03 Mayıs 2024
  • İstanbul20°C
  • Diyarbakır21°C
  • Ankara14°C
  • İzmir24°C
  • Berlin22°C

EK PERTİ, ERDOĞEN VE DİYERBEKİR

Radikal yazarı Koray Çalışkan'ın bugün yayınlanan 'Ek Perti, Erdoğen ve Diyerbekir' başlıklı yazısı...

Ek Perti, Erdoğen ve Diyerbekir

16 Temmuz 2012 Pazartesi 13:20

Yeter artık. Anlamak için ne kadar kan dökülecek? 

Ne demeli, ne söylemeli? Çifte standardın Türk siyasi standardına dönüştüğü bu günlerde hangi din, felsefe, bilimsel perspektif Diyarbakır’daki rezaleti açıklayabilir?

Yine de deneyelim. BDP doğunun AK Partisi. Girdiği her seçimde oyunu arttırdı. Bölgeyi temsil eden tek siyasi aktör. Arkadan AK Parti geliyor. Ama onun tabanla ilişkisi dolaylı. Bir taraftan Hizbullah’ın diğer taraftan birçok aşiret ve dini cemaatin AK Parti için çalıştığı biliniyor. Hizbullah salıvermeleri, gövde gösterileri hep bu bağlantılarla ilgili. Gerçi yakın bir zamanda Hizbullah’ın BDP stratejisini izleyip bağımsız vekiller marifetiyle bu desteği çekeceğine dair çok alametler belirdi.

İlk kez mayısta görücüye çıktılar. Devletin tüm imkânları seferber edildi, AK Parti destekledi. 27 Mayıs Hizbullah Diyarbakır mitingi çevre illerden, ilçelerden bindirilmiş kıtalarla, trenle, otobüsle 500.000’e dayandı. Eskiden terörle doğrudan bağlantılı olmuş bir hareketin mitingine dair valilik elbette bir yasaklama getirmedi. Bir tehdit peydahlamadı. Mitinglerini yaptılar, dolmuşlara atlayıp memleketlerine döndüler. Kürt sorununun en üst düzeyde konuşulduğu bu günlerde BDP’nin Diyarbakır’da miting yapacağı kesindi. Nevruz gibi daha çok kültürel kutlamalar dışında seçim sonrası ilk miting olacaktı. Binlerce siyasetçileri içeri alınmıştı. Uludere’de Kürtlere uçaklarla saldırılmış, bir özür dilenmemişti.

BDP mitingine ne oldu? Yok PKK saldıracakmış, yok halkı korumak mümkün olmazmış gibi çocukların dahi inanmayacağı sudan bahanelerle miting yasaklandı. Her yerde benim valime talimatı verdim, emniyet müdürüme söyledim diyenlerin talimatıyla gelen bu yasağın siyasi hesaplarla yapıldığı açık değil mı? Halkı nasıl koruruz dediler, sonra copla, gazla, ilaçlı suyla, silahla halka saldırdılar. Osman Baydemir’in göğsüne inen coplar, kalbinden rahatsız büyükşehir belediye başkanını hastanelik etti. Dört milletvekili yaralandı. Dün itibariyle hastaneler yaralı kaynıyor. 70 yaşında insanlar 40 derecede gazlanıyor. Ne için? Miting ortamı arbede ve karışıklık yaratırmış. Halkın üstüne silahla saldırılacakmış. Devletin yarattığı bu ortam daha fazla arbede ve karışıklık yaratmıyor mu? Bir provokasyon yapmak isteyen esas bu ortamda daha rahat hareket etmez mı? Durum açık. Devlet Kürt siyasetinin önünde durmak için mitingi yasakladı. Siyaseti kriminalize ediyor. Terörize ediyor. Boğuyor.

Bunları Ortadoğu’da kimler yapıyor? Baasçılar yapıyor. Mitinglere izin vermiyor. Ayaklanan halkın üstüne polisi, askeri sürüyor. Direnene “onlar terörist” diyor.

Baas diktatörlüğüne ağır abilik yaparken, Gaffar Okkan’ın kemiklerini sızlatırken, yandaş Kürtlere ser çavan, muhalif ve ezici çoğunluğa sahip Kürtlere hadi lan derken, Arap sokağını bırakın Kürt sokağında sevilmezken, ileri demokrasiyi sokak dayağına çevirirken, demokrasiden bu kadar uzaklaşan AK Parti’yi kaç numan kurtarabilir bilmiyorum.

Edi Bese. Yetti artık. Anlamak için daha ne kadar kan dökülecek? Kürtler pes etmedi, etmeyecek. Silahla, yasakla olmuyor. Ya çözün ya çözüleceğiz... Zana’ya verilen yanıt bu olmamalıydı.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.