DEMİRTAŞ: BİZCE BODRUM KATINDAKİ HERKESİ ÖLDÜRDÜLER
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş partisinin grup toplantısında konuştu.
09 Şubat 2016 Salı 14:46
Sokağa çıkma yasağının sürdüğü Cizre'de bir bodrum katında 7 kişinin hayatını kaybettiği, 21 kişinin yaralı olarak beklediği iddialarıyla ilgili konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Kanaatimiz odur ki tüm insanları öldürdüler. Çünkü yaralı olduklarını kanıtlamıştık görüşmelerle, telefon kayıtlarını duyurduk. Toplu bir katliamı örtmek için gün be gün açıklıyorlar" diye konuştu.
Partisinin grup toplantısında konuşan Demirtaş'ın açıklamaları şöyle:
Ne diyor bu ahlaksızlar; HDP’liler gidip orada üst düzey PKK’lileri kaçırmaya çalışıyor. Ahlaksız politikalarının karşılığında kirli propagandalarını kullanıyorlar. 20 gündür herkesin gözünün içine baka baka katliam yapıyorlar. Kanaatimiz odur ki tüm insanları öldürdüler. Çünkü yaralı olduklarını kanıtlamıştık görüşmelerle, telefon kayıtlarını duyurduk. Toplu bir katliamı örtmek için gün be gün açıklıyorlar.
Cenazeleri sokaklara dağıtıyorlar. Toplu halde katlettiklerini evlere, sokaklara dağıtıyorlar. Şimdi bunun hazırlığı yapılıyor. Dün cenazeleri almaya giden cenaze belediye birimlerine ordu, “cenazeler hazır değil, gidin şimdi vermiyoruz” demişler. Dünden beri cenazeleri de alamıyoruz. Karşımızda bunlardan anlayabilecek vicdanlı bir hükümet yok. Bizim çağrımız halkımızadır. Cizre’de yaşananların en büyüğü, en acısı değil. Çok daha büyük katliamlar yakın tarihte de yaşandı.
Cizre, Roboski gibi, Suruç gibi Ankara gibi. İnsanlık tarihi hem katliam tarihiyse aynı zamanda onurlu mücadele tarihidir. İnsanlık bunlara karşı çıkanlar sayesinde geldi. Bugün yaşıyorsa birbirimizin yüzüne bakabiliyorsak insani değerlerimize sahip çıktığımız içindir. Hükümet çılgınlık boyutuna erişmiş bir faşizm ve paranoya yaşıyor. Koltuğu kaybetme, iktidarı kaybetme iktidarı kaybetme korkusu yaşıyor. Zannediyorlar ki etrafları düşmanlarla çevrili. Yurt içinden, yurt dışından utanmazlarsa evrenden bütün kötü güçler onların düşmanı. Onlar da Osmanlı'nın şanlı ruhuyla bizi koruduklarını zannediyorlar. İstanbul'a, İzmir'e, Trabzon'a bakıyoruz düşman yok. Ama Ankara Türkiye'deki herkesi düşman görüyorlar. Daha ağırını da yapmak üzere hazırlık yapıyorlar.
Cizre'de yaşanan vahşet İzmir'de yaşayan kardeşlerimize de bir tehdit olarak yapılıyor. İtiraz ederseniz başınıza bu gelir diyorlar. İtaat edeceksiniz. AKP'li olmak da yetmiyor. Saray'a biat edeceksiniz, "Biz oraya tabiyiz" diyeceksiniz. Bunlara göre yüzde 95'i bunlara düşman. Türkiye'yi kurtaracağız deyip her yeri yakıp yıkıyorlar.
Dünaynın en önemli gücü Kürtlerle işbirliği yapıyor"
İran'da, Türkiye'de, Suriye'de Türkiye'de yaşayan Kürtler, Türk halkının en büyük ittifak gücü ve kardeşiz. PYD bizim düşmanımız deyip Suriye'deki Kürtleri düşman ilan ediyor. 1 Mart tezkeresini çıkarsaydı Kuzey Irak da olmayacaktı. Türkiye'deki Kürtleri de AKP düşmanı, din düşmanı Türk düşmanı ilan ediyorlar HDP'nin üzerinden. Türkiye toplumu bunlara inanırsa tarihi bir fırsatı kaçıracağız. Dünyanın en önemli gücü Kürtlerle işbirliği yaparken Davutoğlu Kürtleri düşman ilan ederek bu stratejik ittifakı ve gücü yıkmaya çalışıyor.
Bir parti ve ideoloji adı altında halklar bir partinin şemsiyesi altına sığmayacak kadar büyüktür halklar. HDP altında da bir araya gelemezler. Bir parti altında buluşamayınca vatan haini olamıyorsak bizzat bunu o parti yapıyordur. Cizre ve Sur'a sessiz kalmak iç savaşı tetikleyen politikalarına teslim olmaktır. Bunlara karşı hükümet basiretsizliği ve art niyetiyle Osmanlı'dan devraldığımız Kürt sorununu çözmek istemiyor.
Müzakere masasını Demirtaş’ devirdi dediler. Ne yaptığımı, nasıl bir girişimde bulunmuşum. "Seni başkan yaptırmayacağız" dışında. Davutoğlu konuştu, ilk defa doğru konuştu. Bunların barış görüşmelerinden anladığı şey bunun üzerinden oy devşirip 330 milletvekilini bulup anayasayı değiştirip başkanlığı getirmek. Kürtleri de basamak yapacaklar. Başkanlık geldikten sonra özgürlük, barış gelecekler diyorlar.
Ortada başkanlık yok. Diktatörlük var. Böyle bir anlayışla Kürt sorunu çözülür mü? Önce başkanlığı desteklediğimizi, Kürtleri sattığımızı söylediler. Şimdi de başkanlığı destekleseydiniz diyorlar. Sorunlarımızı silaha havale etmek yerine biz iyi de olsa kötü de olsa o masayı diri tutmaya çalıştık. Bugün onurlu ve özgürlüğe ve şeffaflığa dayalı bir müzakere için çalışan uğraşan biziz. Asla İmralı HDP müzakere olmayacak diyenler onlar. Konuşma yoktur diyen, savaş daha da büyüyecek diyen onlar.
Bizler AKP'nin Türkiye'yi bir kaosa sürüklediğini düşünenlerle el ele vermek zorundayız. Karşımızda bir savaş cephesi var. İşçi Partililer "en mutlu günümüz" diyorlar. Ergenekoncular, İşçi Partililer, savaş isteyenlerle Saray ekipleriyle işbirliği yapıyorlar. Cesareti oradan alıyorlar. Davutoğlu'na düşen de bunların üzerini gizlemek. Ergenekon, İşçi Partililer ve Saray savaş ittifakı kurdu. Bu tür ittifakları yerden yere vuranlar bugün ikiyüzlülük yapıyor.
"2016'nın master planı, 1930'nun paketi..."
Başbakan'ın açıkladığı master plan adeta 1930'lar. Bakın mesela 1937 yılından Son Posta gazetesi... Silahlar nasıl susacak, ölümler nasıl duracak, tek bir cümle yok. Paket paket üstüne... Bakın yıl 1997. Bazılarına çok iddialı gelebilir, bu ülkenin başbakanları Sn Öcalan kadar samimi olsalardı barış bin defa gelmişti. Sekiz aydır İmralı'ya tecrit var. Görüşmenin kime ne zararı var? Şu savaş olacağına 5 yıl müzakere etseydiniz, kime zararı vardı?
“Sayın Öcalan ile İmralı’da da Bekaa’da da görüştünüz”
“HDP ile İmralı ile görüşmeyeceğiz” diyorlar. Siz sayın Öcalan ile içeride de dışarıda da her zaman görüştünüz. 93'te Bekaa'da ateşkes imzaladınız, Oslo'da Öcalan'la görüştünüz.. Bu konuda samimi olsaydınız bin defa bu sorun çözülmüştü. Öcalan’ın oy kaygısı yok, rant kaygısı yok ‘Hayattayken Türkiye'ye barış getirmek istiyorum, Türk - Kürt halkını barıştırmak istiyorum’ diyen bir liderle değil Araplarla Suudilerle Katarlılarla görüşüyorsun bize de barış görüşmesi diye yutturuyorsunuz. Sen çözümü Arap şehirlerinde Katar'ın kirli paralarında arayacağına öz kardeşim dediğin Kürtlerde neden aramıyorsun? Sizin barış niyetiniz olsaydı ne barikat, ne hendek ne top olacaktı. Şehirler yakılıp yıkılmayacaktı. Şu 1 yıldır yaşadığımız savaşı yaşamak yerine 5 yıl daha müzakere yapsaydık. Gençlerimiz ölmeseydi.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.