FERHAT SARIKAYA 4 YIL SONRA KONUŞTU!
Hazırladığı Şemdinli iddianamesi sebebiyle meslekten ihraç edilen eski Van Savcısı Ferhat Sarıkaya, "Bunu hak ettiğimi düşünmüyorum." dedi.
21 Şubat 2010 Pazar 10:45
Hazırladığı Şemdinli iddianamesi sebebiyle meslekten ihraç edilen eski Van Savcısı Ferhat Sarıkaya, "Bunu hak ettiğimi düşünmüyorum." dedi. Sarıkaya, devletten tazminat almayı doğru bulmadığı için olayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşımadığını söyledi.
Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt hakkındaki suçlamalara da yer verdiği 'Şemdinli İddianamesi' sebebiyle meslekten ihraç edilen eski Van Savcısı Ferhat Sarıkaya, suskunluğunu Zaman'a bozdu. Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndan (HSYK) ihraç gibi bir karar beklemediğini belirten Ferhat Sarıkaya, "Bunu hak ettiğimi düşünmüyorum." dedi. Sarıkaya, olayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) götürmemesi konusunda ise "Çünkü devletimden tazminat alayım, bu iş için yapıyor pozisyonuna düşmek istemedim. Böyle bir tazminat ülkemizin mahkum edilmesi anlamına geliyor. İşçinin memurun maaşlarından vergilerinden ödenen paralar bunlar. Benim için haklı bir para olmaz yani." açıklamasını yaptı.
İyi bir sicile sahip başarılı bir savcı olduğunu vurgulayan Ferhat Sarıkaya, HSYK'nın, ihraç kararını ağır baskılar altında aldığını belirterek şöyle konuştu: "Ben 13 yıl savcılık yaptım. İyi işler yaptım, kıdemli savcıydım. Bu olay tabii ki üzdü beni. Ailem de üzüldü. Anadolu'dan çıkmış, zor şartlar altında okumuş, savcılık hakimlik gibi kutsal bir mesleğe inanmış birisi için kolay değil. Ama zamanla alıştık artık. Geçti gitti yani. Hayatımda yeni bir sayfa açtım."
Sarıkaya, HSYK'nın Erzurum Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki 4 savcıyı görevden almasını ise şaşırtıcı bulduğunu belirterek "HSYK idari bir kuruldur. Yargıya müdahalesi söz konusu olamaz. Neden 4 kişi alındı bilemiyorum. Ben artık çocukların okuluydu, dersiydi... Bunları düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Hazırladığı iddianame sebebiyle HSYK tarafından meslekten ihraç edilen eski Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya, 4 yıl sonra konuştu. İşte Sarıkaya'nın Zaman'ın sorularına verdiği cevaplar:
O süreçte neler yaşadınız?
Teftiş oldu. Savunmalarımızı yaptık. Teftiş raporunda hiçbir ceza öngörülmüyordu. HSYK o şekilde takdir etti. Yetki diyelim...
Böyle bir ceza bekliyor muydunuz?
Bu şekilde ağır bir ceza beklemiyordum. Hiçbirini hak ettiğimizi düşünmüyorum. İlla ceza verilecekse basit bir uyarma ve kınama cezası verilebilirdi. Benim sicilim iyiydi. Nihayetinde böyle takdir ettiler.
Cezayı öğrendiğinizde ne hissettiniz?
O anda yoğun kamuoyu baskısı vardı. Malum siyasilerin açıklamaları... Kurul, ceza vermeye itildi. Kimlerin ne şekilde ne baskısı oldu bilmiyorum. Ondan sonrası çok sürpriz olmadı.
BEN GÖREVİMİN GEREĞİNİ YAPTIM
İhraç sonrası neler yaşadınız. Eşiniz çocuklarınız bundan nasıl etkilendi?
Sıkıntılar elbette oldu. 13 yıl savcılık yaptım. İyi işler yaptığıma inanıyorum. Görevimi yapmıştım. Tabii ki üzdü beni. Anadolu insanıyız, Anadolu'dan çıkmış zor şartlar altında okumuş, savcılık hakimlik gibi kutsal bir mesleğe inanmış birisi için kolay değil. Ama zamanla alıştık. Yeni bir sayfa açtım.
İddianamede 'Devletin bekası için çetenin çökertilmesinden' bahsettiniz.
Biz orada lokal yapılanmaya baktık. Olayların çözümü o şekilde olmamalıydı. Doğru değildi. Hukuk var yargı var, savcısı var, kaymakam var. Gerekli izinler alınır usulü şeyler yerine getirilir, suçlu varsa yargının önüne çıkarılır. Biz hukuk devletiyiz. Terörle mücadele de hukuk içerisinde yapılmalı.
Davanın akıbeti konusunda ne düşünüyorsunuz?
Devletin güvenliğine karşı suç olarak gördük. Toplanan deliller, dosya kapsamı bizim vasıflandırdığımız suçu oluşturuyordu. Bizim davada ceza alsın almasın sorun değil; yargılama hukuk içerisinde yapılsın, adil bir yargılama yapılsın.
Devlete küskünlüğünüz var mı?
Olmaz, niye olsun. Devlete küskünlük olur mu? Şahısların hatalarını devlete mal edemeyiz.
HSYK ve üyeleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Hepsi tecrübeli hukukçular. Dosya önlerine gitti, savunmalarımızı incelediler. Değerlendirdiler kanaatleri o yönde gelişti. Karar çok çok ağır bir karar. Taraflı tarafsız herkes bu görüşte. Her ne kadar usulü yanlışlık iddiası varsa da o cezayı gerektirmezdi.
Şu anda nasıl geçiniyorsunuz?
Hukuk danışmanlığı yapıyorum. Dosyalara bakıyoruz çalışıyoruz. Mutlaka çalışmalıyız, bir şekilde hayatımızı devam ettirmeliyiz. Belli bir hukuk birikimimiz var.
Kararı AİHM'e neden götürmediniz?
AİHM'e gitmeyi düşünmedim. Çünkü devletimle hiçbir sorunum olamaz, olmadı da. Devletimden tazminat alayım, bu iş için yapıyor pozisyonuna düşmek istemedim. Böyle bir tazminat ülkemizin mahkum edilmesi anlamına geliyor. İşçinin memurun maaşlarından vergilerinden ödenen paralar bunlar. Ben devletimi hiçbir şekilde zarara uğratmak, mahkum ettirmek istemem. Zaten Türkiye'ye bu konuda pek çok mahkumiyet kararı verildi.
Medyada 'suçlu gibi' yansıtılıyorsunuz?
Medya önüne çıkmak gibi bir düşüncem yok. 4 yıldır istesem çıkardım. Biz baştan o günlere dönmek istemiyoruz. Hiç de röportaj kabul etmedim. Eşim de çocuklar da gerçekten üzülüyorlar. Apartmanda başka insanlar da yaşıyor onlar da rahatsız oluyor. Nihayetinde biz sadece görevimizi yaptık. Yanlış veya doğru yaptık. Bunu Kurul değerlendirdi ve verdi kararını. Hatalarımız olmuş olabilir. Hiçbir savcı hatasız olmaz. Usulü hatalar her zaman olabilir. Adeta suçlu gibi gösterilmemiz doğru değil.
Yurtdışına, ABD'ye gittiğiniz söylendi. Doğru mu?
Hayır. Gitmedim. Ankara'daydım, İstanbul'daydım. Yurtdışına çıkmadım. Kaldı ki, çıkabilirim de. Herkes çıkabiliyor, niye ben çıkmayayım?
Maddi zorluklar yaşadınız mı?
Elbette yaşadım. Arabamı sattım, borçlarımı ödedim. Açığa alınınca maaşımız yarıya düştü. İdare ettik. İhraç olunca tazminat alamadık.
Ev benim değil, kirada oturuyorum
Oturduğunuz evle ilgili spekülasyonlar yapıldı?
Ev benim değil, kiradayım. Çalışıyoruz kazandığımız kiramıza yetiyor yani. Lüks bir hayatım yok. İki kanepemiz iki koltuğumuz var. Kredi borçlarım vardı, taksitlerim vardı arabayı satarak karşıladım. Ufak birikimlerimiz vardı, onlarla borçlarımı kapattım. Geçimimi sağlayacak kadar kazanıyorum. Kayınpederimin durumu iyi, onlar da bize yardımcı oluyor.
İhraç edildiği için avukatlık bile yapamıyor
Ferhat Sarıkaya, Şemdinli'deki Umut Kitap Evi'nin bombalanması olayı ile ilgili hazırladığı iddianameye eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt hakkındaki suçlamaları da ekleyince HSYK tarafından Nisan 2006'da meslekten ihraç edildi. Sarıkaya'nın Türkiye'de avukatlık dahi yapması yasaklandı. İddianamede, Büyükanıt'ın Diyarbakır 7. Kolordu komutanı olduğu dönemde çete kurduğu ve bu çetenin Gaffar Okkan'ı öldürdüğü belirtiliyordu. Bir kişinin hayatını kaybettiği bombalama olayına adları karışan askerler ise sivil mahkeme tarafından ağır cezalara çarptırdı. Ancak HSYK'nın davayı askerî mahkemeye vermesiyle ilk celsede serbest bırakıldılar. Büyükanıt, sanıklardan Astsubay Ali Kaya'ya "Tanırım, iyi çocuktur." diyerek sahip çıkmıştı.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.