'ERDOĞAN, KÜRTLERİ KARŞI KARŞIYA GETİRMEK İÇİN PEŞMERGENİN GEÇİŞİNE İZİN VERDİ'
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, peşmergenin Kobanê'ye geçişini yazdı.
31 Ekim 2014 Cuma 11:08
Özgür Gündem gazetesinde “Hüseyin Ali” mahlasıyla yazan, KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, Türkiye’nin peşmergelerin Kuzey Irak’tan Kobanê’ye geçmesine izin vermesi için, “Erdoğan, ‘peşmergenin Kobanê’ye gidişini ilk önce ben Obama’ya önerdim’ diyor. Erdoğan bu konuda doğru söylüyor olabilir. Bilinir, bozuk saat de günde iki defa doğru gösterirmiş. Erdoğan önermiş, ama neden önermiş onu söylemiyor. PYD ve PKK bu işten yararlanmasın, hatta önceleri birlikte Rojava düşmanlığı yaptığı KDP peşmergelerinin geçişini kabul ederek KDP ile PKK’yi karşı karşıya gelsin düşüncesiyle peşmergenin Kobanê’ye gidişini kabul etmiştir. Yani bunda da Rojava Devrimi, Kobanê Direnişi ve Kürtler için hayırlı bir şey düşünmemiştir” dedi.
Özgür Gündem gazetesinde Hüseyin Ali imzasıyla yayımlanan “Peşmergenin Kobanê’ye gidişini sağlayan etkenler” başlıklı (31 Ekim 2014) yazı şöyle:
Peşmergenin Kobanê’ye gidişini sağlayan etkenler
En sonunda peşmerge Kobanê’ye gitti. On beş günden fazladır gündemde olan bu konunun bugünlere sarkması, Türk devletinin politikası sonucudur. İlk gündeme sokan da oyalama ile geciktiren de Türk devletidir. Erkenden açıklayarak kamuoyu baskısını üzerinden atmış, ama geciktirerek de Kobanê’nin düşmesini beklemiştir.
Peşmerge’nin Kobanê’ye gitmesini sağlayan bir süreç vardır. Kobanê’ye saldırı başladıktan sonra KDP’ye bağlı televizyonların nasıl bir yayın yaptığı biliniyor. Peşmergelerin Şengal’den kaçışını meşrulaştırmak için gerilla komutanları ve gerilla Kobanê’den kaçtı, kaçıyor propagandasını yapmıştır. Savaşta yaralanan bir komutanı bile kaçmış gibi göstermiştir. Kobanê’nin düşmesi beklenmiştir. Türkiye ise baştan beri IŞİD’le derin ilişki içindedir, Kobanê saldırısını IŞİD’le birlikte planlamışlardır. Türkiye, dünya neden bu kadar Kobanê’yle ilgileniyor; koridor olmaz diyerek tutumunu ortaya koymuştur. Kendisi bir tampon bölge kurmak istemiştir. Ancak Kürt halkı direnişiyle zorlayınca Türkiye ve dünya kamuoyunda AKP hükümetinin tutumuna karşı tepki artınca, Türkiye “peşmerge gelebilir” demiştir.
Türkiye, peşmergenin gidişini de mecburen kabul etmiştir. Koridor açması yönünde baskı o kadar artmıştır ki, Türk devleti bu baskı karşısında dayanamaz duruma gelmiştir. Kobanê Direnişi’ne destek eylemleri, AKP’yi iktidardan düşürecek düzeyde sarsıcı olmuştur. Kürt toplumunun tepkisi patlamaya dönüşmüştür. Koridoru reddetse daha da teşhir ve tecrit olacaktır. Bu durum, dünyanın gözünde Türkiye’yi tam IŞİD ortağı yapacaktır. Türkiye bu durumun yaratacağı siyasi sonuçlarından ürkünce, peşmergenin Kobanê’ye geçmesi formülünü bulmuştur. Asıl talep olan Cezîrê Kantonu’ndan Kobanê’ye koridor açılması talebini kabul etmemiştir. Zaten Kuzey Kuzey Kürdistan’da gerillanın ve halkın yardımını reddetmektedir. Bir koridor olacaksa, askeri ve diğer yardımlar gidecekse, bu Cezîrê Kantonu üzerinden olmamalı, Kuzey’den olmamalı demiş ve siyasi olarak ortağı ve ilişkisi KDP üzerinden koridor baskısını üstünden kaldırmak istemiştir. Kürt halkının Kobanê’ye destek serhildanı hükümeti çok sarsmıştır. Koridor açılmadığından dolayı Kürt halkı çok öfkeliydi; dünya sıkıştırıyordu. Türkiye kamuoyu karşısında da çok kötü durumdaydı. Bu nedenle bu baskıdan kurtulmayı peşmergeyi kabul ederek sağlamak istemiştir.
AKP’li yazarların yaptığı gibi biz de aldığımız bir bilgiyi ya da duyumu aktarmak istiyoruz. Türk devleti bir HDP’li milletvekili üzerinden Kandil’de Kürt Özgürlük Hareketi’ne ulaşarak peşmergenin Kobanê’ye geçişini kabul edebilir misiniz diye sormuştur. Kürt Özgürlük Hareketi de “KDP’den ya da Güney Kürdistan yönetiminden böyle bir talep gelmedi, gelirse üzerinde dururuz” cevabını vermiştir. Bundan bir süre sonra KDP PYD’ye başvurmuştur. PYD de olabilir demiştir. KDP, yüz elli civarında peşmergeyi göndermeyi düşündüklerini iletmiş, PYD ve YPG de kabul etmiştir. Erdoğan, “peşmergenin Kobanê’ye gidişini ilk önce ben Obama’ya önerdim” diyor. Erdoğan bu konuda doğru söylüyor olabilir. Bilinir, bozuk saat de günde iki defa doğru gösterirmiş. Erdoğan önermiş, ama neden önermiş onu söylemiyor. PYD ve PKK bu işten yararlanmasın, hatta önceleri birlikte Rojava düşmanlığı yaptığı KDP peşmergelerinin geçişini kabul ederek KDP ile PKK’yi karşı karşıya gelsin düşüncesiyle peşmergenin Kobanê’ye gidişini kabul etmiştir. Yani bunda da Rojava Devrimi, Kobanê Direnişi ve Kürtler için hayırlı bir şey düşünmemiştir.
Ancak AKP ne düşünürse düşünsün, gelişmeler kendi düşündükleri gibi olmuyor, olmayacak. AKP tüm politikalarını Kürt düşmanlığı üzerine kurduğu müddetçe bölge politikasında da dış politikada da çıkmazdan çıkmaza girecektir. Eğer Rojava Devrimi düşmanlığı yapmasaydı şu anda Türkiye bölgede etkili bir politik güç olurdu. Ama Kürt düşmanı olunca uluslararası güçlerle karşı karşıya gelecek ilişkiler içine girdi.
Kobanê’de de özgür Kürt’e düşman olunca çıkmaza girmiş; şimdi bu durumda da KDP’ye sarılarak yaşadığı çıkmazdan kurtulmak istiyor. Ama nafile! Artık ne KDP’yi ne de başka bir Kürt’ü eskisi gibi Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı kullanabilir. Kobanê Direnişi’nin Kürdistan’ın dört parçasında yarattığı etki ve ortak ruh AKP hükümetinin bildiğinden fazladır. Peşmerge AKP’nin düşündüğü gibi Kobanê’de olumsuz rol oynamayacaktır. YPG ile omuz omuza olacaktır. Belki IŞİD’e karşı ön cephede savaşmayacaktır; ancak en ön cephede savaşan YPG ve YPJ güçlerine destek olacaktır.
Kobanê Direnişi Türkiye gerçeğini tüm çıplaklığıyla açığa çıkardığı gibi, bölge dengelerini ve ilişkilerini de değiştirip netleştirmiş, Kürtler arası ilişkileri de yeni bir boyuta taşımıştır. Bu da bir ulusal kongre ile sonuçlanabilecek olumlu boyuttur. Herhalde gelişmeler KDP ile Kürt Özgürlük Hareketi ilişkilerini birbirine saygı temelinde demokratik bir ilişki içine sokacaktır. Artık KDP ‘ben dış güçleri arkama alarak Kürdistan’ın tüm parçalarında hakim olurum anlayışını bırakacaktır.’ Demokratik bir ilişki içinde herhangi bir siyasi güç olmayı kabul edecektir. Zaten hegemonik bir yaklaşım artık Kürdistan’da kabul edilmez.
Duhok toplantısı da KDP’nin ve bağlı siyasi grupların dış desteği alırım; Kürt Özgürlük Hareketi’ni ve Rojava’yı sınırlandırırım politikaları sonuçsuz kaldığı için gerçekleşmiştir. Artık ne Rojava Devrimi ne PYD tecrit edilebilir. Hatta PYD ve YPG dünyada onurlu bir yer kazanmıştır. Duhok toplantısı ile KDP ve bağlı siyasi gruplar bu onur ve etkiyi paylaşmak istemişlerdir.
Peşmergenin Kobanê’ye gidişinin Duhok toplantısıyla alakası yoktur. Ancak hem Duhok toplantısı, hem peşmergenin Kobanê’ye gidişi eğer iyi değerlendirilirse Ulusal Kongre ve ulusal birlik açısından çok iyi bir zemin olur. Bölgedeki siyasi durum ve Kürtlerin isteği bu doğrultudadır. Herhalde Kürt siyasi güçleri bu defa politik durumun dayatmasını ve halkların beklentilerine sırt çevirmez, Ulusal Kongre’yi bir an önce gerçekleştirirler. (T24)
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.