25 Kasım 2024
  • İstanbul2°C
  • Diyarbakır6°C
  • Ankara-1°C
  • İzmir5°C
  • Berlin11°C

ERDOĞAN: 'YAVERLERLE İLGİLİ ŞÜPHELERİMİZ VARDI'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gülen cemaati ile ilgili, “Nabi Avcı Bey dönemine kadar biz dershaneler konusunda adım atamadık. Bunlar bizim kayıp yıllarımızdır. En büyük parayı bu dershanelerden kazandılar.” dedi.

Erdoğan: 'Yaverlerle ilgili şüphelerimiz vardı'

05 Ağustos 2016 Cuma 09:25

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT’de katıldığı programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Erdoğan’ın açıklamalarının bir bölümü şöyle:

Gülen cemaati

“Nabi Avcı Bey dönemine kadar biz dershaneler konusunda adım atamadık. Bunlar bizim kayıp yıllarımızdır.

“Tabii şimdi siz de başbakansınız ama bir yere kadar arkadaşlarınıza bir şeyi anlatıyorsunuz. Israr, ısrar, ısrar… Tabii daha fazla ileri gidemiyorsunuz ve en ciddi, en büyük parayı bu adamlar bu dershanelerden kazandı.

“İstihbaratı da aynı çatı altında koordine edebiliriz”

“Bizim tüm istihbarat teşkilatını gerek MİT gerek Emniyet gerekse Jandarma istihbarat… Şimdi jandarmayla malum polisin İçişleri Bakanlığına bağlanması süreci var ya. Dolayısıyla burada istihbaratı da aynı çatı altında koordine edebiliriz. Böyle bir çalışma.

“Buna yönelik bir çalışmayı bugün bana sundular. Bunu aynı zamanda Sayın Başbakan ile de değerlendireceğiz, paylaşacağız. Bundan sonra da ne gibi adımlar atarız bunları konuşacağız.

“15 Temmuz’un bende inandırdığı his, ülkemde doğrusu böyle bir şeyi hissedeceksem, benim ülkemde hiç mi hiç akla hayale gelmez. Ülkedeki birlik beraberlik durumunun iyi gittiği bir zamanda böyle bir havanın estirilmesi düşündürücüydü.

“Dere geçerken at değiştirilmez”

“Ben bir şey söyledim, istihbarat zaafı var dedim. Tamam ama dünyada istihbarat zaafının olmadığı ülke var mıdır? Birçok terör eylemlerinde istihbarat zaafının olduğunu görürsünüz dünyada.

“Yine söylemiştim, dere geçerken at değiştirilmez. Şu süreci başarılı bir şekilde atlamamız lazım.

“İrtibat kuramayışım, kendilerinin bulunduğu şartlar sebebi ile olabilir, kendileri de bu şekilde ifade ediyorlar. Koruma müdürüme ulaştılar. Bazı soruları kendisine, bulunduğumuz yerde herhangi bir sıkıntı var mı diye sordular. Gönlüm arzu ederdi ki keşke o anda istirahatteydim, beni kaldırmamı, benimle böyle bir görüşme yapmamı isteyebilirdi.

Eniştemden haberi aldığımda ‘dalga mı geçiyorsun’ dedim

“Haberi aldığım zaman, eniştemden inanmadım. Olmaz böyle bir şey, dalga mı geçiyorsun filan diye. Teyitler aldık, ne yapacağımızı Berat Bey ile konuşmaya başladık. Hemen atacağımız adımlarla ulaşmak istediğimiz telefonlara ulaşamadık. Daha sonra ulaşma imkanını yakaladık.

“Onlarla yaptığımız açıklamaların duyurulmadığını, o anda devreye girilemediğini, o zaman yapılacak tek şey kaldı. Biz, cep telefonlarıyla bağlanalım ve cep telefonlarıyla dört ayrı kanala bağlandık. Dört ayrı kanalla sesimizi duyurma fırsatını duyduk.

“Almanya’ya iltica haberleri asparagas”

“Şahsımla alakalı Almanya’ya iltica istedi gibi asparagas yanlış haberler yayınladılar. Ne kitabımızda ne inancımızda böyle bir şey söz konusu olamaz. Bir şeye inanarak bunu yaptık, biz dedik ki kula kul olmayacağız. Sadece Allah’a kul olacağız.

“Güvenlik ekibim, kendilerine göre tedbirlerini aldılar. Güvenlik ekibimizden iki şehidimiz var. Rabbim onlarla bizi cennetinde buluştursun. Hemen süratle çok yakın bir noktada olan helikopter pistine hareket ettik. Ailemiz hazırlanmıştı bu arada, hemen oraya geçtik.

“Önemli isimlerden biri de pilotumdur”

“Önemli isimlerden birisi de gerçekten pilotumdur. Helikopter pilotlarımız o noktada gerçekten hem cansiperhane hem de çok şeyi göze alarak adım attılar. ‘Yakıtım bitene kadar bunlar beni yakalayamaz’ dediler. 15 dakikada Dalaman’a ulaştık. Dört ayrı noktada uçaklarımız hazır bekliyordu.

“Biz Dalaman’a inerek oradan uçağımıza bindik, uçağımızla hareket ederken de ilk etapta ‘Sen şöyle bir kalk bakalım, ya Ankara ya İstanbul’ dedik. Belli bir noktaya gelene kadar nereye ineceğimizi bilmiyordu. Biz, tabii artık gecenin kararan saatleri, helikopterle kalkışımız Dalaman’a gelişimiz 1 civarı olan bir noktaydı. Uçağımız hareketi yaptı ve Biga çevrelerindeydik ki pilotumuza ‘Biz İstanbul’a inelim’ dedik, dedi ki ‘Pist karanlık’. ‘Karanlığa inemiyor musun’ dedim, ‘İnerim ama riski var’ dedi. Bizim uçağımızın kısa mesafede durma, kısa mesafede havalanma fonksiyonu olan bir uçak. Dedi ki ‘Endişem tank, kamyon, pistin üzerine koyarlarsa tehlike olur’ dedim o zaman ‘Pistin üzerinde birkaç tur at’. Onu yaptı.

“İstanbul Emniyet Müdürümüzle görüştüm bu sırada. Mustafa kardeşimize teşekkür ediyorum. 15 dakika içerisinde kuleyi temizlediler, pist aydınlatıldı. Pist aydınlatıldıktan sonra piste indik, apron doluydu. Terminal önü on binlerce insan orada bekliyorlardı.

“İki kez, F-16 uçaklarıyla ses hızını biliyorsunuz aşmak suretiyle patlama, demek ki onlar da herhalde buraya bomba atanlar oraya da bomba atarlardı. Bomba yüklü değillerdi büyük ihtimalle.

“Ümit Paşa talimat verdi, Akıncılar’a 12 bomba atıldı”

“Bunu bir kez yaptılar olmadı, bir daha yaptılar. Biz o sırada konukevine girmiş olduk. Valimiz, 1. Ordu Komutanımız ve bakanımız ufak kriz masası oluşturduk. Buradan da Genelkurmay Başkanı’nın rehin alındığını duyduk. Başbakanımızla tekrar bir irtibat kurduk. Genelkurmay Başkanlığı’na vekaleten Ümit paşayı getirmiş oldu.

“Başbakan Eskişehir’le kurduğu diyaloglarla Başbakandan yazılı talimat istediklerini söyledi. Ümit Paşa Eskişehirle görüşmeyi yaptı, talimatı verdi. Talimat verildikten sonra hemen Akıncılar’a bombalama başladı. 3 saat 3,5 saat içerisinde Akıncılar’a 12 bomba atıldı, pist kullanılamaz hale geldi. Akıncılar hareket merkezidir, bombalarla daha bir rahatlama oldu. İş iyice dönüverdi.

“Anlatılacak çok şeyler var, tankların altına yatan, paletlerin arasından yatıp da gazi olarak çıkan Sabri var. Bir kolu şu anda sakat ama kurtulacak. Bir diğer tarafta yine Üzeyir kardeşimiz kolunu neredeyse tamamen kaybetmiş vaziyette ama hala imanın gereğini o şehadete koşmanın inceliğini taşıyor. Onlar hala bize ‘Siz nasılsınız reisimiz’ diye soruyorlar.

Yaverlerinin tutuklanması

“Şimdi bunlarla ilgili şüphelerimiz vardı. Şüphelerimiz nedeniyle bütün eş, dost, ahbap hepsine sorduk, ‘Soruşturun, edin bakalım kimdir ‘ Köyüne, mahallesine varıncaya kadar incelettik. Herkes bize ‘şöyle iyidir, böyle iyidir…’ Hep bunu anlatıyorlar. Bunlar takiyeyi çok çok iyi yapıyorlar. Kendilerini gayet iyi gizliyorlar. İyi de gizledikleri için zaten gelen referanslar olumlu.”

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.