22 Kasım 2024
  • İstanbul15°C
  • Diyarbakır14°C
  • Ankara13°C
  • İzmir20°C
  • Berlin3°C

EŞİTLİK...

Başından beri Türk halkının Kürt halkıyla eşitliğini içselleştiremeyen algı durumu, Türklerin Kürtlere bakış açısına ve sistemin siyasetine negatif yönde etki eden bir olgu oldu.

Eşitlik...

02 Şubat 2013 Cumartesi 12:34

Kürt halkının dilini serbestçe konuşması ve kültürünü özgürce yaşaması gibi temel hakları anayasa değişikliği ile güvence altına alınsa dahi eşitlik kavramı toplumun genel dokusuna ve toplumsal sistemin kılcal damarlarına dek inmedikçe anayasadaki değişiklikler kağıt üstünde kalacaktır

Carlos Fuentes Latin Amerika’nın bağımsızlığını anlattığı ‘Sefer’ adlı romanında “Özgürlük tamam ya eşitlik” diye sorar. CHP’li Birgül Ayman Güler, ırkçılığa batmış sözleriyle Türkiye’de Kürtlerin kimi özgürlükleri elde etseler dahi Türklerle eşit olamayacaklarını histerik bir titreme ile kustu. “Türk ulusu Kürt milliyeti ile eşit, eşdeğer değildir” sözlerinin sahibi, herkesin soyundan gelen bir ırka sahip olduğunu ve hiç kimsenin ırkının kendi yapacağı tercihe bağlı olmadığını, bir ırka dahil olmak ya da ayrılmak gibi bir seçme şansının bulunmadığını bilmeyecek bir isim değil. Kendi ırkını diğerlerinden üstün gören bu çirkin zihniyetin varlığı, ülke vatandaşlarının etnik bakımdan eşitliğinin toplumsal dokuya sinmemiş olduğunu aşikâr etti. Böyle bir toplum ya da devlet demokratik olabilir mi? Irksal farklılıklar eşitsiz davranış ve ayrımcılık için ölçü olarak kullanılıyorsa, o toplumda demokrasi işleyemez (Prof. Dr. Leslie Lipson, Demokratik Uygarlık).

Başından beri Türk halkının Kürt halkıyla eşitliğini içselleştiremeyen algı durumu, Türklerin Kürtlere bakış açısına ve sistemin siyasetine negatif yönde etki eden bir olgu oldu. Kürtlerin anadillerinin yasaklanması, kültürlerini yaşatamamaları, çocuklarına kendi dillerinde isim dahi koyamamaları, üstün-egemen bakış açısının sonuçlarından. Uzun yıllar sistematik olarak uygulanmış olan asimilasyon bir devlet politikasıydı. Kürt halkı tümden yok sayılmıştı. Bir halk için bundan daha ağır bir aşağılama olabilir mi?

Nitekim kimliği için büyük bedeller ödemiş, yıllarca mücadele etmiş Kürt halkı için yalnızca özgürlük meselesi değil, eşitlik meselesi de elzem. Kürtler, Türklerle eşit olmadıkça özgür olunamayacağının farkında. Oslo ve İmralı süreçleriyle yeni bir patikaya giren Kürt sorunu, gelinen aşamada artık salt özgürlük sorunu değil. Öncelikle eşitlik sorunu. Fuentes’in sorusu şimdi Kürtlerin gündeminde.

Akademik unvanı olan kimi muhteremler de “Ama Kürtlerde bu sürecin provoke olmaması için Türklerle empati kurmalı, duygularını anlamalı” gibi şeyler geveliyorlar. Peki Kürtlerin Türklerle empati kurarak neyi, hangi duygularını anlamaları bekleniyor?

Türkiye’nin batısında üniversite okuyan Kürt öğrenciler, mevsimlik işlerde çalışan Kürt işçiler, kiralık ev arayan Kürtler, ayrımcılığın her türlüsüyle karşılaştılar. Fiziksel özelliklerinin, bozuk Türkçelerinin ya da şivelerinin Doğulu-Kürt olduklarını ele vereceğinden tedirgin oldular. Eğer bir Türk ile komşuluk, arkadaşlık ilişkisi kurabilmişlerse bu “Kürtlere benzemedikleri” için gerçekleşmiştir. Öyleyse gözlüğüne büyüteç takarak kendi içine bakması gerekenler, ötekine duydukları öfkenin kaynağını anlamaya ihtiyacı olanlar, Ayman Güler sendromu yaşayan egemen ulus mensuplarıdır.

Türkiye toplumunun halkları arasında yaşanan eşitsizlik sorunu, anayasal düzenlemelerle giderilebilir mi? Kürt halkının dilini serbestçe konuşması ve kültürünü özgürce yaşaması gibi temel hakları anayasa değişikliği ile güvence altına alınsa dahi eşitlik kavramı toplumun genel dokusuna ve toplumsal sistemin kılcal damarlarına dek inmedikçe anayasadaki değişiklikler kağıt üstünde kalacaktır. Toplumdaki kültürel çeşitliliğe hoşgörü ve bunun biçimlendirdiği olgun bir siyaset ortamı doğmadan halkların eşit birlikteliğinden söz edilemez. Eşitsizliğin yarattığı toplumsal psikolojinin iç uyumu bozduğu, çözülmeye yol açtığı, ülkenin yakın zamanda tanıklık ettiği bir gerçek. Öyleyse eşitliğin birleştirici olduğu ve demokrasinin geleceğinin buna bağlı olduğu sonucu ortada.

Kürtlerin son 30 yılda edindikleri entelektüel ve siyasi deneyim-birikim, cumhuriyetin demokratik potansiyelinin açığa çıkarılması için zorlayıcı güç olabilir. Kürtlerin eşitlik istencinin Kürt toplumunun siyasetine yansıması olağandır. Geriye Türklerle Kürtlerin eşit haklara sahip olduğunu kabul edemeyenlerin rehabilitasyonu kalıyor.

Eylem Ata Güler - Radikal

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.