GÜNEYDOĞU KAYIPLARI İÇİN DNA BANKASI
Güneydoğu'da bir DNA bankası kurulacak ve kayıp yakınlarından örnekler alınarak veri tabanı oluşturulacak.
04 Ekim 2009 Pazar 14:35
Diyarbakır'daki faili meçhul soruşturmasıyla yeniden gündeme gelen Güneydoğu kayıpları konusunda önemli bir projeye imza atılıyor. Bu kapsamda bir DNA bankası kurulacak ve kayıp yakınlarından örnekler alınarak veri tabanı oluşturulacak.
Proje kapsamında kaybolan kişilere ait kişisel özellikler, giydiği beden, kullandığı marka, en son görüldüğünde üzerinde bulunan elbiselerden, sürekli yanında taşıdığı eşyalara kadar her türlü bilgi kaydedilecek. Yakınlarından da DNA testleri için gerekli olabilecek kan örnekleri alınacak.
Tüm bu bilgiler bir veri bankasında toplanacak. Daha önce bulunmuş olan sahipsiz cesetler ve yapılan kazılarda elde edilen kemiklerden alınacak numuneler kayıp yakınlarından alınan numunelerle eşleştirilecek. Tanıklarla da detaylı görüşmeler gerçekleştirilecek. Ayrıca bir kayıp haritası oluşturulacak. Bu harita doğrultusunda araştırmalar yürütülecek.
SORUŞTURMA DOSYALARI İNCELENECEK
Ayrıca daha önce bulunmuş olan kimsesiz cesetlerle ilgili savcılıklarda açılan dosyalardan da yararlanılacak. 14 yıl önce Silopi'den kaçırılan Hasan Ergül'ün cesedi Elazığ Cumhuriyet Savcılığı'nda tutulan dosyası sayesinde kimsesizler mezarlığında bulunmuştu. Fincancı, kimsesiz cesetlerle ilgili dosyaların önemli bir veri olacağını belirtiyor.
Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, konunun suistimale uğramaması için özellikle DNA verileri konusunda çok titiz davranacaklarını belirtiyor. Sadece kayıpların birinci derece yakınlarından kan örnekleri alınacağının altını çiziyor. Projenin oluşturulmasında yabancı fonlardan yararlanılacak. ABD ve AB fonları ile desteklenecek proje konusunda Prof. Fincancı'nın yurtdışı deneyimi de var. Bosna savaşı sonrası yürütülen projede görev alan Fincancı, "Bosna'daki, dünyanın en büyük kayıp yakınları projesi idi. Orada toplu mezarlar açıldı ve sahiplerine verildi. Tabii burada farklı bir süreç var. Daha dağınık bir alan tek tek kayıplarla ilgili bir araştırma bizimkisi." diyor. Projenin bir barış projesi olduğunu belirten Fincancı, "Bu proje insanların devlete karşı kırgınlıklarını da azaltacak. Devletin devamlılığı açısından da olumlu bakılmalı. İnsanların acısını hafifletecek bir çaba." şeklinde konuşuyor.
Bosna'da savaştan sonra kendilerinden haber alınamayan 30 bin kişi bulunuyordu. 7.000'i Srebrenitsa'da, 10 bini Bosna genelinde olmak üzere 17 bin kişinin kimliği kayıp arama projesi ile tespit edilmişti. Bunlardan 7.000'inin kimliği geleneksel yöntemlerle, 10 bininki de DNA analiziyle tespit edildi. Halen 13 bin kişi aranıyor.
BÖLGE HALKI DEVLETE GÜVENİYOR
Türkiye, 1980'li yılların sonunda Güneydoğu kayıpları gerçeği ile tanıştı. İnsanlar gündüz vakti sokak ortasında Toros marka araçlara bindirilip götürüldü ve bir daha da haber alınamadı. Bu 'karanlık yıllarda' çok sayıda insan kayboldu. Türkiye'de kayıplarla ilgili kapsamlı bir envanter çalışması bulunmuyor. TBMM Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştırma Komisyonu raporunda 17 bin 200 rakamı yer alıyor. Ergenekon soruşturmasının başlamasıyla birlikte bu kanlı tablo da deşifre edildi. 'Dokunulmaz' denilen 'efsane' isimlere dokunuldu. Ve devletine yeniden güvenmeye başlayan bölge halkı savcılıklara akın etmeye başladı. Vatandaşlar sorumluların cezalandırılmasını istiyor. Şikayetlerin artması üzerine Şırnak Barosu ve Diyarbakır İnsan Hakları Derneği bünyesinde komisyonlar kuruldu. İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi'ne 500'ün üzerinde başvuru gerçekleşti. Cizre ve Silopi savcılıklarına yapılan kayıp başvurusu sayısı 400'ü buldu.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.