ERDOĞAN VE KILIÇDAROĞLU BUZ KESTİ
TOBB bugün yapılan 66'ıncı Genel Kurulu'nda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu biraraya geldi.
16 Mayıs 2011 Pazartesi 17:07
İki lider ilk karşılaşmada tokalaşırken birbirlerinin yüzlerine bakmadılar. Ancak Erdoğan, konuşmasının ardından ayrılırken CHP lideriyle daha sıcak bir temas gerçekleştirdi. Erdoğan konuşmasında, AKP'ye yönelik saldırla ilgili "Birileri bizi organize bir şekilde sindirmeye çalışıyor. Bunlara boyun eğmeyeceğimizi bunlara açık açık ilan ediyoruz" derken Kılıçdaroğlu, konuşmasında Mart ayında rekor kıran cari açık rakımlarına değindi. CHP lideri "Cari açık rekor kırdı. Türk ekonomisinin ne kadar kırılgan olduğunu gösterdi. Ekonomi yönetimini uyarıyorum. Yeni bir duvara toslama işareti veriyor" dedi.
Salona ilk gelen isim Kılıçdaroğlu oldu. Kılıçdaroğlu, ATO eski Başkanı ve CHP milletvekili adayı Sinan Aygün ile Kurul'da delegelerle tanıştı.
Önce yüzlerine bakmadılar
Başbakan Erdoğan ise Bakan Babacan ile birlikte salona geldi. Biraraya gelen iki liderin tokalaşırken birbirlerinin yüzlerine bakmaması dikkat çekti.
Ancak Erdoğan, konuşmasının ardından TOBB Genel Kurulu'ndan ayrılırken daha sıcak bir temas gerçekleşti. Kılıçdaroğlu'nun elini sıkan Başbakan Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'nun omuzuna hafifçe dokunması da dikkat çekti.
Aralarına önce TOBB Başkanı oturdu
Kılıçdaroğlu ile Başbakan Eroğan yerlerine otururken aralarına evsahibi TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu oturdu. Hisarcıklıoğlu, konuşması için kürsüye geldiğinde ise iki liderin arasına oturan eski bakan Kürşat Tüzmen ile Başbakan Erdoğan arasında uzun bir sohbet başladı.
Tüzmen, Başbakan ile hararetle sohbet ederken Erdoğan'a telefonundan birşeyler göstermesi dikkatlerden kaçmadı.Tüzmen, dün akşam TOBB resepsiyonunda da Zafer Çağlayan'ın yanına gelerek "Sana birşey göstereceğim hayretler içerisinde kalacaksın" diyerek cep telefonundan birşeyler göstermişti. Ancak bu görüntüleri basın mensupları ile paylaşmamıştı. Tüzmen'in Başbakan'a aynı görüntüleri gösterdiği tahmin ediliyor.
Hisarcıklıoğlu'nu tam olarak dinleyemedi
Hisarcıklıoğlu’nun konuşması sırasında yaklaşık 15 dakika eski Bakan Kürşat Tüzmen’le ardından Ali Babacan’la konuşan Başbakan Erdoğan, Hisarcıklıoğlu’nu tam olarak dinleyemedi. Erdoğan zaman zaman da arkasındaki danışmanlarına talimat verdi.
Bir danışmanının yanına gelip kulağına bir şeyler söylemesinin ardından Hisarcıklıoğlu kürsüde konuştuğu halde hızla yerinden kalkan Başbakan Erdoğan misafir salonuna geçti.
Yaklaşık 5 dakika misafir salonunda kalan Erdoğan daha sonra tekrar yerine döndü.
Hisarcıklıoğlu 21 dakika geri gelmedi
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Başbakan Erdoğan'ı uğurlamak için salondan ayrılmasının ardından 21 dakika boyunca geri gelmedi. Hisarcıklıoğlu böylece CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının ilk bölümünü kaçırmış oldu.
Başbakan Erdoğan'ın TOBB'daki konuşmasının satırbaşları
- TOBB kurulduğu günden itibaren Türkiye'nin kurulmasına demokrasinin kurulmasına eşsiz katkılarda bulunmuştur.
- TOBB'un Genel Kurulları Türkiye'nin muhasebesinin yapıldığı, sorunların masa üzerine yatırıldığı çok önemli toplantılardır. Son 6 ay da değişik vesileler ile biraraya geldik. Birçok platformla istişareler yaptık. Geçen yıl ne söz verdiysek yerine getirdik. Tİcaret Kanunu'nu yasalaştırarak 10 yılların beklentisini karşılamış olduk.
- Açık yüreklilik ile yaptık, birlikte başardık. Birbirimize danışarak yürüttük. Türkiye'yi beraber büyüttük.
- Partimizi kurarken amacımız ülkeyi aksak demokrasiden kurtarmaktı. Siyasetle ile yalan birbirinden ayrılmayan iki kavram haline gelmişti. Bu millet siyasette dürüstlüğe doğruluğa, yalan söylemeyen siyasetçilere ihtiyaç duyuyordu.
- Biz milletimize yüreklilikle şunu söyledik. 3 yıl bizden bir şey beklemeyin, "Enkaz kaldıracağız" dedik. 3 Kasım 2002 itibariyla siyaset yapmanın şekli değişti. Sınırsız popülizmden arındı. Bütün hedeflerin peşinden koştuk. Birçoğunu yakaladık ve yakalıyoruz.
- Seçime 27 gün kala bu platformu seçim malzemesi yapmaktan kaçınacağım. Hiçbir polemik yapma arayışında değilim. 2 yıl önce yerel seçimlerde kullanılan afişler önüme getirildi onları inceledim.
- Elektrik, su doğalgaz bedava olacak. Her çocuğa her gün süt dağıtılacak. 5 bin gence, kadına iş verilecek denmiş. Ve bu vaatleri verilen kişi oralara seçilmiş. Bakanlarımı aradım sordum bu vaatler yapılmış diye. Elektrik bedava değil. Çocuklara süt verilmemiş. O kişi şimdi de 'ne yapayım elimde sihirli bir değnek yok' diyor.
- Bu ülke ne çektiyse "Dün dündür bugün bugündür" anlayışından çekmiştir. Sizler sanayınin içindensiniz. Kim ne veriyorsa biz 5 fazla veriyoruz diyenler nedeniyle siyaset çöktü. 2 anahtar veriyorum diyenlerden çekti. O anahtarların acaba kaçı vatandaşıma gitti. Sağlıklı bir yatırım ve istihdam zeminini ortadan kaldıranlar hep bu yaklaşımlar oldu.
- Artık fabrikalarımız çöplük değil. Birinci sınıf bilemediniz ikinci sınıf fabrikalar ülkemize giriyor. Proje siyaseti ile popülizm siyaseti arasında iş dünyasının çok net bir çizgi çizdiğini görüyorum.
- Seçime 27 gün kala ekonomimizde hiç bir aksaklık yok. Bakın bütçemiz Nisan ayında fazla verdi. Piyasanın seçim sonuçlarını şimdiden satın aldığını gösterdi.
- Bu yılın ilk dört ayında satılan otomobil sayısı 177 bin geçen yıl bu rakam 104 bin idi. Kimse gidip yoksulluğun istismarını yapmasın. Onun da 19 milyondan 12 milyona indiğini görelim.Beyaz eşya da buzdolabı ve çamaşır makine si satışları yılın ilk 3 ayında geçen yılın iki katına ulaşmış durumda.
- Bugün siyaset dışındaki unsurların siyasete müdahalesini çok yaşadık. Farklı yöntemlere Türk siyasetinin üzerine çöken amansız çetelerin bu siyaset mühendislerinin üzerine yılmadan gideceğiz.
- Çetelerin yön verdiği milli idare üzerine gölge ettiği bir Türkiye'ye asla dönülmeyecektir. İnanıyorum ki iş dünyası da bu konuya hassasiyet gösterecektir.
- Çeteler ekmeğe, alın terine, fabrikadaki tezgaha musallat oldular. İş dünyası da bu çetelerden tek tek etkilendi. Çetelerin ülkemiz için son derece tehlikeli bir unsur olduğunu biliyorsunuz.
- Son haftalarda partimize yönelik çok ciddi eylemler var. Polise karşı alçakça saldırılar yapıldı, il ve ilçe başkanlıklarımıza saldırılar yapıldı. Birileri bizi organize bir şekilde sindirmeye çalışıyor. Bunlara boyun eğmeyeceğimizi bunlara açık açık ilan ediyoruz.
- İstikrardan rahatsızlık duyanlar 27 Mayıs'ta bir kez daha kaybedecek. Güven ortamı bir kez daha kazanacak. Mill birliktenr rahatsız olanlar kaybedecek ve hukuk kazanacak.
- 12 Haziran seçimlerinin hemen ertesinde sivil ve özgürlükçü anayasa için çalışmaları başlatacağız. Kimin söylecek sözü varsa onu alacağız. Demokrasi ve ekonomi atbaşı olacak. Biz bunları başardık. Bizim 2023 vizyonumuzun iş dünyası tarafından benimsendiğini görmek bizi memnun ediyor.
TOBB Genel Kurulu'nda konuşmasına devam eden Kılıçdaroğlu'nun sözlerinin satırbaşları şöyle:
- Eğer bir ekonomi iyi yönelitirse 9 yılda 4 kez mali af çıkmaz. Kim vergisini ödemek istemez, herkes ödemek ister. Çiftçi kazanmazsa, tüccar kazanmazsa nasıl ödeyecek. Kazanamazsa ödeyemez.
- Bir iktidar Türk lirası yüksek diye övünüyorsa, o iktidar ekonomiden anlamıyordu.
- ABD’de kriz çıktı. 1.1 trilyon, ek olarak 600 milyar dolar para bastılar. Doların değerini düşürüp, mallarını çekici yaptılar. Biz de lira değerli diye seviniyoruz. Bunun derdiğini sanayiciler çekiyor.
- Sıcak paraya teslim olan ekonomi, sağlıklı değildir.
- Ekonomi, para politikası yok bu ülkenin.
- Her şirket bir işçi alırsa, istihdam çözülür dediler. Bunu söyleyenlerin ekonomiden, serbest piyasadan haberi yoktur. Ekonominin kuralı farklıdır. Herkesin kazandığı bir ekonomide herkes işçi alır. Başbakan dedi diye işçi aldınız mı?
- Ekonomide herkes bildiğini okuyor. Biz para politikasıyla ekonomiyi yönetmeye çalışıyoruz. Mali politika yok.
- Size de sitemim olacak. İş dünyası sağlıklı eleştiri getirmekten ürküyor. Neden ürkütüğünüzü biliyorsunuz. Ürküyorsanız o demokraside bir sorun var.
- Bununla bağlantı olarak bir tespitim daha var. Her gittiğim ilde sanayi odalarıyla görüşürüm. Varsa soruları dinlerim. Bir ilde, bana bizim bu toplantıyı medyaya kapalı yapmamız lazım. Hükümeti eleştiremeyiz. Eleştirirsek, ertesi gün maliye memurları kapımıza geliyor.
- Korkutan devlet değil, korkan mükellef değil. Özgür bir devlet oluyoruz.
- Türkiye Cumhuriyeti Avrupa’nın en büyük otobüs üreticidir. Biz gittik o krizlerin yaşandığı dönemde otobüsleri Hollanda’dan Almanya’dan aldık. Siz gidip tanesi 1.2 milyon euro vereceksiniz ve kimse bunun hesabını sormayacak.
- Benim ülkemde de alın teri dökülüyor. 1.2 milyon euro ödüyorsunuz. Otobüs de otobüs olsa. Hollanda kendi şartlarına göre yapmış. Dünyanın en pahalı hurdalığını getirdiniz İstanbul’a, hesabı soruldu mu bunun?
- Afyon’dan Mersin’e mal taşımak, Çin’e taşımaktan daha pahalı. Yazık değil mi onlara? Bütün kamyoncular 10 numaralı benzin yakıyor.
- Cari açık rekor kırdı. Türk ekonomisinin ne kadar kırılgan olduğunu gösterdi. Ekonomi yönetimini uyarıyorum. Bu cari açık bu ülke için çok büyük tehlikedir. Yeni bir duvara toslama işareti veriyor.
-Çiftçinin durumu iyi diyorlar. Ben şaşırdım. Gidip soralım. Bu güzel cennet ülkemizde, cennet ülkemizde, eğer siz ithal kurbanlık getirirseniz, oturup düşünmeniz lazım.
- Türkiye dünyanın 17. büyük ekonomisi. 1987 Türkiye dünyanın 14. büyük ekonomisi. 1987’de 14, 2011’de 17. Neden böyle değerlendirilmiyor. Neden kimse bunu hatırlamıyor.
- Bu politikalarla biz 10 büyük ekonomi içine giremeyiz. Yüzde 4 büyümeyle hiç giremeyiz.
- Ekonomisi 3’e katlanan bir ülkede bu kadar büyük bir yoksulluk olur mu. Yoksulluk varken barış olur mu? İktidar politikaları yoksulluğu bitirmelidir.
- Kaynaklara gelince. Bu ülkenin kaynakları var. CHP merkezi bir laboratuar gibi çalıştı. O da yetmedi, dışarıda yer kiraladık. Her soruna baktık, her sorun için proje hazırladık. Uzmanları çağırdık. Uzmanların desteğiyle ayağı yere basan projeler geliştirdik.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.