DEMİREL VE ECEVİT GİZLİ BELGELERDE
ABD'nin gizililiği kaldırılan Dışişleri Bakanlığı belgelerinde Demirel ve Ecevit'le ilgli notlar da yer alıyor. Notlarda ilginç bilgiler var.
06 Ocak 2011 Perşembe 13:41
ABD'nin gizililiğini kaldırdığı Dışişleri Bakanlığı belgelerinden yine Türkiye'yle ilgili ilginç detaylar çıktı. Yeni ortaya çıkan kriptolarda Türkiye'de 1972 yıllarında yaşanan siyasi gelişmeler ve CHP-Ordu ilişkisi hakkında önemli bilgiler yer alıyor.
Gizliliği kaldırılan belgelere göre, 12 Mart muhtırasından sonra başbakanlıktan istifa eden Süleyman Demirel'in, dönemin ABD Büyükelçisiyle yaptığı bir görüşmede, Bülent Ecevit'in CHP Genel Başkanlığına gelmesi hakkında "çok ilginç" değerlendirmeler yaptığı ifade ediliyor. ABD'li Büyükelçi William J. Handley'nin talebiyle Demirel'in konutunda 2 Aralık 1972'de yapılan ve 1,5 saat süren görüşmeye ilişkin olarak Handley, Washington'a bir not gönderdi.
CHP ORDU İLİŞKİSİ O ZAMAN DA KONUŞULUYORMUŞ
Büyükelçi Handley, Demirel'den, İsmet İnönü'nün 8 mayıs 1972'de genel başkanlığından istifa ettiği ve yerine 14 Mayıs 1972'de Bülent Ecevit'in seçildiği CHP konusundaki değerlendirmesini istemiş. Demirel'in verdiği karşılık için Handley, "çok ilginç cevaplardan birini verdiğini düşünüyorum" diyor.
Büyükelçi, bu ilginç cevabı şöyle aktarıyor:
"CHP'de şu andaki gelişmelerin Türk demokrasisi ve Türkiye Cumhuriyeti için, Mart 1971'de olanlardan (askeri müdahale) çok daha önemli olduğunu söyledi. Geçmişte bir devlet partisi olan, 1923-1950 arasında Türkiye'yi tek parti olarak yöneten CHP'nin şimdi kendisini, Türk seçmenine, Adalet Partisi'nin demokratik bir alternatifi olarak takdim edip edemeyeceğinin görüleceği bir sürece doğru soktuğunu belirtti. Her şeyin, CHP'nin geçmişteki elitist eğiliminden kurtulup kurtulmama ve 'halkın' partisi olup olmamaya karar vermesine bağlı olduğunu ifade etti. CHP'nin geçmişte kendisini daima belirli seçkinci 'kurumlarla' bir tuttuğunu, o kurumların sırtından yükseldiğini belirtti. Bunlar arasında orduyu, mahkemeleri, devlet kuruluşlarını, üniversiteleri ve entelijensiya tabakasını saydı. Bunun pek çok açıdan Osmanlı'daki saray-ulema-asker arasındaki iktidar paylaşımının yeni bir uyarlamasından başka bir şey olmadığını (belirtti). Hiçbir şeyin onu, CHP'yi halka giderken, halktan destek alırken ve CHP'nin güçlü bir siyasal kuruluş olarak yükseldiğini, gücünü seçkinci kurumlardan değil, geniş halk kitlelerine dayalı bir zeminden alırken görmekten daha fazla memnun etmeyeceğini söyledi."
DEMİREL: İNÖNÜ DEMOKRASİYİ MAHFETTİ
Demirel, CHP liderliğini Ecevit'e kaybeden İnönü hakkında da ülkenin kuruluşundaki katkılarından dolayı Türkiye Cumhuriyetinin ona borçlu olduğunu belirttikten sonra, 1960'da orduyu darbeye iterek demokrasiyi mahvetmesini hiç unutmayacağını ve hiç affetmeyeceğini söylüyor.
Gizliliği kaldırılan belgelere göre, 12 Mart muhtırasından sonra başbakanlıktan istifa eden Süleyman Demirel'in, dönemin ABD Büyükelçisiyle yaptığı bir görüşmede, Bülent Ecevit'in CHP Genel Başkanlığına gelmesi hakkında "çok ilginç" değerlendirmeler yaptığı ifade ediliyor. ABD'li Büyükelçi William J. Handley'nin talebiyle Demirel'in konutunda 2 Aralık 1972'de yapılan ve 1,5 saat süren görüşmeye ilişkin olarak Handley, Washington'a bir not gönderdi.
CHP ORDU İLİŞKİSİ O ZAMAN DA KONUŞULUYORMUŞ
Büyükelçi Handley, Demirel'den, İsmet İnönü'nün 8 mayıs 1972'de genel başkanlığından istifa ettiği ve yerine 14 Mayıs 1972'de Bülent Ecevit'in seçildiği CHP konusundaki değerlendirmesini istemiş. Demirel'in verdiği karşılık için Handley, "çok ilginç cevaplardan birini verdiğini düşünüyorum" diyor.
Büyükelçi, bu ilginç cevabı şöyle aktarıyor:
"CHP'de şu andaki gelişmelerin Türk demokrasisi ve Türkiye Cumhuriyeti için, Mart 1971'de olanlardan (askeri müdahale) çok daha önemli olduğunu söyledi. Geçmişte bir devlet partisi olan, 1923-1950 arasında Türkiye'yi tek parti olarak yöneten CHP'nin şimdi kendisini, Türk seçmenine, Adalet Partisi'nin demokratik bir alternatifi olarak takdim edip edemeyeceğinin görüleceği bir sürece doğru soktuğunu belirtti. Her şeyin, CHP'nin geçmişteki elitist eğiliminden kurtulup kurtulmama ve 'halkın' partisi olup olmamaya karar vermesine bağlı olduğunu ifade etti. CHP'nin geçmişte kendisini daima belirli seçkinci 'kurumlarla' bir tuttuğunu, o kurumların sırtından yükseldiğini belirtti. Bunlar arasında orduyu, mahkemeleri, devlet kuruluşlarını, üniversiteleri ve entelijensiya tabakasını saydı. Bunun pek çok açıdan Osmanlı'daki saray-ulema-asker arasındaki iktidar paylaşımının yeni bir uyarlamasından başka bir şey olmadığını (belirtti). Hiçbir şeyin onu, CHP'yi halka giderken, halktan destek alırken ve CHP'nin güçlü bir siyasal kuruluş olarak yükseldiğini, gücünü seçkinci kurumlardan değil, geniş halk kitlelerine dayalı bir zeminden alırken görmekten daha fazla memnun etmeyeceğini söyledi."
DEMİREL: İNÖNÜ DEMOKRASİYİ MAHFETTİ
Demirel, CHP liderliğini Ecevit'e kaybeden İnönü hakkında da ülkenin kuruluşundaki katkılarından dolayı Türkiye Cumhuriyetinin ona borçlu olduğunu belirttikten sonra, 1960'da orduyu darbeye iterek demokrasiyi mahvetmesini hiç unutmayacağını ve hiç affetmeyeceğini söylüyor.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.