ERTUĞRUL ÖZKÖK O GECEYE BAYILDI

Sahnenin üzerinde 6 çok özel amblem

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’ndan gelen davetiye ilginçti.

Üzerinde küçük taşlarla bezenmiş iki rozet vardı.

Bunlar, Kuran’ın inişinin 1400’üncü yılı dolayısıyla hazırlanmış gecenin amblemiydi.

Davetiyede, gelirken bu rozetlerin yakalara takılması isteniyordu.

Gitmeye karar verdiğimde, henüz CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın da geceye katılacağını bilmiyordum.

Bunu son gün öğrendim.

Haliç Kongre Merkezi’ne daha kapıdan girişte çok iyi karşılandım. Gördüğüm herkes elimi sıktı ve “Hoş geldiniz” dedi.

Beni en ön sırada bir yere oturttular. Salonda tanıdığım başka gazeteci yoktu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ve CHP Genel Başkanı, Büyük Birlik Partisi Başkanı, Bakanlar ve Diyanet İşleri Başkanı salona birlikte girdiler.

Biraz sonra İbrahim Tatlıses geldi ve onu da protokole ayrılan bölüme oturttular.

O andan itibaren gecenin bütün ayrıntılarını not aldım.

Çok etkileyici bir sahne hazırlanmıştı. Sağ tarafında tavandan aşağı uzanan kayalık şeklinde bir dekor hazırlanmıştı ve oradan ışık oyunuyla bir şelale akıtılıyordu.

Sahnenin en üst tarafında yan yana altı daire yer alıyordu.

Sağda ve solda en dıştaki dairelerin içinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın amblemi vardı.

Onun içindeki sağlı sollu iki daire içinde de 1400 ve 2010 rakamları yer alıyordu.

Biri Kuran’ın inişinin 1400’ncü yılını, öteki ise 2010 Kuran yılını anlatan logolardı.

En içteki yan yana iki dairenin birinin içinde Türk bayrağı, ötekinde ise Atatürk’ün çok güzel bir portresi vardı.

Her ikisi de ışıl ışıl parlıyordu.

Gece Atatürk ve silah arkadaşları için saygı duruşu ile başladı. Onu İstiklal Marşı izledi.

Sonra, Eyüp, Süleymaniye ve Fatih camilerinin hafızlarının okuduğu Kuran ayetlerini dinledik.

Üçü de çok etkileyiciydi.

Ayan beyan adrese ayan beyan ayetler

Ayetler çok iyi seçilmişti. Özellikle şu ayetleri not aldım:

Al-i İmran Suresi 103’üncü ayet:

“Allahın ipine sarılın”.

104’üncü ayet sanki çok özel bir mesaj vermek için seçilmiş gibiydi:

“Sizden, hayıra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükleri men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır”.

Hucurat Suresi’nin 13’üncü ayeti de çok dikkatle seçilmiş gibiydi: (Uzun olduğu için not alamadım. Bu bölümü Mustafa Sağ’ın Kuran mealinden aktarıyorum.)

“Ey İnsanlar! Biz sizi bir erkek ile bir kadından yarattık ve ortak değerlerde birleşip, kaynaşmanız için, sizi değişik ırkta milletlere ve boylara ayırdık”.

Ahzap Suresi 40’ıncı ayet:

“Muhammed sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir”.

Ahzap’ın anlamı “hizipler” demek. Ayetin adresi besbelli değil mi?

CHP tarihinde bir dönüm noktası

Hiç kuşkusuz gecenin en büyük sürprizi CHP Genel başkanı Deniz Baykal’dı. Bir CHP lideri tarihte ilk kez böyle bir dini toplantıya katılıp konuşuyordu.

Konuşmaya davet edilmek üzere Baykal’ın adı anons edildiğinde salonda büyük bir alkış patladı. Baykal sahneye çıktığında da aynı alkış devam etti.

Yanlış saymadıysam, konuşması 10-12 defa alkışlarla kesildi. İnerken de aynı büyük alkışı aldı.

Baykal’ın konuşması çok iyi hazırlanmıştı. Bugüne kadar bir CHP’linin ağzından hiç işitmediğimiz kavramlar çıktı.

Not alabildiklerim şunlardı:

“Sevgili peygamberimiz”, “Kuran’ın resulünün 1400’üncü yılı”, “Melekler, “Vahiy”, “Yaratan Rabbin adıyla”, “İhlas.”

Üçte ikisi başörtülü kadınlardan oluşan salona “Siz değerli kardeşlerim” diye seslendi.

Hazreti Muhammed’i şu sözlerle tanımladı:

“Yüce Allah’ın insanlığa en büyük hediyesi, insanlık bilincinin ve bu bilincin yarattığı tüm değer ve erdemlerin vücut bulduğu bir şahsiyet olmuştur.”

Alıştığımız bir Baykal konuşması değildi. Çok dikkatliydi ve önündeki metnin dışına çıkmamak için azami gayret gösterdi.

İlk defa dini hassasiyeti yüksek bir dinleyicinin karşısında konuştuğu için bir yanlışlık yapmamaya dikkat ediyordu.

O nedenle konuşmasında zaman zaman boşluklar oluştu.

Dışardan dinlerken şunu düşündüm: Acaba daha rahat konuşsaydı, yanlışlık yapmaktan korkmasaydı daha mı iyi olurdu?

Çünkü gecenin asıl jesti o mesajdan çok, Baykal’ın oraya gelişiydi. Ve bu jestinin onu dinleyenlerin nezdinde çok olumlu karşılandığını söyleyebilirim.

Özellikle kadınlar çok alkışladı.

Bu gece nasıl yorumlanabilir

Kendi payıma bu güzel geceyi izlediğim için çok mutluyum.

Bu olay CHP tarihi açısından çok önemli bir dönüm noktasıdır.

Ancak geceyi, Baykal’ın ziyaretine indirgemek yanlış olur. Bana göre bu gece, Türkiye açısından bir dönüm noktasıdır.

Salonda bu ülkenin, sanki birbiriyle çatışma içinde gibi gösterilen bütün değerleri vardı.

Kuran, Türk bayrağı, İstiklal Marşı, Atatürk, TBMM, iktidar partisi, ana muhalefet partisi...

Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kutluyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin “Diyanet İşleri” olduğunu hepimize gösterdi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı’nı, bakanları, CHP Genel Başkanı’nı ve BBP Genel Başkanı’nı kutluyorum.

Çünkü geceye siyaset sokmadılar. Gecede siyaset kelimesi sadece Mehmet Ali Şahin ve Deniz Baykal tarafından birer kez telaffuz edildi.

Her ikisi de “Dinin siyasete sokulmaması” gerektiğini söylediler.

Özetle bu gece, ortak değerlerimizi bir araya getirdi. Şimdi sıra, karşılıklı endişelerin anlayışla karşılanıp, giderilmesi için atılacak adımlarda.

Baykal’ın en çok toplu rezervasyon sözü alkış aldı

* “Hazreti Muhammed’in hayatı Kuran’ı Kerim’in berrak tefsiridir.”

* “Hazreti Muhammed martyr (şehit) değildir. Kurban değildir. Yaşamış bir insandır.”

* “Hazreti Muhammed’in taklit edilmeye değil, örnek alınmaya ihtiyacımız vardır.”

* “’Yaratan Rabbin adıyla oku’ diyen ilk ayetiyle Hazreti Muhammed’i yücelten Kuran-ı Kerim.”

* “Kuran-ı Kerim bir kavme inmemiştir. Bütün insanlara inmiştir.”

* Cennete ancak hak eden girer. Cennette hiçbir cemaate toplu rezervasyon yapma imkânı yoktur.”

Not defterimdeki çok özel notlar

* Gecedeki konuşmalarda atıf yapılan şairler şunlardı:

Mevlana, Süleyman Çelebi, Mehmet Âkif Ersoy, Arif Nihat Asya, Yahya Kemal, Fuzuli.

* Hem TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin hem Devlet Bakanı Faruk Çelik, Hazreti Muhammed’in “Veda Hutbesi”nin şu bölümüne atıf yaptı:

“Ey İnsanlar,

Rabbiniz birdir. Babanız da birdir... Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap üzerinde üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerinde, siyahın da kırmızı tenli üzerinde üstünlüğü yoktur”.

* Gecede en büyük ve yoğun alkışı Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çok etkileyici biçimde kaleme alınmış, en az onun kadar etkileyici şekilde okunan mesajı aldı.

* Salonda bulunanların üçte ikisi kadın olduğu halde, konuşmacılar kadın konusuna pek değinmediler.

* Gecenin en güzel yanı hiç siyasete girilmemesi oldu. Tek siyasi jest, sunucunun TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’i takdim ederken, “Milli irade ve demokrasinin temsilcisi” sıfatını, bir siyasi mesaj verir gibi üstüne basa basa telaffuz etmesi oldu.

* TRT, salonun girişine kurduğu stüdyodan canlı yayın yaptı. Sunucu, çok iyiydi ve konuya çok hâkimdi. Beni de davet ettiler. En çok “Buraya anlamaya geldim” sözüm üzerinde durdular.

* 1400’üncü yıl ve 2010 için hazırlanan logolar çok başarılıydı. Sahne düzeni mükemmel sayılacak kadar iyiydi.

Sahne arkası notları

Dün sabah Deniz Baykal’la konuşup, konuşma sonrası neler olduğunu sordum.

* İndiğinde Devlet Bakanı Hayati Yazıcı “Konuşma metniniz çok güzeldi, kim hazırladı” demiş. O da şakayla “Başbakan olduğumda konuşmalarımı hazırlayacak arkadaş” cevabını vermiş.

* Geceden çıkıp havaalanına giderken Devlet Bakanı Faruk Çelik aramış. “Sayın Baykal, sabahı bile bekleyemedim hemen arıyorum. Çok güzel bir konuşma yaptınız” demiş.

* Kürsüden inince Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’na “Sayın Başkan yanlış bir şey söylemedik değil mi” demiş. O da “Estağfurullah. Katılmakla çok önemli bir iş yaptınız” cevabını vermiş.