ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARI YANKI BULDU!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Rum gazetecilere yaptığı açıklamalar, Kıbrıs'ın güneyinde büyük yankı uyandırdı. Cyprus Mail gazetesi, "Bizim politikacılardan bu cesaret verici sözlere olumlu cevap gelmesi, onlardan çok fazla şey beklemek olacak. Çünkü tüm Türk siyasilerin güvenilmez, samimiyetsiz işgalciler olduğu varsayımı onlarda saplantı haline gelmiş." yorumunu yaptı.

Rum yönetiminin sözcüsü Stefanos Stefanu'nun, Erdoğan'a yönelik "Türkiye, Kıbrıs'ta bir çözüm istediği yolundaki sözlerini uygulamaya geçirmelidir." açıklamasını değerlendiren gazete, "Müzakerelerde ilerleme sağlandığını kabul etmekten endişe duyan ve bunu gizlemeye çalışan hükümetten de böyle bir reaksiyon beklenir." ifadelerini kullandı. Stefanu'nun Erdoğan'ın açıklamalarına dair en ufak bir olumlu işaret vermekten korktuğunu belirten Cyprus Mail, "Hükümet, Erdoğan'ın tüm seleflerinden farklı bir gündemi olduğunu hâlâ anlamamışsa, bu dünyada yaşamıyor demektir." diye yazdı.

Erdoğan'ın seleflerinin aksine 'Kıbrıs'ta taksimden başka hiçbir çözüme taraftar olmayan orduyla ilişkilerinin iyi olmadığını' öne süren gazete, Türkiye'deki darbe soruşturmalarına dikkat çekti. Başbakan Erdoğan'ın Annan planının hazırlanması ve kabul edilmesine tam destek verdiğini hatırlatan Cyprus Mail, "Son girişime (yoğunlaştırılmış görüşmeler) de tam destek verdi, sürecin hızlandırılması çağrısı yaptı ve sürece büyük katkı yapacak bir teklif getirerek, garantör ülkelerinin bir araya gelmesini istedi." ifadelerine yer verdi.

Hristofyas yönetiminin, bu çabaların Türkiye'nin üyelik sürecine katkı sağlamak amacıyla ortaya konan bir iletişim oyunundan ibaret olduğuna inandığını belirten gazete, şöyle devam etti: Bu, doğru olabilir. Ama Türkiye'nin bu oyunu rahatça kazandığı da bir gerçek. Hükümetimiz bu oyunu ortaya çıkarmak için ne yapıyor? Neden Türklerin gerçek gündemlerini ortaya çıkarmak Ankara'nın blöflerini görmediler? Çoğu yabancılar için Hristofyas, müzakerelerde ayak sürüdüğü izlenimini veriyor. Daha az toplantı isteyen, sürecin yavaşlatılmasını talep eden Türkler değil; Hristofyas."