Partisinin Diyarbakır il kongresinde konuşan Selahattin Demirtaş , dün Diyarbakır’da toplu açılış töreninde kendilerine sert eleştiriler getiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın sözlerine değerlendirdi. Bölgedeki belediyelere yönelik suçlamalara tepki gösteren Demirtaş, “Diyarbakır’da, Cizre’de insanlar aylarca şehirlerin tank ve topla nasıl yıkıldığını gördü” dedi.
Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir yerde silahlı biri varsa, devlet gidip müdahale edebilir, operasyon yapabilir. Ama bir şehri toplu olarak yıkamaz. 500.000 insanı göç ettirdiler. Bosna’da Miloseviç bunlardan dolayı uluslararası mahkemeden ceza aldı. Hem şehirleri yak, yık, sonra geleceğim hesap soracağım de. Haddinizi bilin. Bunu saklamaya çalışıyorlar. Dik duran karşılarında eğilmeyen Kürtleri asla kabul etmiyor. Kendi Kürtleri onların canı ciğeridir. Boyun eğene canı ciğer, dik durana ‘benim değilsin’ diyor.”
“Zerdüştlük kadim inançtır”
Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünkü konuşmasında ‘zerdüşt ’ suçlamasını da eleştiren Demirtaş, “Bizim aramızda Ermeni, Hıristiyan, Alevi, Sünni farklı farklı insanlar var” dedi. Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bize emredilen şu; herkesin dini kendine, bizim dinimizde zorlama ve aşağılama yoktur bu Allah’ın kelamı olarak inmiş. Bu çerçeve de dünyada çok sayıda insan hakları sözleşmesi olarak yerleşmiş. Bu ülkenin yüzde 52 oy almış Cumhurbaşkanı ve AKP başbakanın söylediklerine bakın. ‘Ayrımcılık yapmam, yaratılanı yaratandan ötürü severiz’ diyorlar. Hemen ardından da ‘Bunlar Zerdüşttür’ diyor. Zerdüştlük kadim bir inançtır. Buna inanalar var. Sen nasıl bir yalancısın. Irkçılar, yalancılar, DAİŞ zihniyeti bunlara sirayet etmiş. Saraydakinin en büyük nefreti, önünde dik duran Kürtlerdir. Bu nefretin bir diğer nedeni de, Kürtlerin yeniden tarih sahnesine çıkmasıdır. Biz ne yaptık size? Vatanınızı mı inkar ettik, dilinizi mi yasakladık? Nedir suçumuz, günahımız? Bir halk olarak bizim de geçmişimiz vardır. Tarih kitaplarında 100 yıl önce buranın adı Kürdistan’dı. Burada yaşayanlar da Kürtlerdi.”
Cuma namazına fezleke
Dokunulmazlıkların kaldırılması konusuna da değinen Selahattin Demirtaş, herkesin destek verdiği çözüm sürecinin karşılığı olarak haklarında 500 fezleke hazırlandığını anlattı. Demirtaş, “Bir savcı, benim ve Nimetullah Erdoğmuş için ‘sözde sivil cuma namazı’ diye fezleke hazırlamış. Namazımızın özde mi sözde mi olacağına onlar mı karar verecek? Bunu hazırlayan savcı haddini bilsin. Duamızın kabul olup olmamasına savcı mı karar verecek? Eğer sen yürekli bir savcıysan, milletin parasını çalan domuzların peşine düşersin” dedi.
“Cezaevleri bizim ikinci yerimizdir”
Başbakan Yıldırım’ın Diyarbakır Belediyesi’ne yönelik suçlamalarına yanıt veren Demirtaş, “Bir yıldan fazladır kesintisiz belediyenin için müfettişler var. Gece gündüz, alttan üstten inceliyorlar. Niye bulamıyorlar? Burada hırsız yok. Hakaretlerini kabul etmiyoruz kendisine iade ediyoruz. Ne yapacaklar? Yani belediye başkanlarımızı ayaklarından ters mi asacaklar? Biz direnmeye devam edeceğiz. Dokunulmazlığımız kalkınca korkacağımızı sandılar. Ama cezaevi denilince, zindan denilince onlar tir tir titriyor. Cezaevi bizim ikinci yerimizdir. Korkacak halimiz yoktur” dedi.
“Hani Cumhurbaşkanı mitingiydi?”
Kongre salonunda Abdullah Öcalan’ın fotoğrafları ve Demokratik Özerklik ile öz yönetim temasını işleyen pankartları ve afişleri kongre başlamadan önce savcılık kararı ile toplanıp salondan çıkarılmasına tepki gösteren Demirtaş, Diyarbakır’da hazineden alınan parayla AKP mitingi yapıldığı görüşü savundu. Demirtaş, şunları söyledi:
“Hani Cumhurbaşkanı mitingiydi? AKP mitingi gibi tek tek sahneye çıktılar. Bize ne diyorlar pankartı asamazsın diyorlar. Pankartları aldınız ağzımızı kapatabilecek misin. Diyarbakır’da 90 yıllarda söz ediyoruz. Sokakta basın açıklaması yapılmasına izin verilmezdi. Sokağa çıkamaz diyorlardı. O günlerde bize dayatan vali nerede, kaldı mı? O gün bize bir adım attırmayanlar yok, ama Diyarbakır bir milyonla bugün hala var. O dönemde İHD de avukatlık yapıyordum. O dönemde burada basın açıklaması yaptırmam diyen emniyet amiriyle başka yerde karşılaştım ‘O dönem ne kadar akılsızca şeyler yapıyorduk’ dedi. Bugün kongre yaptırmam, pankart astırmam diyenler yine aynı akılsızlığı yapıyorlar. Bugün binler burada kongresini yapıyor.
Polis pankart ve afişleri topladı
HDP’nin Diyarbakır’da Kayapınar Belediyesi Spor Salonunda yaptığı 1’inci Olağanüstü kongresi için salona asılan Abdullah Öcalan’ın fotoğrafları ve Demokratik Özerklik ile öz yönetim temasını işleyen pankartları ve afişleri kongre başlamadan önce savcılık kararı ile toplayarak salondan çıkardı. Bunun üzerine partililer de üzerinde Öcalan ve yaşamını yitiren önemli Kürt şahsiyetler ile bazı PKK’lilerin fotoğraflarının bulunduğu başka bir pankart astı.
Kongre salonuna girenler HDP’li görevliler tarafından 2 kez arandıktan sonra salona alınırken, kongreye HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve bazı Milletvekilleri ile Belediye başkanları katıldı.
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.