FEHİM TAŞTEKİN: MOSKOVA, TÜRKİYE’YE KÜRTLERLE İLGİLİ NE MESAJ VERDİ?
Demokratik Suriye Meclisi (MSD) ve Halkın İradesi Partisi’nin (HİP) Moskova himayesinde bir araya gelerek anlaşmaya varmasının yankıları devam ederken, Rusya’nın Türkiye’ye Kürtler konusunda nasıl bir mesaj verdiği tartışılıyor.
03 Eylül 2020 Perşembe 11:05
Gazeteci Fehim Taştekin, Duvar’da kaleme aldığı yazısında “Ev sahipliğinin ötesinde Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türk heyetinden hemen önce özerk yönetimin temsilcileriyle görüşüp poz verdi. Kürtleri kazanmaya matuf bir poz. Ankara’ya da ‘Bu işin çözümü herkesi çözüme ortak etmekten geçiyor’ mesajını veriyor” diyor.
Kürt oluşumları arasındaki imzaların Moskova’da atılmasına dikkat çeken Taştekin, “Bu durum, belki bir arabuluculuk olmasa da Rusya’nın girişimi himaye ettiği sonucunu veriyor. Bu yüzden de Türk hükümeti Rusya’ya çatıyor! Bir de imzalar Türk Dışişleri heyetinin Moskova temaslarının arifesinde atıldı. Türk heyeti ‘Rahatsızlığımız görüşmede de iletilecektir’ denilerek Moskova’ya gönderildi ama meselenin bir Rus perspektifi olarak masaya konulmuş olma ihtimali de dışlanamaz. Rusya hasbelkader dış politika yürüten bir devlet olmadığını her defasında örnekleriyle gösteriyor. Bu çakışmalar ne tesadüftür, ne de naifliktir” ifadelerini kullanıyor.
Taştekin, heyette yer alan SDM Yürütme Konseyi Başkan Yardımcısı Hikmet Habib’in Ruslar özerk yönetim ve SDM’nin katılımı olmadan siyasi çözümün mümkün olamayacağı görüşünü teyit ettiğini aktarıyor.
“Türkiye’nin hassasiyetlerini hesaba katıp Kürtlerle ilgili açılımını sınırlı tutan, hatta Astana-Soçi toplantılarında yaptığı ‘kültürel özerklik’ önerisini de gündemin gerisine atan Ruslar, özerk yönetimi yeniden yakın plana alıyor” diyen Taştekin, şöyle devam ediyor:
“Ruslar, Türkiye kendini Doğu Akdeniz’in sularına kaptırmışken Kürtler faslında biraz manevra alanı açmayı umuyor. Bütün bunlardan ciddi bir kırılma beklenebilir mi? Elbette hayır. Suriye krizi çok fazla dinamik ve çelişki barındırıyor. Artık taraflar uzun soluklu koşmak zorunda olduklarını biliyor. ABD’deki seçimlerden çıkacak sonucun Suriye’de çok hızlı bir pozisyon değişikliği getirmesi beklenmiyor. Türkiye de Suriye’de ‘kördüğüm’ etkisi yapan pozisyonunda ısrarlı. Astana formatını doğuran ‘dayatmalar’ taraflar açısından geçerliliğini koruyor. Bu formatın son buluşma noktası Amerikan varlığı. Ki çakışma kendini Cenevre’deki üçlü açıklamada da tekrar etti:
‘Suriye Arap Cumhuriyeti’ne ait petrol gelirlerine yasa dışı şekilde el konulmasına yönelik itiraz beyan edilmiştir. ABD lisanslı bir şirket ile gayrimeşru oluşum arasında ayrılıkçı gündeminin bir parçası olarak yapılan yasa dışı petrol anlaşması kınanmıştır.’
Rusya Türkiye’nin hassasiyetlerine ortak olurken Kürtleri kazanmadan da Suriye’yi bütünleştiremeyeceklerini tecrübe ediyor. Ankara’nın miyop olmayı seçtiği nokta da burası.”
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.