ECE'NİN TARAF'A RİCASI!

Milliyet yazarı Ece Temelkuran, adı geçen haberle ilgili Taraf'a bir uyarı ve 'rica'da buludu.

Taraf gazetesinin yayımladığı bir anket haberinde adı geçen Milliyet yazarı Ece Temelkuran, bugünkü yazısında Taraf'a bir uyarı ve 'rica'da bulunuyor.

Darbecilere mektup

Muhterem darbeciler, Vallahi çok kırıldım. Taraf gazetesinin dün ‘meçhul asker mektubu’ üzerine yaptığı haberi okudum, fevkalade müteessir oldum. Yani madem kalbinizden beni ‘anket danışmanı’ olarak geçirdiniz, niye bunca yıldır bana acı çektiriyorsunuz? Sorarım size, niçin bunca cefa çektirildi bana? Ne yalan söyleyeyim, kırgınım. Bu bahsi ayrıca yeniden açacağım. Ama öncelikle birkaç maruzatım olacak.

Bakınız, ne anketten anlarım, ne de herkese her şeyin danışıldığı bu ülkede bana bir kez bir şey danışılmıştır. Ama değil mi ki tarafınızdan bu iltifata mazhar olduk, çalışıp çabalayacağız, bakacağız bir hal çaresine.

Muhtemel sorunlar

Diyelim bu meseleyi hallettik. Bir de şu ‘çalışma kümesi’ konusuna değinelim. Ülkücü sosyolog Orhan Türkdoğan’la beni aynı ‘kümeye’ koymuşsunuz. Problem çıkabilir, buna dikkat edelim derim. Bunca yıldır Alevilerle, Kürtlerle, ölüm oruçlarıyla, cezaevi direnişleriyle ilgili yazdım. Memleket beni az çok bunlarla tanır. Endişem, oluşturduğunuz ‘çalışma kümesi’nde sorun çıkması. Bir de ‘İlber Ortaylı, Orhan Türkdoğan, Emre Kongar, Ece Temelkuran, Bekir Coşkun GİBİ KİŞİLER’ denmiş. ‘Gibi kişiler’ konusuna açıklık getirmekte büyük fayda var. Amiyane tabirimi hoş görünüz, ama ‘beş benzemez’ bir küme yapmışsınız, o ‘gibi isimler’ bahsi muallakta kalıyor. Bunu yüksek dikkatinize arz ederim.

İlişkimizdeki sorunlar
Şimdi gelelim bunca yıldır ilişkimizde yaşadığımız irili ufaklı sorunlara.

Muhterem darbeciler,

Madem hakikaten bana karşı böyle bir muhabbet besliyorsunuz, niye beni yirmili yaşlarımın başından beri mahkemelerde süründürüyorsunuz? ‘Emniyet güçlerini tahkir ve tezyif’ lafını bu ülkede benden daha genç yaşta öğrenmiş, mahkemelerde ifade vermiş kaç kişi var bilmiyorum. Hadi diyelim ilişkimizdeki bu pürüzü tarihe gömmek niyetindesiniz. Ama sormak ihtiyacı içindeyim, daha iki yıl olmadı başımı belaya soktunuz. Liseli gençler kanlarından bayrak yapıp Genelkurmay Başkanı’na hediye ettiklerinde “Bu bayrak yeterince kanlı” diye yazı yazmıştım. Yazı işleri müdürü Ergenekon sürecinde tutuklanan Tercüman gazetesi de sağ olsun, neredeyse posterimi verip “Çirkin kadına haddini bildirin” diye hassasiyetli halkımıza çağrıda bulunmuştu. O zaman da elimden tutmadınız, çok üzüldüm, içlendim.

Endişeliyim!

Bir de tabii Kuzey Irak operasyonlarıyla ilgili olacakmış anket, ben de operasyonu destekleyecekmişim. Şöyle bir pürüz daha var, bu meselenin aleyhine hiç yazmadıysam onlarca yazı yazmışımdır. Sizce bu bir problem oluşturur mu? Oluşturursa çok üzülürüm hakikaten.

Son olarak, ‘TMK mağduru’ çocuklar var. ‘Taş atan çocuklar’ diye yazıp duruyorlar. Doğu illerinde cezaevlerine tıkılan çocuklarla ilgili yazılar yazmıştım, hatta duruşmalarına girmiştim avukat olarak. Bunları kamuoyuna unutturma işini de siz yüklenirsiniz diye tahmin ediyorum. Ceylan Önkol için yazdığım, zatı âlinizin sorumluluğuna işaret eden yazılar da bir şekilde unutturulabilir mi acaba?

İşte bu konuların halli mümkün müdür diye kaygılıyım. Bir de acaba bana böyle bir teklifi getirecek ‘cesur yürek’ kimdi, onu merak ediyorum. Arz ederim.

Taraf’a küçük not: Arkadaşlar, belli ki kafası bir milyon olmuş birilerinin aklına böyle bir fantastik darbeci plan gelmiş, adlarımızı yazmışlar alt alta. Eminim siz de dahil birçok insan ismimim bu listede geçmesine gülüyor. Ama ne oluyor? Ertesi gün Yeni Şafak, bu anketi yapılmış gibi yazıveriyor. Bu durumda, zahmet olmazsa Yeni Şafak’ı tekzip etme işini sizlere bırakıyorum! Şimdiden teşekkür ederim.