22 Kasım 2024
  • İstanbul18°C
  • Diyarbakır14°C
  • Ankara17°C
  • İzmir21°C
  • Berlin3°C

ERDOĞAN: TÜRKİYE’DEKİ BASIN KADAR ÖZGÜR BİR MEDYA YOKTUR!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda, Büyükelçiler Konferansı dolayısıyla düzenlenen öğle yemeğinde konuştu.

Erdoğan: Türkiye’deki basın kadar özgür bir medya yoktur!

06 Ocak 2015 Salı 14:57

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Güvenlik Kurulu’nda tasfiye kararı alınan “paralel yapı”nın 2015’te ‘kırmızı kitap’ olarak bilinen Milli Siyaset Belgesi’ne de gireceğini söyledi. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda, Büyükelçiler Konferansı dolayısıyla düzenlenen öğle yemeğinde konuştu.

Erdoğa’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

‘Umutsuz bir süreçtir’

“17-25 Aralık darbesinde başarısız olanlar ümitsizlik içinde yeni bir takım operasyonları devreye almak için uğraştılar ve uğraşıyorlar. Dört eski bakan üzerinden kurgulanmak istenen süreç, açık söylüyorum; 17-25 Aralık darbe girişimini yaşatmaya yönelik tamamen umutsuz bir süreçtir.

“En mütevazi hesaplamayla 17 ve 25 Aralık darbe girişiminin Türkiye’ye maliyeti 120 milyar dolar oldu. Eğer başarılı olsaydılar, eğer azmettikleri gibi başbakanı, ‘dönemin başbakanı’ yapabilselerdi, inanın bu maliyet kat kat fazla olacaktı.

‘En adil şekilde verecektir’

“Parlamento, Soruşturma Komisyonunun almış olduğu, üzerinde çalışılmış bu karar neticesinde nihai kararını en ideal, en adil şekilde verecektir. Türkiye bu tür oyalama süreçleri içerisinde, üzerinde spekülasyonların yapılacağı bir ülke olmayacaktır, olmadığını da bu Parlamento gösterecektir.

“Milli Güvenlik Kurulu, bununla ilgili (paralel yapı) tavsiye kararını almıştır. Hükümetimiz, Bakanlar Kurulundan bunu geçirmiştir ve şimdi 2015 milli siyaset belgesi içinde de yerini alacaktır. Bu artık böyle bir örgüttür.

“Dürüst değiller. Samimi değiller. Geliyorlar, bizimle oturuyorlar, konuşuyorlar, kendilerine gerekli cevapları veriyoruz, belgeleri gösteriyoruz, bütün bunlara rağmen yine bildiklerini okuyorlar. Niye  Bunlar samimiyetsiz, bunlar dürüst değil.

‘Bunların karşısında dik durun’

“Onun için ben büyükelçilerimizden özellikle şunu istiyorum: Bunların karşısında dik durun. Bunların karşısında, onlara, yaptıkları ahlaki olmayan bütün bu asparagas haberleri, bu yalan haberleri, bunların yüzüne yüzüne çalmanız lazım. Siz, 77 milyon Türk milletinin birer temsilcisi, misyon şefisiniz. Buradan asla taviz vermemeniz gerekiyor. Çünkü bu bizim için çok çok önemli.

“Özellikle Avrupa Birliği, Türkiye politikasını artık gözden geçirmek durumundadır. Yeterince oyaladılar, yeterince vakit kaybettirdiler. Şu anda AB’nin çok ciddi tehlikelerle tehditlerle karşı karşıyayken bunları görmek, bunları bir defa bir an önce değerlendirmek, bunlara çare üretmek yerine Türkiye’ye ders vermeye kalkışması inanın acınacak bir durumdur.

“Bakın ırkçı, ayrımcı, özellikle de Müslümanları hedef alan faaliyetler Avrupa’da artık gizlenemez bir noktaya geldi.

‘Basın özgür değilmiş’

“Basın özgürlüğü üzerinden teröre karşı alınan tedbirler üzerinden, terör örgütleri üzerinden Türkiye kötülenmek isteniyor. Bakıyorsunuz bir tahşiye olayı çıkıyor bu olaydan dolayı bir operasyon. Hemen olay basın özgürlüğü, basın özgür değilmiş.

“İddia ile konuşuyorum. Ne Avrupa’sında ne diğer ülkelerinde, Türkiye’deki basın kadar özgür bir medya yoktur. Bunların hepsini gördük. Sıkıysa siz oralarda kalkın, cumhurbaşkanına başbakana saldırın, saldıramazsınız. Amerika’da almanya’da Rusya’da yapamazsınız. Bunların yüzüne yüzüne, onların görsel medyada çıkan şeylerini önlerine koymanız lazım.

‘Türkiye itham edeceği bir ülke değildir’

“Bir kez daha ifade ediyorum. Türkiye hiçbir kimsenin parmak sallayarak büyük bir kibir içinde itham edeceği bir ülke değildir. Eski alışkanlıklarıyla Türkiye’ye parmak sallamaya azarlamaya kalkışanlar karşılarında artık yeni bir Türkiye’nin olduğunu görsünler. Özellikle AB Türkiye politikasını artık gözden geçirmek durumundadır. Yeterince oyaladılar, vakit kaybettirdiler.

‘Destek vermezsek Kobani düşer’

“Yanılmıyorsam dün Rasmussen bir konuşma yapıyor. Konuşmasında sadece hava harekâtıyla bu iş çözülmez diyor, kara harekatı da olması gerekiyor diyor. E biz bu işi ta başından söyledik. Sadece dostlar alışverişte görsün başka bir şey olmaz. Ve Ayn el-Arap’ta (Kobani) bizim bir görüşmemiz oldu. Sayın başkan ile yaptığımız görüşmede dedik ki niye Kobani Ayn el-Arap? Sizin stratejik önemi mi var? ne dedi biliyor musunuz?

“Biz buraya mühimmat desteğini vermezsek iki gün içerisinde Kobani düşer. İki ay geçti, düştü mü? Gönderdikleri mühimmatın da bir kısmı DEAŞ’a (IŞİD) gitti, bir kısmı da oradaki savaşçılara. Ne oldu? Hala süreç devam ediyor. Kendilerine biz Fransa ziyaretinde Holland’a onu söyledim. Stratejik olan yer burası değil, Halep’tir dedik, çalışmanız var mı dedik. Gerçekçi olmaya mecburuz.”

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.