29 Nisan 2024
  • İstanbul16°C
  • Diyarbakır31°C
  • Ankara23°C
  • İzmir25°C
  • Berlin21°C

'GAZ VEREN' GAZETECİLER BELLİ OLDU

Erdoğan'ın, partisinin grup toplantısında söylediği, "Bize gaz veren gazeteciler var." sözüyle kimleri kastettiği ortaya çıktı.

'Gaz veren' gazeteciler belli oldu

01 Şubat 2010 Pazartesi 10:30

Başbakan Erdoğan'ın, partisinin grup toplantısında söylediği, "Bize gaz veren gazeteciler var." sözüyle kimleri kastettiği ortaya çıktı. TRT'de katıldığı programda 'gaz veren gazetecilerin kimler olduğu' sorulunca Başbakan, dosya içinde bazı yazılar gösterdi. O dosyada beş yazarın olduğu ve Başbakan'ın ilgili yazıları fosforlu kalemle işaretlediği görülüyor.

Gaz verenlerin tamamı Doğan Grubu gazetelerinde yazıyor. Bu isimler şunlar: Yalçın Doğan, Oktay Ekşi, Güngör Mengi, Tufan Türenç ve Mehmet Ali Birand. Erdoğan, "Madem ki inanmıyorsun Genelkurmay Başkanı'nı görevden alırsın" diye gaz verenler arasında CHP lideri Deniz Baykal'ın da bulunduğunu ifade etti.

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, partisinin grup toplantısında söylediği, "Bize gaz veren gazeteciler var." sözüyle kimleri kastettiği ortaya çıktı. TRT'de katıldığı programda bu isimlerin kimler olduğu sorulunca Başbakan, dosya içinde bazı yazılar gösterdi. O dosyada beş yazarın olduğu ve Erdoğan'ın ilgili yazıları fosforlu kalemle işaretlediği görüldü. 'Gaz verenlerin' tamamı Doğan Grubu gazetelerinde yazıyor. Bu isimler Yalçın Doğan, Oktay Ekşi, Güngör Mengi, Tufan Türenç ve Mehmet Ali Birand.

Milliyet Gazetesi'nden Yalçın Doğan'ın ilgili yazısının başlığı, 'Özal uyguladı, Erdoğan nutuk atıyor' şeklinde. Başbakan'ın altını çizdiği cümlelerse şöyle: "Özal'da nutuklar, tehditler, derin demokrasi dersleri yok. Anında uygulama var. İktidar gücü, demokrasi pratiği. Tayyip Erdoğan o günkü gazeteleri açıp baksa, tek taraflı konuşmayacak, asıl Özal'ın ne yaptığını görecek."

Hürriyet'ten Oktay Ekşi de 'Başka ne deseydi' başlıklı yazısında şu ifadeleri kullanmıştı: "Benim gibi veya bu sütunu okuyan binlerce insan gibi değilsin ki, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın -bizim kelimelerimizle söylemek gerekirse- dediği gibi, "Madem kuşku duyuyorsun, yetkini kullanır, görevden alırsın. Ama orasından burasından imalarla, şurada burada çıkmış, doğruluğu tartışmalı haberleri esas alarak bu ulusun yaşam güvencesi olan bir kurumun yıpratılmasını amaçlayan kampanyalara destek vermezsin."

Vatan Gazetesi'nden Güngör Mengi'nin, "O sözü Başbakan söylemeliydi..." başlıklı yazısında da Erdoğan'ın işaretlediği şu cümleler var: "Baykal doğru şeyler söylüyor: "Başbakan komutanların işin içinde bulunduğuna kani olmuşsa bunu araştırır. Böyle bir hüküm oluştuysa derhal yapması gereken iş, görevden almaktır. Düşünmüyorsa da yıpratma kampanyasına izin vermemektir."

Hürriyet'ten ikinci isim Tufan Türenç. "Seminer'de sunulan darbe planı" başlıklı yazısında 'gaz veren' cümleleri şunlar: "Türk Silahlı Kuvvetleri, Başbakan'a bağlı bir kurum. Ama Başbakan suskun. Bu iddialara inanıyor mu, inanmıyor mu? İnanıyorsa gereğini yapsın. İnanmıyorsa kendisine bağlı olan ülkenin en önemli kurumunu gerektiği gibi savunsun."

Posta'dan Mehmet Ali Birand'ın yazısının başlığı 'Askerin bu noktaya gelmesinde siyasetin suçu yok mu?" şeklinde. Başbakan'ın önündeki dosyada işaretli cümleler şöyle: "Asker daima siyasi boşlukları doldurmuştur. İyi yapmıştır, demiyorum, ancak siyasetçi cesaretle hareket edemedikçe, sorumluluk ve kararlılık göstermedikçe, askere alan açmıştır. İsmet İnönü'nün askere yaklaşımını hepimiz biliyoruz. Genelkurmay ağzını dahi açamazdı. Diğer bir örneği Turgut Özal döneminde yaşamadık mı? Genelkurmay Başkanlığı'na istemediği Org. Necdet Öztorun'un adını silivermişti.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.