ERDOĞAN'DAN RUSYA'YA "ESAD'A DESTEK" TEPKİSİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Esad rejimine askeri desteğinden dolayı Moskova yönetimini eleştirdi.
16 Eylül 2015 Çarşamba 12:35
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Esad rejimine askeri desteğinden dolayı Moskova yönetimini eleştirdi, "Bakın hala bazı ülkeler uçaklar gönderiyor Suriye’ye. Ama Tayyip Erdoğan bunu söylediği zaman Türkiye’nin büyükelçisi çağrılıyor, 'Niye söylüyor bunu' diye. Bunu söyleyen sizin yetkilileriniz" dedi.
3. Uluslararası Ombudsmanlık Sempozyumu'nda konuşan Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
"Akdeniz’de, Ege’de hayatlarını kaybedenlerin kıyılara vurmasını seyretmeye daha fazla devam edemeyiz. Suriye’deki sorunun rejimin halkına zulmü sorunu olduğu açıkken meseleye hala siyasi güç dengesi açısından bakmak vicdanı kurutur. Bakın hala bazı ülkeler uçaklar gönderiyor Suriye’ye. Ama Tayyip Erdoğan bunu söylediği zaman Türkiye’nin büyükelçisi çağrılıyor, 'Niye söylüyor bunu' diye. Bunu söyleyen sizin yetkilileriniz."
"İki milyon insan Rusya’ya gitmiyor, benim ülkeme geliyor. Şu ana kadar 6,5 milyar dolar biz bu çalışmalar için destek verdik. Ben buradan bir kez daha sesleniyorum. Suriye’deki sorunun çözümü ülkedeki zalim rejimin bir an önce alaşağı edilip, yerine halkın iradesiyle bölge gerçeklerine dayalı bir yönetimin iş başına gelmesinden geçiyor."
"Güvenli bölgeye ihtiyaç var"
"Ülke sınırları boyunca terör örgütlerinden arındırılmış güvenli bölge oluşturulmasına ihtiyaç var. Bu uygulama hem sığınmacı akının önüne geçecek, hem de bu insanlara kendi ülkelerinde yardım edilmesini mümkün kılacak. 12 milyon yerinden oldu. Bunların bir kısmı ülke dışına çıktı."
"AB, 28 ülkesiyle sadece 400 bin civarında mülteci kabul etti. Biz 2011’den beri 2 milyon kişi aldık. Türkiye, mülteci sorununa ilave olarak terörle mücadele ediyor. Biz açık kapı politikası uyguluyoruz. Mağdura ve mazluma kapımızı açarız."
"Avrupa’daki dostlarımız şundan emin olmalı. Sınırlarına gelenlerin nihai hedefi onların ülkesi değil. Bu insanlar aslında kendi ülkelerine kavuşmak istiyor. Ama ülkeleri yaşanması mümkün olmayan bir yer haline gelmiştir. Asıl çözüm tel örgü değil, kendi ülkelerindeki çatışmaların bir an önce durmasını sağlamaktır. İşte o zaman bu insanların AB kapılarına dayanmaları için sebep kalmayacaktır."
İsrail'e tepki
"Kudüs’te Mescid-i Aksa’da yapılanları görüyorsunuz. İsrail askerinin, üç semavi dinin kutsal kabul ettiği Mescid’deki uygulaması asla kabul edilebilir değildir. Mukaddes kitabımızı yerlere atmak, kapıları, camları kırmak kabul edilebilir değil.
Çözüm süreci
"Çözüm sürecinde biz sonuca yaklaştıkça bu durumdan rahatsız olanların farklı yöntemlerle sorunu yeniden derinleştirmeye çalıştığını gördük. Çünkü şunu biliyorlar, Türkiye en güçlü ülkelerden biri olacak. Terörizme, teröristlere bu kadar güçlü silahları veren mahfiller neresidir? Bu destekleri veren neresidir? İçeriden ve dışarıdan? Bu destekleri verenler, bilesiniz ki, bu ülkenin içinden değil dışından."
"2013’ten beri yaşanan hiçbir hadisenin diğerinden bağımsız olmadığını çok iyi biliyoruz. İçeriden de ne yazık ki medya ve parasal destek veriliyor. Buna rağmen sabrettik, mücadelemizi sürdürdük."
"Terör örgütü ve onunla aynı çiğzgide olmaktan utanmayan güya siyasetçi, güya basın mensubu bir güruh milletimizi birbirine düşürmeye çalışıyor. Sosyal medyada kesintisiz yürütülen manipülasyonun tek hedefi Türkiye'de toplumsal çatışma zemini oluşturmaktır. Türkiye’yi bölmek size ne kazandıracak? Bu bölgede Türkiye aslında barışın teminatıdır. Mağdurların, mazlumların dayandığı en temel kapıdır. Attığınız her adım boş kalacak bilin. Türkiye bu mücadeleden başarıyla çıkacaktır."
"Milletimiz yüreğindeki acıya içindeki öfkeye rağmen oynanan oyuna gelmedi. Huzurlarınızda şükranlarımı sunuyorum. Terör örgütleri mensupları da sivillerin içine karışarak verdikleri görüntü ve yaptıkları eylemlerle devletle vatandaşı karşı karşıya getirerek algı oluşturma peşinde."
"Türkiye otokratik rejimle yönetilen bir ülke değil"
"Terör örgütü üyelerinin bayrağının sarıldığı cenazeleri, bakıyorsunuz, sivil vatandaş gibi gösteriyorlar. Sosyal medyada da ciddi destek görüyor. Batı’da da ciddi destek görüyor bunlar ama onların derdi başka. Ben Batılı dostlarımıza bu konuyu kaynağında incelemeleri gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Türkiye otokratik bir rejimle yönetilen bir ülke değildir. Tam aksine, demokrasiyi sindirmiş, demokrasiyi hazmetmiş bir ülkedir. Ama bu ülkede silahla oy verdiriliyor. AGİT'in de raporlarını buna göre vermeleri lazım. Bunu görmezlikten gelme suretiyle hazırlayacakları raporlar bizim ileri demokrasi hamlemizi engelleyemeyeceklerdir.
"Teröristleri cici çocuk, güvenlik güçlerini saldırgan göstermek için çaba gösteriliyor. Masumları katleden terör örgütü ve yandaşları. Ama suçlanan kim? Güvenlik güçleri ve şahsım. Masum insanların terör örgütü tarafından katledilmesiyle zerre kadar ilgilenmiyorlar. Terör örgütünün öldürdüğü masumların suçunu güvenlik güçlerine atmak için çırpınıyorlar. Terör örgütüyle, siyasetçisiyle, medyasıyla herkes bu ihanet sahnesinde rolünü ezberlemiş, her fırsatta sergiliyor. Şahıslar gelip geçicidir fanidir ama bu vatan bu millet bakidir. Türk milleti bu yolda dimdik yürümeye devam edecektir."
"Bu ülkenin hiçbir vatandaşı, sadece diğerinin kökenine bakarak hiçbir komşsuna hiçbir arkadaşına kötü bakamaz. Bunu yaptığımız gün terör örgütnün tuzağına düştüğümüz gündür. Çatışmaların ölümlerin eylmelerin suçlusu olarak cumhurbaşkanını baibakanı hükümeti gösterenler terörörgütünün destekçisidir. Yarın Erdoğan gidecek, başkası gelecek. Bu hükümet gidecek, başkası gelecek. Ama terör örgütünün bu ülkeye verdiği zarar kalıcı olacaktır. Bu ikisini karıştıranlar tarih önünde hesap vermekten kurtulamayacaktır. Türkiye inşallah bütün hedeflerine ulaşacak, bütün vizyonlarını hayata getirecektir." (Al Jazeera)
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.