'ERGENEKON İÇİNDE OLAN YARGILANMALI'

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Ergenekon davası kapsamında gazeteci Nedin Şener ve Ahmet Şık'ın tutuklanmasını değerlendirirken, temkinli konuştu. 

Demirtaş, "Son yaşanan gazeteci tutuklamaları, toplumsal muhalefetin bir sonucudur. Kim Ergenekon içerisinde yer alıyorsa tabi ki yargılansın ve cezasını çeksin. Ama aynı eylem planı içerisinde muhalefetin susturulması da yer aldı." dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan Demirtaş, Kürtlerin bu ülkede dil sorunu yaşadığını ileri sürdü. Demirtaş, "Kürt kadının yaşadığı dil ve kültür sorunu halen devam ediyor. Bir bakan 'Nijeryalılara Türkçe öğrettik ama Hakkarili kadınlara öğretemedik' diyor. 'Biz niye insanlara ana dil hakkı tanımıyoruz' demiyor da Kürt sorununu Türkçe öğretememek olarak görüyor." diye konuştu.

Hafta sonu İzmir'de yapılan Alevi Mitingi'ne de değinen Demirtaş, "Son dönemlerde üzerlerindeki ölü toprağını atan Aleviler sorunlarını dile getirmek için meydana iniyorlar. Aleviler mitingde 'Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılsın', 'Madımak müze olsun', zorunlu din dersleri kaldırılsın, Dersim olayları aydınlatılsın' gibi taleplerini iletti. Biz de sonuna kadar bu onurlu mücadelede yanlarında olacağız. Bu talepleri BDP de dile getirecek, Alevilere destek vermek bizim boynumuzun borcudur." değerlendirmesini yaptı.

BDP Genel Başkanı, gazeteciler Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın tutuklanmasını ise toplumsal muhalefetin bastırılmasının bir parçası olarak değerlendirdi. "Kim Ergenekon denen örgüt adına darbe girişimine karışmışsa hepsi açığa çıksın." diyen Demirtaş, şöyle konuştu:

"Buna kimsenin karşı çıktığı yok. Bunlar geç kalınmış operasyonlardı. Ama aynı eylem planları içinde muhalefetin susturulması vardı. Medyanın yönlendirilmesi planları vardı ama onlarla ilgili hiçbir soruşturmaya tanık olmadı. Ergenekon 1950'den beri vardır ve yapmadıkları kirli iş kalmamıştır. Nereye bakarsanız bakın altından derin devlet çıkacaktır. İstanbul'daki savcıların yürüttüğü soruşturmada 2003'den önceki vakalara ilişkin hiçbir soruşturma yoktur. 2003'ten önce sanki bir derin devlet yokmuş gibi soruşturma yapılıyor. Savcıların bu tutumu hukukun üstünlüğünden mi kaynaklanıyor. Köy yaktık, faili meçhul cinayet işledik diyenler var. Toplu mezarlar var. Ama bunları soranlar yok. AKP'yi yıkmak için örgüt kurdunuz diye önlerine gelenleri topluyorlar. Hükümeti düşürmek için, teşhir etmek için bir gazeteci görevini yapsa bu da mı suç? Senden haz etmeye bilir. Çıkar kitap yazar, köşe yazar. Tüm kirli işlerin belgesini toplar... Böyle bir iş bile Ergenekon üyeliği için yeterli görülüyor. Savcıların tutumu tarafımızdan yakından izleniyor."