülkücüler

12 Nisan 2010 Pazartesi 12:22

Yazarı Zihni Çakır, Türkiye'deki ihtilallerin tek destekçisi olduğu belli olan ABD'nin tavrını ve Bahçeli'yi yazdı.

Amerikan projelerinin baş aktörlüğünden Amerikan paranoyasına…

Türkiye’de yaşanan tüm darbe ve muhtıraların planlaması Washington merkezlidir. Bu tarihi vesikalarla inkar edilmez bir gerçek halini almıştır.

Özellikle Ergenekon ve türevlerine yönelik soruşturma ve davalar sırasında ortalığa saçılan belge ve bilgiler bile kendi başına bu gerçeği teyit etmeye yeterli.

Bu perspektiften bakınca, ülkede demokrasi yanlılarının Amerikan karşıtlığını bir iç siyaset malzemesi olarak kullanması hoş karşılanabilir.

Ama bu ülkenin demokrasi tarihinde kara bir leke olarak duran darbe ve mutıralara zemin oluşturacak anarşi ve sokak teröründe rol üstlenmiş, ülkedeki kutuplaşma ve çatışmada piyonluğu benimsemiş bir geleneğin, anti-Amerikancı söylemlerini samimi bulmak mümkün değil.

Zaten samimiyetsizlikleri de demokrasiden yana tavır alan hemen herkesi Amerikan planlarını uygulamakla itham etmelerinden belli.

Bu nedenle, “Son günlerde, merkezi Amerika olan bir zihniyetin Türkiye'deki uzantıları ile beslenen işbirlikçilerin, milliyetçi-ülkücü hareket için yoğun bir kampanya başlattığını” iddia eden Devlet Bahçeli’nin bu suçlamalarını da ciddiye almıyorum.

Ülkücü Hareketi 12 Eylül’e giden anarşi ortamının odağına yerleştiren Amerika, bunu bu hareket içerisinde kontrol ettiği uzantılar olmasa başarabilir miydi?

Elbette hayır!

12 Eylül darbesi için temel argüman kabul edilen Maraş’taki, Malatya’daki, Çorum’daki katliamlarla Ülkücü Hareket arasında somut bağlantıların bulunmasının hesabını sor(a)mayan bir siyasi parti başkanının, bugün gösterdiği refleksin neden sadece davasına gönülden bağlı isimlere yönelik kaldığını tartışmayacağım bile.

Bahçeli’nin, “Bunlar, ağız birliği etmişcesine, TRT ekranlarında birer birer boy göstererek, gazete sütunlarında ardı ardına makaleler yazarak, Milliyetçi Hareketin meseleler karşısındaki duruşunu ve tavrını eleştirme ve yönlendirme yarışına girmişlerdir” sözleriyle kastettiği, 12 Eylül darbecileri tarafından her türlü işkenceye maruz bırakılan dava erlerini, Amerikan işbirlikçiliği ile suçlayıp, başta kendisi olmak üzere, o dönem olaylar içerisinde aktif rol almasına karşın, cuntacılar tarafından kılına bile dokunulmadan VIP ayrıcalığı tanınmasının gerekçelerini irdelememesi de manidar değil mi?

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.