GÜNAY: 'BAŞBAKAN’I AYAKTA ALKIŞLIYORUM'
Ertuğrul Günay, katıldığı televizyon programında son günlere damgasını vuran 'göz yaşı' polemiğini değerlendirdi.
22 Temmuz 2010 Perşembe 09:53
Katıldığı televizyon programında son günlere damgasını vuran 'göz yaşı' polemiğini değerlendiren Ertuğrul Günay, 'Başbakan’ı ayakta alkışlıyorum.' dedi. Muhalefet liderlerinin yaptıkları yorumlar içinse 'irkiliyorum' dedi. Günay, konuşmasına daha sonra 12 Eylül'de yaşadıklarını anlatarak sürdürdü.
"Bu zulümlerin, işkencelerin, insanlık dışı uygulamaların en yakın şahitlerinden, mağdurlarından bir tanesi de Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay’dır. 12 Eylül’de hapis yatan bakanımız, vefat eden babasının cenazesine dahi katılamadı."
Dün gece NTV’den Nilgün Balkaç’ın sorularını yanıtladı; 'şimdiye dek yakın dostlarımla paylaştım' dediği özelini açtı.
— Başbakan’ın konuşması sırasında grup toplantısında değildiniz. Bu sözleri duyduktan sonra neler hissettiniz, o yıllara geri dönüş sizi nasıl etkiledi?
"Ben o saatlerde Bayburt’un Baksı köyündeydim. Bir sanat ve bilim insanı, doğduğu köye müze yapmıştı. O kadar sevinçli bir ortam vardı ki, ben de sevinçten gözyaşı döktüm. Daha sonra Başbakan’ı aradım ve teşekkür ettim. Empati kurdum. Biz sevinince de ve üzülünce de ağlayan insanlarız galiba. Ben Bayburt’ta sevinç gözyaşı döktüm. Ben de orada tiyatral bir üslup içesinde miydim?
Biz bu ülkenin sevincini, acısını, kederini yaşayan; sıradan ailelerden geldik. Analarımız hep ağladı. Onun için hüzünü yakından tanırız. Analarımız sevinince de gözyaşı dökerdi; onu da biliriz. Dediğim gibi ben Başabakan’a duygulu konuşması için teşekkür ettim. Ancak ben bunları çok konuşmam... 12 Eylül’de Türkiye o kadar çok acılar yaşadı ki, politikanın çeşitli kademelerindeki insanların ödediği bedeller, bana bu anlamda çok sıradan gelir.
'HAYATA ÇOK İYİ BAŞLAMIŞTIM'
Haksız bir tutuklama ve gözaltı yaşadım. Her şeyi içine atan vakur bir babam vardı. Babamın bir hastalığı yoktu, 65 yaşında saçlarında ak olmayan bir adamdı.
Ben hayata çok iyi başlamıştım. Başarılı bir üniversite öğrenciliği, başarılı bir meslek ve politika kariyeri. Girdiği kongreyi ve ön seçimi kazanan delikanlı bir evlat. Herhalde, adamcağızın üzerine birden gök kubbe yıkıldı.
Babam, hissettiklerini insanlarla pek paylaşmazdı. Anlayamadı ve bir şok geçirdi sanırım, şimdi bakınca daha iyi anlıyorum. Birkaç ay sürdü o dönem; şok ve rahatsızlık. Benim o tutukluluk sürecim içinde de kayboldu gitti kendisi. Hayatımın en büyük acılarından birisidir.
Çok yakın dostlarımla paylaşmıştım şimdiye kadar ama Başbakan kitleselleştirdi. Yine söylüyorum; Türkiye o kadar büyük acılar yaşadı ki yaşadığım acıları tekrar etmedim ve bundan sonra da yapmamam gerekiyor."
'TÜRKİYE GEÇMİŞLE YÜZLEŞMEDİ'
"Türkiye geçmişte yaşadıklarıyla hiç yüzleşmedi. Güvenliği sağlamakla görevli insanlar, güvenliği sağlamadılar ve darbe yaptılar. İlk defa bu anayasa ile, darbeyi yapanların hukuk önüne çıkarılacağı gerçeğiyle karşı karşıyayız...
Bunun simgesel ve derin bir anlamı var. 'Yargılanabilirler mi?' konusu ayrı, hukuki bir tartışmadır. Buna biz değil hukukçular karar verecek. Burada parlamento bir irade gösteriyor...
Meclis’in demokrasi konusunda attığı adımı yargı da atabilirse, Türkiye yeni bir devrim daha yaşayacak. Atabilir mi göreceğiz..."
'ACIMASIZ BİR SİYASİ GELENEK'
— Başbakan grup toplantısında o günleri anlatırken, mektup okurken sesi titredi, duygulandı. Muhalefet ‘timsah gözyaşı, riya, sahtekarlık’ dedi. Bunları ve bir dönem siyaset yaptığınız CHP’nin duruşunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
"... gözyaşı polemiğini yadırgamıyorum ama üzülerek izliyorum. Türkiyen’nin yakın siyasi tarihini biliyorum. Çeyrek yüzyıl geriye dönersek, Türkiye acılı ve sıkıntılı günler yaşadı. Cenaze törenlerinde sırt sırta duran, tokalaşmayan liderleri hatırlıyorum. Milletin anası ağlarken, iki damla gözyaşı döktüğünü görmediğim insanları hatırlıyorum. Türkiye’de acımasız bir siyasi gelenek var.
Başbakan da, haklı veya haksız acılar yaşamış ailelerin mektuplarını okuyor. İnsanda yürek olur da nasıl boğazı düğümlenmez. Ama yakın geçmişte görrmeye alıştığımız siyasi liderlerin de bir tanesinin gözünde, bir damla yaş görmedik. Onlar ağlamasın diye millet ağladı, şimdi millet ağlamasın diye liderler ağlıyor. Başbakan’ı ayakta alkışlıyorum. Ne kadar acımasız ve duygusuz bir siyaset tarzına alışmışlar; çok irkildim.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.