ERDOĞAN: 'BUNLARIN BARIŞ DERDİ YOK'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkmenistan ziyareti öncesi gündemdeki konuları değerlendirdi.
07 Kasım 2014 Cuma 10:05
Erdoğan Türkmenistan'a hareketinden önce havaalanında açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'a HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "Çözüm süreci İmralı'da başladı İmralı'da biter" ve "Süreç dondu" ifadeleri soruldu. Erdoğan HDP'yi barış istememekle suçladı;
"Bir defa bunlar çözüm sürecinin yanında veya içinde olmadılar. Siz etnik bir yaklaşımla sokağa davet eder ve 40 kişinin ölümüne neden olursanız burada zaten çözüm diye derdin olmaz. Sonra "ben onu demek istememiştim" diye basın toplantısı yaparsanız siz barış istemiyorsunuz demektir. Gerçekten barış isteyen barışın çağrısını yapar, böyle bir derdi olan molotofkoktleyi vermek suretiyle evleri işaretlemek suretiyle evleri yakıp yıkanların barıştan özgürlükten bahsetme hakkı yok. Özgürlükten yanaysanız, 11 yıllık başbakanlığım döneminde neyiniz eksikti? Özgürlük barış uğruna her şey yapıldı."
'Mescid-i Aksa iki kıbleden biri'
Erdoğan İsrail'in Mescid-i Aksa ve Filistinliler yönelik saldırılarını da kınadı. Uluslarası alanda İsrail'e karşı her türlü girişimi yapacaklarını söyledi;
"Bugün bu konuyla ilgili olarak dışişleri müsteşarı ile de konuştuk Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeleriyle temasları geliştireceğiz. Halit Meşal ve Mahmut Abbas ile görüşmelerim oldu. 1967'den bu yana Mescid-i Aksa'da böyle bir olay olmamıştı. Bu tamamen tahrike dayalı bir olay. Mescid-i Aksa bizim için iki kıbleden biridir. Bu sadece Arapları, Filistinlileri ilgilendiren bir durum değil. Dünya Müslümanlarını ilgilendiren bir olay olması sebiyle İsrail'in yaptığı barbarca, alçakça girişim affedilir olamaz. Bizim sessiz kalmamız da mümkün değil. Uluslararası boyutta gerekli adımlar neyse atmak durumundayız. Aksi taktirde bu tür olaylar o bölgede kalmaz. Dünyanın farklı yerlerinde de sıkıntılar yaşayabiliriz. Filistin veya Kudüs'te kalmaz. Yeniden intifada hareketleri başlayabileceği gibi farklı sıkıntılar yaşanabilir dünyanın başka yerlerinde. Temenni ediyorum ki İsrail yönetimi aklı selimle bu işe el koyar. Müslümanlara Mescid-i Aksa'nın kapıları açılır. Bu yaşananlar tüm müslümanları da buraya yönelik adımlar konusunda çalışmaya sevk edecektir."
'Halep'teki hassasiyetimiz Kobani'den fazla'
Cumhurbaşkanı, Suriye'de Esed güçlerinin Halep şehrinde muhalifleri kuşatmaya çalışması hakkında da şunları söyledi;
"Şu an 36. paralel üstünde belli hazırlıkları sürdürüyoruz. Niçin Kobani diyorduk. Şimdi niçin Halep, diğer taraftan niçin Irak. Dikkatler tam bir tarafa yöneliyor bu sırada Mescid-i Aksa patlak veriyor. Burada bir planlama var. Halep ile ilgili hassasiyetimiz Kobani ile ilgili hassasiyetimizden fazladır bunu söyleyeyim. Halep gibi önemli bir merkezin bombardımanla yıkılmasının ardından şimdi nüfus yoğun bölgeye girişim var. Şu an bölgeyle ilgili hassasiyeti, olan ülkelerle görüşmeleri sürdürüyoruz. Bütün Kuzey Suriye hattında hassasiyetimiz devam ediyor. Aynı şekilde Irak ile ilgili hassasiyetimiz devam ediyor."
'Çankaya'yı Başbakanlık kullanacak'
Erdoğan, Maliye Bakanlığı tarafından öngörülen bütçesi 1 milyar 370 milyon Türk Lirası olarak duyurulan yeni cumhurbaşkanlığı sarayı ve yeni alınan cumhurbaşkanlığı uçağı hakkında ise şunları söyledi;
"Bakın bu ülkede taş üstüne taş koyanlar var bu ülkede taş üstüne taş koymayı hayal edemeyenler var. Bunlar artık eski Türkiye'de kaldı. Modern dünyada eğer büyüyeceksiniz, rekabetiniz olacaksa bir şeyler yapmanız lazım. Biz şu anda cumhurbaşkanlığı makamı için böyle bir yer yaptık. İlk başbakanlık olarak adım attık. Başbakanlığın önü kendisine ait değil o caddede biz tören yapardık. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ne caddeyi kapa sokağa kapa orada tören yap yakışır mı? Buralar bir ülkenin itibar makamlarıdır. Herkes buraya bakarak kararını verir. Çankaya’yı da başbakanlık makamı yapalım dedik. Tüm merasimler konseptin içinde gerçekleşmiş olacak. Tüm gelenlerin Türkiye gibi sıçramasını yapan ülkenin nasıl yönetildiğini görmesi önemli. Farklı farklı rakamlar açıklanıyorlar. Bunlar duymaz uydurur. Daha orada yapılacak işler var. Bir tarafta camisi olacak halka açık. 2000 kişilik konferans salonu olacak. Ve oraya bu noktada farklı bakan bir yeni bir Türkiye var. Kaldı ki bu, şunun bunun değil, sonunda Türkiye Cumhuriyeti'nin demirbaş kaydına giriyor, başka bir yere girmiyor. Bu konuyla ilgili kontrol mekanizmaları bellidir. Kontrol mekanizmaları, bu konuda eğer bir yanlış varsa, bir suistimal varsa bunu zaten yakalar ve gereğini de yapar. Uçak meselesi tamamiyle ayıplanacak bir konudur. Artık Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve Bakanı uluslarası toplantılarına gittiğinde vakit nakittir hesabı yapıyor. Tarifeli uçakla olacak iş değil. İki yerde , üç yerde durduğumuz zamanlar oldu bir yere giderken. Artık non-stop gidebileceğimiz yerler olacak. İş adamlarımızı da alacağız. Zamandan ciddi tasarrıufu olacak. Bir de Türkiye’nin gittiği yelerde duruşu görülecek" (Al Jazeera)
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.