22 Kasım 2024
  • İstanbul16°C
  • Diyarbakır15°C
  • Ankara16°C
  • İzmir20°C
  • Berlin3°C

DEMİRTAŞ: 'RESMİ OLARAK SURİYE, FİİLİ OLARAK KÜRDİSTAN...'

BDP Eşbaşkanları, dün İstanbul'da yabancı basın mensuplarına yönelik bir toplantı yaptı.

Demirtaş: 'Resmi olarak Suriye, fiili olarak Kürdistan...'

26 Ekim 2013 Cumartesi 09:15

BDP Eşbaşkanları, dün İstanbul'da yabancı basın mensuplarına yönelik bir toplantı yaptı. Eşbaşkanlar, Türk devletinin Rojava'da El Kaide'ye bağlı güçlere desteğini, çözüm sürecindeki tıkanmayı anlattı. 

BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Abdullah Öcalan'ın devlete yazdığı mektupta müzakere için koşulların sağlanmasını istediğini belirterek, "Birincisi sağlıklı müzakerenin başlanması için koşullar oluşturulmalı. İkincisi dış dünyaya ile temasının kurulmasını ve üçüncü bir gözlemci güç istiyor. Bu üçüncü gözlemci Türkiye içinde sivil bir inisiyatif olabilir." dedi.

BDP Eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak, Türkiye'nin iç ve dış siyaseti ile ilgili gelişmeleri değerlendirmek için Taksim Hill Otel'de yabancı basın mensuplarıyla biraraya geldi. Basın toplantısında, Bloomberg, NPR, Rusya'nın Sesi, Amerika'nın Sesi, Reuters, BBC World ve DW TV'nin de aralarında bulunduğu çok sayıda yabancı basın kuruluşunun temsilcileri yer aldı.

Demirtaş, Türkiye'nin coğrafi konumu, nüfus, kimlik ve inanç yapısı olarak Ortadoğu'da çok önemli bir yerde olduğunu hatırlatarak, "BDP olarak Ortadoğu'nun yakıcı sorunu olan Kürt sorununu politikamızın merkezine aldık. Bu sorun çözülmedikçe, savaş bitmedikçe Türkiye'nin komşusu olan ülkelerde de barış hayata geçmez. Suriye'de, İran'da yaşananlar da Kürt sorunu dışında ele alınamaz. Dolayısıyla yapacağımız değerlendirme, müzakere ve barış sürecine ilişkin olacak" dedi. Arap baharından bu yana hükümetin politikalarına eleştirel baktıklarının altını çizen Demirtaş, "Bu ülkede ve Ortadoğu'da yaşayan kimliklerin farklılığı kabul edilmeli. Bütün bu kimlikleri dikkate almayan, saygı duymayan, düşünmeyen politikalar çatışma üretiyor. Hangi kimliği öne çıkarmaya çalışırsanız çalışın, geri kalan kimlikler ile çatışma doğacak. Bunun tek yolu diğer kimliklere saygı duymak ve kimlikleri kabul etmektir" diye konuştu.

80 yıldır Kemalistler 12 yıldır AKP

AKP iktidarının Suriye ve Türkiye'de Müslüman Sünni eğilimi esas alan bir politikayı hedef aldığını ve yapılabilecek en büyük hatanın da bu olduğunu ifade eden Demirtaş, şöyle devam etti:



"80 yıldır Kemalistler bunu yaptı, 12 yıldır ise bunu AKP yapıyor dış ve iç politikada. BDP olarak hükümete eleştirimiz buydu. Suriye'de baskıcı Esad rejimine karşı Suriye halkının haklı ve özgürlükçü mücadelesi var. Dolayısıyla bu rejimin değişmesine inancımız var. Ama bunu yaparken AKP'nin yaptığı gibi kendine yakın ideolojik örgütleri destekleyip diğerlerini yok saymak tam da Baas rejiminin politikasıydı. Bu da kaostan başka bir şey getirmez. Siyasal İslamcı hareketlerin kendine yeni alanlar açma, yeni mevzi kazanma düşüncesi, AKP'yi de harekete geçirmiştir. Biz bunun tehlikeli olduğunu başta söyledik. Bütün halkları aynı oranda desteklese ve hepsinin siyasi çıkarlarına uygun hareket etse, bugün Suriye'deki kaos bu derece derin olmayacaktı."

Demirtaş, ayrıca Türkiye'nin oradaki Kürtlerin haklarını kazanmasına engel olamaya çalıştığını vurguladı. Demirtaş, "Resmi olarak Suriye diye tanımlanan ama fiili olarak Kürdistan olan ve Türkiye'ye sınır olan bir yerden bahsediyoruz. Türkiye bu tarihi gerçeği görmezden gelerek orada Kürtleri desteklemek yerine El Nursa gibi çeteleri destekleyerek, Kürt kazanımlarını bastırmaya çalışıyor. Davutoğlu, çeteciler ile olan ilişkilerini inkar etti ama biz bu ilişkilerin olduğunu biliyoruz" dedi.

'Türk kimliği dayatılıyor'

Konuşmasının devamında Kürt sorununun çözülmesi için çoğulcu ve çok kültürlülüğü esas alan bir politikanın yürütülmesi gerektiğinin altını çizen Demirtaş, "Sayın Öcalan Newroz bildirgesinin özünde bunu anlatıyordu. İsmi Kürt sorunu olabilir ama biz Ermenilerin, farklı inançların halklarını savunuyoruz. Türk kimliği Türklere de dayatılan bir kimliktir. O yüzden Türkiye'de bütün kimliklerin sorunu vardır. Dolayısıyla çoğulcu bir anayasa kabul edilmeden bu kimlikler sorun yaşamaya devam edecek" diye konuştu.

AKP Hükümeti'nin Türk-Sünni İslam-Erkek kimliği dışında bütün kimlikleri yok sayan politikasının "demokratik çözüm" sürecinin sıkıntıya girmesine neden olduğunu kaydeden Demirtaş, "Türkiye için önerdiğimiz özerklik modeli, bu çok kültürlülük için önemlidir. Çünkü ancak bu şekilde bir kimliğin diğer kimlik üzerinde egemenliğini bitirebilirsininiz. Aksi takdirde nerede olursa olsun hiçbir şey kalıcı barışı yakalayamaz" dedi.

Kışanak: Dünya Rojava'yı görmüyor

Demirtaş'ın konuşmasının ardından geçilen soru cevap bölümünde gazetecilerin Suriye'de yaşanan savaş ve Rojava'daki Kürtlerin durumuyla ilgili sorulara BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak cevap verdi. Rojava'da artık ciddi bir çatışmanın tohumlarının atılmış durumda olduğunu belirten Kışanak, "El-Kaide bağlantılı uluslararası gruplar yerleşmiş durumda. Bu da Türkiye'nin uyguladığı cihadist politikanın sonucudur. Bunlar Türkiye'den destek alarak bu bölgelere geçmişler. Bu tehlikeli bir politikadır. Resmen Rojava'da uzun süreli çatışma zemini oluşturmak istenmiştir. Sayıları artık binler ile ifade edilen çetelerden bahsediliyor ve bunlar Kürtlerin yaşam alanlarına ilişkin bir tehdit oluşturuyor. Türkiye'nin amacı oradaki Kürtlerin haklarını engellemektir" dedi.

Batı'nın da bu çeteleri engelleyecek bir girişimde bulunmadığına dikkat çeken Kışanak, şunları söyledi: "Bunların o sınırlarda geçtiğini defalarca ifade ettik. Ama zamanında başta ABD olmak üzere hiçbir Batı devleti Türkiye'ye yönelik herhangi bir eleştiri yapmadı. Batı'nın El-Kaide ile olan macerası yeni değil, bunları çok iyi biliyor. Bu konuda da gerekli önlemlerin alınmadığını çok iyi biliyoruz. Şuan çeteler bu kadar yaygın olmamışsa bu da Kürtlerin sayesindedir. Kürtler bunlar karşısında mücadele ederek engellemiştir. Batılı ülkelerden ise bırakın çeteleri önlemeyi insanı yardım dahi ulaşmıyor. Dünyanın gözü Rojva'da Kürtlerin yaşadığı drama kapalıdır."

'Süreç sıkıntılara açık'

Gazetecilerin sürece ilişkin sorularına cevap veren Demirtaş, özetle şunları anlattı:

"Süreç ile ilgili büyük bir hayal kırıklığı yaşamıyoruz. Olası sıkıntılar, gerilmeler yaşanabilir hatta kopmalar olabilir. Biz bunları tahmin edebiliyorduk. AKP Hükümeti'nin hızlı adım atmaması süreci sıkıntılara açık hale getiriyor. Müzakere ve barıştan yanayız. Hükümeti gerçek müzakere için masaya oturtmak için çalışamaya devam edeceğiz. Öcalan'ın beklentisi var. Kendisi mektup yazdı bu mektupta üç şey istiyor. Birincisi sağlıklı müzakerenin başlanması gerektiğini istiyor. Bizler geçen bir yılı müzakereye geçiş aşaması olarak tanımladık, şimdi asıl müzakereye geçilmeli. Bunun için koşullar oluşturulmalı. İkincisi, dış dünya ile temasının kurulmasını ve üçüncü bir gözlemci güç istiyor. Bu üçüncü gözlemci Türkiye içinde sivil bir inisiyatif olabilir kendisi ile görüşe bilir. Bu görüşmelere paralel yasal ve anayasal tartışmaları müzakere masasına getirirse müzakereler başlar. Bunlar olmazsa bu diyalog değil, monolog olur."

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.