03 Mayıs 2024
  • İstanbul20°C
  • Diyarbakır21°C
  • Ankara14°C
  • İzmir24°C
  • Berlin22°C

ERDOĞAN'IN TAHRAN ZİYARETİNE DİKKAT!

Erdoğan'ın Tahran ziyaretinin başarılı geçmesi durumunda bölgede çok ama çok önemli gelişmeler yaşanacaktır.

Erdoğan'ın Tahran ziyaretine dikkat!

29 Eylül 2009 Salı 10:34

Başbakan Erdoğan önümüzdeki günlerde Irak ve İran'a gidecek.

Erdoğan geçen yıl Irak ile stratejik işbirliği anlaşması imzalamıştı. Benzer anlaşma iki hafta önce İstanbul'da Suriye lideri Esad ile imzalanmıştı.

Şimdi Sıra İran'da...

Bir düşünün; Türkiye önemli üç komşusu İran, Irak ve Suriye ile her alanda en üst düzeyde işbirliği yapıyor ve bu dört ülkenin insanları kendi aralarında vizesiz serbestçe dolaşıyor, ortak kültür ve ekonomik zengilikleri paylaşıyor, bunun ortak maddi ve manevi hazını yaşıyor.

Hiç kimseyi hedef almayan ve tek amacı bölgesel ve uluslararası barışı hedefleyen bu proje gerçekleşirse coğrafyamız ve bu coğrafyada yaşayan tüm halklar açısından müthiş bir şey olur.

İşte bu nedenle Başbakan Erdoğan'ın İran gezisini ben çok önemsiyorum. Başbakan Erdoğan, New York'taki son basın toplantısında Batı'nın İran'a yönelik tavrına karşı çıkarak 'Eğer İran'ın nükleer programından rahatsız oluyorsanız, gelin o zaman bölgedeki (İsrail'i kastederek) tüm nükleer silahlardan kurtulalım' dedi.

Erdoğan bunları söylerken, Irak Cumhurbaşkanı Talabani 'İsrail ya da başka bir ülke İran'a saldırmaya kalkışırsa kendi hava sahamızı asla kullandırmayız' dedikten sonra ülkesi ve Suriye arasındaki gerginliğin Türkiye'nin arabuluculuğu ile giderileceğine inandığını söyledi.

Erdoğan'ın Tahran ziyaretinin başarılı geçmesi durumunda bölgede çok ama çok önemli gelişmeler yaşanacaktır.

Türkiye'nin 2003 başında başlattığı özel çaba ile varılacak yeni bölgesel işbirliği orta ve uzun vadede coğrafyamızdaki tüm sorunların çözümünü, bu coğrafyadaki ülke ve halkların barış, istikrar, ekonomik kalkınma, özgürleşme, demokratikleşmesiyle tüm insanların refah ve esenliğini sağlayacaktır.

Unutmamak gerekir ki; bugünkü yapısı ile Avrupa Birliği 1951'de 6 ülke tarafından Paris'te imzalanan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu Antlaşması ile yola çıkmıştı.

İşte bu nedenle birçok nedenden dolayı bölgenin en önemli iki ülkesi olan İran ve Türkiye liderleri bildik tüm tarihsel ve psikolojik kompleks ve alışkanlıklarından vazgeçerek birbirlerine mutlak güvenmelidir. Elbette her iki ülkede, İran-Türkiye ve dolayısıyla Türk, Arap, Acem ve Kürt dostluğunu istemeyen insanlar ve güçler vardır. Bu güçler coğrafyamızı sevmeyen ve ondan nefret eden dış devlet ve güçler tarafından sürekli kışkırtılmakta ve kullanılmaktadır.

İran, Türkiye, Suriye ve işgalin sona ermesinden sonra daha güçlü olarak Irak'ın birlikte hareket etmesi bu coğrafyada dış devlet ve güçlerin müdahalesinin de önünü kesecektir.

Daha açık bir ifadeyle ABD; Irak ve Afganistan'da olduğu gibi her canı sıkıldığında Müslüman ülkeleri işgal edemeyecek, İsrail ise sözü edilen dört ülkenin birlikteliği karşısında İran'a saldırmayı aklının ucundan geçiremeyecek ve tüm küstahlıklarına son vererek Filistin, Suriye ve Lübnan ile barış yapmak zorunda kalacaktır.

Böyle bir barışın hiç kimseye zararı olmayacak ve herkes kazanmış olacaktır. Böylesi tarihsel hedefi gerçekleştirebilecek İran, Türkiye, Suriye ve Irak yöneticileri ne kendileri ne de halkları ve devletleri açısından hiçbir şey kaybetmeyecektir.

En az on bin yıllık tüm uygarlık (Grek ve Roma dahil) ve dinlerin beşiği olan coğrafyamız yakın gelecekte çoklu bir kimlik kazanacak olan bu dörtlü işbirliği ile tarihinin en önemli dönemini yaşamaktadır.

Başta İran ve Türkiye olmak üzere Suriye, Irak ve yakın komşusu olan diğer ülkelerin politikacılarına, medyasına, aydınlarına ve barış, dostluk, sevgi ve ortak mutlulukların paylaşılmasına inanan herkese düşen görev bu tarihsel gelişmeye katkı sağlamaktır.

Unutmamak gerekir ki; bu çabada başarının bir tek şifresi var. O da; iyi niyet, samimiyet ve karşılıklı güven.

Başbakan Erdoğan'ın yakında ziyaret edeceği Tahran bu şifrenin test edileceği en önemli ve belki de son duraktır.

Umuyor ve inanıyorum ki; dini lider Hamaney, Cumhurbaşkanı Ahmedinecad ve İranlı tüm dostlarımız bunun farkında.

Çünkü onlar da Türkiye'de artık farklı bir yönetimin var olduğunu görüyor.

Hüsnü Mahalli / Akşam

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.